UYARI
bu bölüm şiddet/hakaret gibi ögeler içeriyor.Babam bakışlarını benim üzerimden Jungkook'a doğru kaydırdı.
"Sen kimsin?" diye sordu. Bana dönerek
"Niye her bulduğun serseriyi eve getiriyorsun Taehyung-ah" dedi."Ben Taehyung'un erkek arkadaşı tanıştığıma memnun oldum efendim." dedi Jungkook eğilerek. Siktir
Jungkook'a gözlerimi açarak bakıyordum. O da 'Ne oldu?' dercesine kafasını salladı. Gerçi bunun yüzünden onu suçlayamazdım. Babamın homofobik bir yaratık olduğunu nereden bilebilirdi ki?
"Ne diyor bu zevzek Taehyung-ah ne erkek arkadaşı ne saçmalık dönüyor burada?!" diye bağırdı babam hiddetle.
Ben ise ne cevap vereceğimi bilmiyordum.
"Sen senelerdir burada ne haltlar yiyorsun ha?" dedi babam apartmanı inletecek bir sesle. Nedense birden bire ayılmıştı.Hâlâ cevap vermiyordum. Oturup olan biteni anlatmaya çalışsam bile beni dinlemezdi bunu da biliyordum.
Benim sessizliğim onu daha da sinirlendirmişti. " Cevap versene lan!" diyerek yüzüme oldukça sert bir tokat yapıştırdı.
Jungkook ise yanıma gelerek " Taehyung iyi misin? Seni buradan götürmemi ister misin?" diye sordu.
Gözlerimi kapatıp fısıltıyla "Git burdan Jungkook lütfen" dedim.
"Ama-" dedi Jungkook onun sözünü keserek "Lütfen lütfen git." dedim.
O da mecburen gitmek zorunda kalmıştı. Merdivenleri inerken bana baktığını görebiliyordum.
Başımı yerden kaldırıp babama baktığımda yüzüme tükürdü." Aç derhal şu kapıyı." diye bağırdı. Ben ise yüzümü üzerimdeki tişörte silmeye çalışıyordum.
Sonrasında kapıya yönelip hızlıca anahtarları çevirdim. İçeri girdiğimizde babam sertçe kapıyı kapatmış ve üstüme doğru yürüyordu.
"Sen iğrenç yaratık. Ailemizin yüz karasısın sen be! Ben de oğlum adam olmuş, delikanlı olmuş diye seviniyordum.
Ulan erkek misin sen be?!" diye bağırdı babam. Ağzındaki tükürükler her yere saçılıyordu.Aynı çocukluğumda olduğu gibi altından kalkamayacağım gururumu yerle bir eden kelimeler söylüyordu bana.Tokatlarından çok söyledikleri canımı yakıyordu.
Hırsını alamamış olacak ki hızla dönüp bana bir daha Tokat attı. Gözyaşlarımı artık tutamamıştım.
Bir daha Tokat atmaya hazırlanıyordu ki elini havada tutup onu kenara fırlattım ve bağırmaya başladım.
" Sen mi bana erkekliği öğreteceksin ha? Sen mi? Yıllardan beri karısını çocuklarını canı çıkana kadar döven haysiyetsizin teki mi bana bunları söylüyor? Sen benimle böyle konuşamazsın. Ben sadece sevdiğim adamla birlikteyim. Ama tabii sen sevgi,aşk nedir bilmezsin! Senin tek bildiğin dövüp sövmek. Bu ailenin bir yüzü karası varsa o ben değilim sensin!"
dedim.İçimde biriken zehiri kusuyordum adeta.
Bunları söylerken de gözümden yaşlar akmaya devam ediyordu. Bana bir yanıt vermeye hazırlanıyordu ki sözünü keserek konuşmaya başladım." Bana tek kelime dahi etme.Ve evimi terk et senin artık Taehyung diye bir oğlun yok. Sen beni unut ben seni unutayım ve buradan defolup git." dedim.
Eskisi gibi eziklik ile ona karşı gelmeyecektim. Benim hayatıma karışma hakkına sahip en son kişi bile değildi.
Onsuz hayatımı gayet iyi bir şekilde devam ettiriyordum. Ne ona ne de anneme hayatımda yer yoktu artık.
Tekrardan birşeyler söylemeye çalışıyordu ama müsade etmedim. Kolundan tuttuğum gibi onu kapıdan çıkardım ve üzerine kapıyı kilitledim.
Ne olursa olsun o kapı bir daha o pislik herif için açılmayacaktı...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
MYSTERİOUS VİDEO|TAEKOOK
FanfictionGünün birinde telefonumu bir yerlerde kaybettiğim için şükredeceğimi hiç düşünemezdim... Düzyazı Texting Başlangıç=12 Haziran 2022 Bitiş=4 Temmuz 2022