Ejderha Prens'in Eşi

24# Erken Ayrılma

Ertesi gün sabah 5

Long Ao Zhen sabahın 5'inde uyandı. Gözlerini açtığında gördüğü ilk şey, kucağında bir bebek gibi uyuyan 'eşi' oldu.

Long Ao Zhen, Li Shi Ying'in vücudunun arkasını okşadı ve onu nazikçe itti. Onu yatağın ortasına yatırdı ve vücudunu battaniyeyle örttü.

Long Ao Zhen'in gölge muhafızları, Long Ao Zhen gitmeye hazır olduktan hemen sonra gitmeye hazırdı. Hepsi mağaranın dışında toplandılar.

Jiu Wei bile Long Ao Zhen'in erken ayrılışını biliyordu ve o zaten Long Ao Zhen'in ayrılışını görmek için Mezar Ormanı'ndaki diğer ilahi canavarlarla birlikte nöbet tutuyordu. Jiu Wei ve arkadaşları da mağara girişinden çok uzakta değillerdi.

15 dakika sonra.

Long Ao Zhen hızlı bir banyo yaptı ve kıyafetlerini siyah bir Çin cübbesi setiyle değiştirdi. Hala altın tacını takıyordu ve bugün beline altın yeşim bir kolye taktı.

Long Ao Zhen daha sonra benzersiz bir yarı dolu maske çıkardı. Maske sadece gözlerini ve burnunu kapatıyor ama yine de ağzını görebiliyordunuz. Maske altın rengindeydi ve üzerinde eşsiz bir antik desen vardı.

Long Ao Zhen o maskenin içinde muhteşem görünüyordu, aurasını daha çok kraliyet ailesinden gelen gizemli, zengin bir genç asil gibi gösteriyordu.

Mağaradan çıkmadan önce Long Ao Zhen, hâlâ yatağında uyuyan 'karısına' baktı. Long Ao Zhen yavaşça Li Shi Ying'e doğru yürüdü ve onun hemen yanında durdu.

Long Ao Zhen sessizce 'karısı' yüzüne baktı. Sonra onunla arasındaki mesafeyi kapatmak için başını eğdi.

Uzun Ao Zhen, Li Shi Ying'i alnından nazikçe öper. Çok kısık bir sesle "Kendine dikkat et...bir an önce sağlığına kavuş...ve..hayatının tadını çıkar" dedi.

Mağaranın içinde başka kimse olmadığı için Long Ao Zhen, karısını alnından öpmek gibi utanç verici bir şeyi veda öpücüğü yapacak kadar cesurdu.

Long Ao Zhen, Li Shi Ying'i öptükten sonra uzun süre kalmadı. Hemen dışarıda muhafızlarını karşılamak için mağaradan çıktı.

Li Shi Ying'i böyle öptüğünde kesinlikle utanmıştı, bu yüzden çabucak dışarı çıktı ve hiçbir şey olmamış gibi davrandı.

Yani yarım saatten kısa bir süre içinde Long Ao Zhen ve grubu mezar ormanından ayrılmıştı. Jiu Wei ve diğer ilahi canavarlar da Long Ao Zhen'i şahsen gönderdi.

Bu arada mağaranın içinde, bir dakika öncesine kadar hala uyuyan Li Shi Ying uyanmıştı.

.....

Li Shi Ying gözlerini ovuşturdu ve vücudunu gererken esnedi. Uzun zamandır uyumuş gibi hissediyordu. Ayrıca uyurken, bir şekilde birinin onunla ilgilendiğini belli belirsiz hissedebiliyordu.

Li Shi Ying yavaşça gözlerini açtı ve yaptığı ilk şey çevresini incelemek oldu.

Bir transmigratör için ilk ipucu, çevrenizi dikkatli bir şekilde incelemektir. Ne kadar garip olursa olsun, sakin olmalısın.

Tabii ki binlerce ruh göçü romanı okuma konusunda deneyimli biri olarak Li Shi Ying, okuduğu romanlardan edindiği bilgilere göre kendini çok hızlı bir şekilde uyarladı.

Li Shi Ying, onun çok büyük olmayan bir taş yatağın üzerinde yattığını gördü. Etrafındaki mobilyalar da ya taştan ya da ahşaptan yapılmıştır. Duvardan, Li Shi Ying onun büyük bir mağaranın içinde olduğunu anladı.

Duvar da taştan yapılmıştı ama daha doğal görünüyordu. Mağara aydınlık değildi ama karanlık da değildi.

Li Shi Ying alnına dokundu. Artık ateşi yok muydu? Peki nasıl iyileşti? ve neden bu mağaradaydı?

Li Shi Ying akıllı bir kızdı. Önceki dünyasında bile, kendi kuşağının ve bölümünün en iyi öğrencilerinden biri olarak görülüyordu. Li Shi Ying, onu buraya getirenin Mao Mao'dan başkası olmaması gerektiğini hemen anladı.

Hmmm ama şu anda Mao Mao dahil kimseyi görmedi. Belki dışarıda yemek arıyorlardı? Olabilir.

Li Shi Ying vücudunun durumunu inceler. Ateşi düşmüştü ama hala sakat durumdaydı.

Cehennem?! O popüler ışık romanlarında, bir sakat olan göçmenin gizemli bir ateşi falan olduğunda aniden iyileşmesi normal değil miydi?

Evet, cennet kesinlikle adil değil. Kadın başrol değildi, bu yüzden aynı zamanda bir transmigratör olsa bile, cennet onu terk etti!!

Li Shi Ying hayal kırıklığına uğradı ama uzun süre kendini aşağı hissetmedi. Heh öyle olsun.

"Hile yok güç yok ama yaşadığım sürece bir yol olacak!"