Ejderha Prens'in Eşi

7# Ejderha Sarayı

Li Shi Ying ateşi ile mücadele ederken, Long Ao Zhen üst aleme geri döndü. Gece geldiğinde oraya geldi ve doğrudan üst alemin girişinden Uzun krallığa gitti.

Üst alem, mitolojik canavar klanına göre bölünmüş 7 krallığa sahiptir. Uzun Krallık, ejderha için bir krallıktır. Feng Krallığı anka kuşu tarafından işgal edilmiştir. Bai Kingdom, beyaz kaplan klanının yaşadığı yerdir. Hei Kingdom, siyah bir kaplumbağa krallığı, Du Kingdom ise tek boynuzlu at klanı içindir. Diğeri Pegasus için yapılmış Fei Krallığı ve sonuncusu Qilin ailesi için bir krallık olan Qi Krallığı.

Long Ao Zhen, üst alemin girişinden, Long Kingdom'a hemen ulaşmak için bir ışınlanma portalı aldı.

Geldiğinde, orijinal haliyle yaşadığı Dragon Sarayı'na uçtu.

"Üçüncü prens hoş geldiniz!" Kafalarında ejderha boynuzu olan insan biçiminde bir düzine hizmetçi hep bir ağızdan eğildiler.

Long Ao Zhen, imparatoriçe malikanesine girerken hizmetçilere bir kez bile bakmadı.

İmparatoriçe İkamet Salonu'nda.

Ana koltukta orta yaşlı güzel bir kadın oturuyordu. Aurası yumuşak ama heybetliydi. Altın sarısı saçları güzel bir şekilde toplanmıştı. Başı birkaç parlak mücevherle süslenmişti. Çayını sessizce yudumlarken kırmızı kertenkele gibi gözleri güzelce yanıp sönüyordu.

Kadının başında yeşil bir yeşim ejderha tacı vardı ve koyu yeşil elbisesi altın ejderha deseniyle işlenmişti.

Sağ ve sol tarafında 2 genç ve güzel hizmetçi vardı. Hizmetçilerin kıyafetleri ve saç modeli aynıydı. Basit, açık yeşil bir elbise giymişlerdi ve başlarında bir ejderha boynuzu vardı.

BANGG!!

Salonun kapısı aniden açıldı.

Halihazırda insan formuna dönmüş olan Long Ao Zhen, tek başına yürürken koridorun kapısını kaba bir güçle açtı. Dışarıdaki neredeyse baygın hizmetçileri görmezden geliyor.

Hizmetçilere soğuk bir bakış attı ve herkesin soğuk terler dökmesine neden olabilecek kısa bir söz söyledi. "Sandalye"

İki cariyenin dizleri titriyordu ve hemen üçüncü prens için bir sandalye hazırlarlar.

Long Ao Zhen oturdu ve çok zarif bir hareketle bacağını geçti. Hizmetçilere soğuk bir bakış daha attı ve "Scram!" diye bağırdı.

Sadece aurasından, imparatoriçe sarayındaki tüm hizmetçiler ve hizmetçiler, üçüncü prensin çok kötü bir ruh hali içinde olması gerektiğini biliyorlardı.

Hizmetçilerden ayrılmalarını istemese bile, istedikleri zaman gitmekten çok memnun olacaklardı.

İki cariye, kurda çarpan tavşan gibi koşmadan önce bir selam bile vermemişler.

Bütün salon derin bir sessizliğe gömüldü.

İmparatoriçe, gözlerinde bir suçluluk duygusuyla oğluna baktı ama o hiçbir şey söylemedi. Çay bardağını tutan parmağı titredi ve diğer eli elbisesini sıkıca kavradı.

Long Ao Zhen, içeri girdiği andan itibaren annesine bir kez bile bakmadan parmağıyla koltuğa hafifçe vurdu.

Kısa bir sessizlikten sonra nihayet alçak sesle konuştu. "...Açıklamak"

Sesi soğuk geliyordu ama içinde hafif bir titreme duyulabiliyordu.

Uzun Ao Zhen'in soğuk yüzü herhangi bir duygu göstermiyordu ama gözlerinin derinliklerinde bir incinme hissi vardı. Nazik ve tatlı annesi tarafından ihanete uğramak üzdü.