Başka Bir Aşk

699 32 0
                                    

Pişman olmak üzereydim ama ana kendimi çok kaptırmıştım. Ve duyduğum şeyi duymayı inanin ki beklemiyordum.

"Ben de seninle evlenmek istiyorum Taehyung."

Aşk iki kişilikken güzeldir. El ele dolaşan iki kişi varsa güzeldir.  İki kişi göz göze gelebilir en fazla mesela.

Jimin:

Kendimi neden ihanete uğramış hissediyordum ki? Kendim istemiştim hepsini. Ona ben yol göstermis onun barışması için ben uğraşmıştım. Şimdi bu kiraz ağacının arkasından onlara bir kez baktığımda bile neden ihanet hissediyordum ki.

Ne sanmıştım Taehyung'un benden hoşlanacagini mi? Ya da neden bunları hayal etmek kalbimi böyle yapıyordu. Belki de Taehyungda gerçek aşkıma benzeyen bir şeyler vardı. Bundan dolayıydı.

Ama emindim artık, onlar birbirlerini seviyorlardı. İlk gördüğüm andan sonra ayıp olmaması için dönüp bakmamıştım bile.

Yine de Taehyung'un bir çocuk istediğini duymuştum.

Gerçek aşk böyledir işte. Benim gibi terkedilmezsiniz.

Terkedilseniz de o gelir bulur sizi. Yakışıyorlardı da Jungkookla.

Aralarına girmemeli belki de arkadaşları olmalıydım. Ama bu pek mümkün görünmüyordu Çünkü yine de Jungkookun ağacın altında taç yaparken bana nasıl bir nefretle baktığını görmüştüm.

Oysa ben de ondan nefret etmiştim. Taeyi üzmüştü.

O güzel gözleri, kıvırcık saçları, biraz yanık teniyle, o narin elleri olan bir tanrıçayı üzmüştü adeta.

Ve Tae'nin kulu olarak ben bunu yine de affedemeyecektim.

Boncuk boncuk dökülen gözyaşlarını unutmayacaktım.

Ve eğer bir gün olur da Jungkook onu yine üzerse ben yine burada olacaktım.

Ve bir ses duydum. Benden çok uzakta değildi. Ses kimden geliyordu bilmiyorum ama bu kişinin acı çektiği belliydi. Sesin geldiği yöne doğru gitmeye başladım.

Ağaçların birinin arkasında bir hareketlenme görünüyordu. Gizlice onu izlemeye başladım. Zaten kendisi de aynı şekilde Taehyung ve Jungkooku izliyordu anladığım kadarıyla.

Yüzündeki kar maskesi büyük ihtimalle tanınmamak için takılmıştı. Kore'de bunu yapıyorlar mıydı bilmiyordum ama Kanada'da çalıştığımız ajansta haber toplamak için kullanılıyordu.

Bir anda gözüm kendini yavaştan belli eden vücudunda takılı olan o krem rengi çantaya takıldı. Gazetecilerin taktığı cinsten bir çantaydı.

Dünyada bin tane gazeteci vardı. Bu spesifik bir şey değildi. Tanıdık gelen çantanın sahibine artık gizli olmayan bir şekilde bakmaya başladım.

Her halinden belliydi bunu herkese yayacağı. Lakin ben bunun olmasına izin veremezdim. Jungkookun otoritesi yerle bir olacaktı.

Taehyung üzülecekti. Ve her zamanki gibi Jungkook affedilecek ama Taehyung terbiyesiz ilan edilecekti. Medya böyleydi. Buna göz yumamazdım.

"Hey, neyi izliyorsun o kadar dikkatli?"

Korkmuş olacak ki bana dönüp baktı ve şaşırtıcı bir şekilde bana sanki bir kurtarıcıymış gibi bakıyordu.

"Sana diyorum neyi izlediğini ve burada ne halt yediğini sanıyorsun sen?"

Bana bakmaya devam ediyordu. Hadi tamam gizlilik falan anladık da cidden sessizliği sinirimi bozmaya başlamıştı.

Ve o da yetmezmiş gibi gözlerime hatta sanki gözümden de öteye bakıyordu.

Üzerine atıldım. Onu sonunda yere düşürdüğümde boğazını sıkmaya başladım. "Konuşsana ulan dilini mi yuttun?" Mırıldanmaya başladı.

Boğazını çok sıkı sıktığım için olsa gerek çok nefes alamıyor gibiydi. "Jimin" dediğini anladım. Ve o an cidden sinirlendim. Bu herif beni nereden tanıyor olabilirdi?

Sinirlenip kafasındaki kar maskesini çektim çıkardım. Belki bana hayatım boyunca bunu deseler inanmazdım ama karşımdaki yüz oydu. Ben de konuştum...

"Yoongi?"

Bu kısa bir bölümdü ama geçiş bölümü olarak varsayarsak sevinirim.

Aslında bu bölümle birlikte bir konuşma yapmak istedim.

Hayatımın çoğu kısmında çok eksik olduğumu hissettiğim bir dönemdeyim. Evet yazıyorum ama daha güzel yazabilirdim. Güzel resim çiziyorum ama benden güzel çizen binlerce insan var. Dans etmeyi seviyorum ama uğraşmıyorum.

Hatta öyle ki şuan nefes alıyorum ama dışarıda daha nefes alınacak çok yer var. Eksik hissetmem beni üzmekten öte kendimden utanmamı bile sağlıyor bazen. Ama aynı zamanda bu utanç beni motive de ediyor.

Wattpadde geçireceğim vakti en aza düşürerek Türkçemi biraz olsun düzeltebilmek istiyorum mesela. Cümlelerim çok basit, bazen sürekli "şey" diyorum. Bu tarz sorunların sosyal medyayla ilgili olduğunu biliyorum.

Bu süreçte daha çok kitap okuyacak, daha kendimi geliştireceğim. Kimsenin umrunda olmayabilir bu söylediklerim. Ama benim umrumda.

Bir süre bölümler biraz daha kısa ve daha nadir gelebilir. Başka kitaplar yazabilmek istiyorum, ki bundan çok daha güzel kurgularım oldu ama hiçbiri hakettiğini geçtim, hiçbir değer görmedi bile. Ve maalesef hepsini tekrardan yayından kaldırıp taslaklara aldım sinirlenip.

Basit olanın daha popüler olduğu bu dünyada daha kompleks daha sanatlı bir kişilik ve anlatım tarzını benimsemek istiyorum artık. Umarım beni anlarsınız. Dertlerini anlatmayı pek seven bir insan olmadığım için belki bir sokakta görüp yanından öylesine geçtiğim ya da belki hiç görmeyeceğim sizlere anlattım bunları.

Size de bir açıklama borçluydum bu konuda. Bir taşla iki kuş oldu açıkçası. Seviliyorsunuz. Kendinize dikkat edin<4

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Jul 01, 2022 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

CariyeHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin