27.BÖLÜM

325 21 1
                                    


Jungkook'un gözünden;

Restoranın lavabosundaydım. İçimi çok büyük bir gerginlik kaplıyordu.
Ama bu daha önce böyle bir şey yapmadığım için mi yoksa reddedilme korkusundan mıydı bilmiyordum.

Kendime gelebilmek için yüzüme soğuk su çarptım. Aynaya bakarak "Her şey yolunda." dedim kendi kendime.

Cebimden çıkardığım alyansa bakıyordum. Sade bir yüzüktü. İçerisinde
"Sonsuza kadar birlikte." yazdırmıştım.

Karşımda Taehyung gibi biri olunca bu tarz sözlerin anlamları benim için daha da farklı oluyordu.

Yüzüğü geri cebime koyduğumda Taehyung'un yanına ilerledim. Bulunduğumuz katta normalden daha az insan vardı.

Bunu özellikle ben istemiştim. Restoran sahibi yakın bir tanıdığımdı. Ve beni kırmayıp planıma yardımcı olmuştu.

Taehyung'un yanına vardığımda şarabından bir yudum alarak konuşmaya başladı.

"Yüzün bembeyaz olmuş." dedi. "Öyle mi farkında değilim." dedim.

Heyecanlıyken yalan söyleyemiyordum.
Bir de heyecanıma Taehyung'un nefes kesen görünüşü de tuz biber oluyordu.

Ona şık giyinmesini güzel bir akşam geçirmek istediğimi söylemiştim ve o da beni kırmayıp kahve bir takım elbisenin içine beyaz bir gömlek giymişti.

Saçları dalgalı ve ipek gibiydi. Her zaman olduğu gibi...

"Sen bugün biraz gergin misin, yoksa bana mı öyle geliyor?" diye sordu Taehyung.

Bazen beni iyi tanıması ondan nefret etmemi sağlıyordu.

"Ah bilmem genel bir strestir herhalde." dedim ve devam ettim "Biliyor musun o gün yani takside senin telefonunu bulduğum gün iyi ki sana yazmışım. Eğer sana yazmasaydım ah ben bilmiyorum hayatım çok daha farklı olurdu ve bu farklılığın güzel olacağını pek düşünmüyorum."

Taehyung yüzünde yumuşak bir tebessüm ile beni dinliyordu. Elimi tutarak "Bende iyi ki seninle konuşmaya devam etmişim ve İnan bana gerçekten benim hayatımda çok farklı olurdu ve bu da iyi bir farklılık olmazdı." dedi

Ondan böyle güzel şeyler duymak özgüvenimi artırıyordu. Her geçen dakika ona tüm duygularımı bağıra bağıra söylemek istiyordum.

"Senden önce aşkı ve sevgiyi, ne olursa olsun her koşulda birinin yanında olmayı bu denli bana öğreten biriyle tanışmamıştım Taehyung gerçekten...

Evet tanıştığım birçok kişi oldu ama sana olan duygularımdan sonra onlarla yaşadıklarım aşktan çok bir beğeniymiş gibi hissettirdi.

Bana bu duyguları nasıl bu kadar derin yaşattın hiçbir fikrim yok biliyor musun." dedim.

Ona her zaman söylemek istediğim ama çekindiğim şeyleri bu gece bir bir söylüyordum.

Çünkü bu gece bizim gecemiz olmalıydı, bizim aşkımızın gecesi....

Taehyung'un gözleri dolmaya başlamıştı.
Küçük bir çocuk gibi duygulu olması ona olan duygularımı daha da kabartıyordu.
Nasıl bu kadar saf ve temiz olabilirdi?

"İnan bende bilmiyorum. Ama benim bilmediğim şey senin nasıl beni bu kadar sevebildiğin.
Ben sevilmeye alışık değilim Jungkook ,
hiçte olmadım. Hatta birilerinin beni koşulsuz şartsız sevebileceği düşüncesi gerçekleşmesi mümkün olmayan bir hayaldi benim için. Beni bu kadar sevdiğin için sana teşekkür ederim." dedi Taehyung.

Son cümlesiyle akmasına izin vermediği yaşlar gözlerinden süzüldü.

Gözlerinden akan yaşları silip konuşmaya başladım. " Asıl teşekkür etmesi gereken benim Taehyung. Sen değil. Ve benle olduğun sürece de o güzel gözlerinden yaşlar akmasın tamam mı?"

Taehyung kafasını sallayarak "Tamam." dedi.

İçimden bir ses artık zamanı geldiğini söylüyordu. Artık ona ömür boyu benimle birlikte olmasını teklif edecektim.

Oturduğumuz masanın sağ tarafında benim işaretimi bekleyen garsona doğru döndüm ve ağız hareketleriyle "Şimdi" dedim.

Bunu dedikten hemen sonra içeriye keman sesleri eşliğinde birlikte giriş yaptılar. Taehyung ne olduğunu anlamaya çalışır gibi etrafına bakınıyordu.

Ben yerimden kalkıp onun karşısında diz çökerken bana " Ne yapıyorsun?" diye sordu şaşkınlıkla. Keman sesinden onun sesini ayırt etmek zor oluyordu.

Gülümseyerek cebimde duran alyansı çıkardım ve tüm cesaretimi toplayıp şu soruyu sordum "Benimle yaşlanmaya var mısın Taehyung?"

Taehyung gözlerini kocaman açarak bana bakıyordu. Bende sadece karşısında sırıtıyordum. Az önce onu uyarmama rağmen hâlâ gözlerinden yaşlar akmaya devam ediyordu.

Gözlerindeki yaşları silip boğazını temizleyince en sonunda bana bir cevap verebilmişti. "Evet-evet ediyorum. Seninle yaşlanmayı kabul ediyorum."

Kafamı öne eğerek derin bir nefes vermiştim. Şu an yaşadıklarım rüyayla gerçek arasında bir yerdeydi.

Kafamı kaldırıp onun uzun eline alyansı taktıktan sonra hem şampanya hem de konfettiler patlamıştı.

Etrafımızda oturan birkaç kişi ise bizi alkışlıyordu. O an içimde uçuşan kelebekleri hissedebiliyordum. Taehyung'da benden farksızdı, biliyordum.

Alyansı taktıktan sonra ikimizde ayağa kalkmış ve birbirimize sarılmıştık. "Seni seviyorum." diye fısıldadım Taehyung'un kulağına ve pembe dudaklarına küçük bir öpücük kondurdum.

Bizim için her şeyin daha da güzel olacağını biliyordum ve Taehyung'la bir ömür geçirmek için sabırsızlanıyordum....





Offffff gözlerimin dolması normal midir🤧🤧🤧

Medyada ki şarkıyı dinleyerek yazdım bu bölümü(kendisi en sevdiğim şarkılardan biridir.)

Neyse bir-iki bölüm sonra final yapacağım.900'ü de geçmişiz
Ahhhh bu ikisine mi ağlayayım yoksa bize mi 🥺❤️

Umarım beğenerek okumuşsunuzdur. Biraz duygu yoğunluğu olan bir bölümdü.
Ama ben yazarken oldukça eğlendim ve yumoş yumoş oldum

İnş aynı hisleri size de yansıtabilmişimdirr

MYSTERİOUS VİDEO|TAEKOOKHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin