Sonraki gün suallerden de geçince başka bir kitap daha ellerime tutuşturdu. "İslamda eşlerin görevleri" yazısını okuduğum an, artık dayanamadım. "Sen benle dalga mı geçiyorsun"yüzünde bir gülümsemeyle masasına gitti. "Bu kitaptan tek bir yanlış sualine karşılık benden bir tokat yiyeceksin" reçelli turta ve çayla büyüyen gözlerim dövme tehditiyle kısıldı. "döverek biryere varamazsın"gülümseyerek, "Varıp varmadığımı rabbim bilir" sonra da ellerini kaldırıp gür sesiyle, "İnşallah gönlümdeki nasibimdir ve hayırlısıyla olur"büyülendim... sanki... başımı önüme eğdim. Kalbim ısındı. Dönüp yattım, kendimle kalmak istedim. Gözlerimi kapatıp ellerimi göğsümde tuttum.
Sonraki günler bu adamı her gördüğümde kalbim ısınıp ısınıp kıpırdandı. Uzun uzun onu izlediğim zamanlarım artıkça arttı, içimden geçirdiğim şey artık onla ilgili sorulardı. Bu adam mı kaderimdeki, bu adam mı kocam olacak diye düşünüp duruyordum. Ondan başkasını görmediğim nerdeyse bir ay olmuştu. Kitabı açıp sorular sormaya başladı, elimdeki kağıtla ve kalemle uğraşıyordum. "Yüzüme bakta cevap ver bana" gözlerimi biran ona bakmak için kaldırdığım an kıpkırmızı kesildim. Sualini tekrarladı. Cevabı verdim ama beğenmedi, tekrar oku dedi üstüne bugün yemek de vermedi.
Ertesi günde istediği gibi cevabı alamayınca hem su vermedi hem de yemek dahası bir de tokat attı. Kitabı ellerime tekrar bıraktı "Düzgünce oku ve öğren" yürüyüp gidecekken ona seslendim. "Bir insan bir insanla boşuna uğraşmaz"uyu deyip hızlıca çıkıp gitti.
Sonraki gün yine mennun kalmadı bu sefer kitabı tutup ağzıma ağzıma vurdu. "Bir yanlış bile yapmayacaksın anladın mı?"dişlerim kırıldı sanarak ellerimle ağzımı tutuyordum. Gözyaşlarımla "Koca karısına bu zulumü yapar mı, biz hiçbirşeyken sen bana bunu yapıyorsun.."hiç oralı olmadı, ben de arkasından bağırdım. "Bana bu şekilde davranırsan söyle snei nasıl severim" gerisin geri geldi, parmağını kaldırdı aynı yüzüğü takıyordu. "Şüphesiz yazıldıysa o da olur" çekip gitti. İslamda evlilik kitabını resmen bana hatim ettirdi. Yemek yerken zorluk çekiyordum, ağzımı açmam bile dişlerimin ağrımasına neden oluyordu. Lazanyayı severdim ama şimdi plastin gibi geliyordu. Karşısında zar zor bir parça daha çğnedim sonr agerisin geri yattım, uyku çok tatlıydı. Zorla tutup su ve yemeğin tamamını yutmam için beni epey uğraştı. Sessizce uzanmış bir dini filme bakıp esnerken ellerime yeni bir kitap tutuşturdu. Sessizce kitabın kapağına baktım. "İslam da kadının kocasına görevleri" kitabı göğsüme bastırdım. Gitti yerine oturup işine bakarken gözleri ondan ayırmadım, hiç bana bakmadan bakışlarımı anlamış filmi izle dedi. Kitabı açıp ilk sayfasını okumaya başladım, üç sayfadan sonra kitabı köşeye koydum.
Adama tekrar bakmaya başladım, "Daha kaç kitap okumam gerek"hızlıca ne yazıyorsa yazmayı kesmeyip parmakları klavye de "Ne kadar okuman gerekirse" bıkmıştım artık, "Bundan sonra ne okuyacağım çok merak ediyorum, nirvanaya ulaşmama az kaldı galiba" hiçbirşey demedi.
Ertesi gün kitabı değiştirdi getirdiği kitabın başlığını üç kez okudum, kaşlarımı çatarak ona baktım. "Şaka değil mi bu?" hiç oralı olmadı, simsiyah giyinmişti, ilk defa siyah bir haki gömlek giyiyordu. Karanlık bakışlarını üzerime dikti, "Yanlış bir durum yok" gülmeye başladım. Kitabı yüzüne yüzüne tuttum, "Elbette yoktur paşam, bunu da okuyayım da hazır olayım sana" birden bakışları dondu kaldı, bir gariplendi. Ardında bu zamana kadar en sert tokatını yüzüme indirdi. Meğerse öbürleri gül goncaları ve okşamalarıymış, "Düzgün konuş benle" deyip çekip gitti.
Kitap yüzünden tokat yedim diye lanet ettim kitaba ama şımarıklık yapıp edepsizce konuşmuştum. Kendimde bu cesareti nerden buldum bilmiyordum. İslamda cinsellik ve edep yazıyordu koskoca kapağında, bayağı da kalındı.
Kitabın elinci sayfasında kapım açıldı. Kitapta cinsellik açıkça vurgulanıyordu, öyle ki kitabın ilk sayfasını tekrar okudum. Cinsellikle ilgili kelimeleri okurken elleri ceplerinde beni izleyen adamın bakışlarına karşılık verdim. "Maaşallah iyi okumuşsun" nedense bu adama bugün sataşmak istiyordum. "Konu ilginç ondandır" sayfayı çevirirken ceketini çıkarıp sandalyeye astı. "İlginçse iyi anlamışsındır birkaç soru soralım bakalım" çekip aldı kitabı, ilk sayfan başladı sormaya, zor sorular değildi ama cevaplarken utanmamak elde değildi. "Heryerden mi yaklaşabilir koca karısına" diye soruyu açmaya çalıştı, direndim ama tam cevabı istediğini belli etti. "Anal ilişki neden yasak?" diye sordu, anlamamı istiyor gibiydi. "Önce anal ilişki ne ondan bahset" deyince kıpkırmızı açıkladım daha fazla üstüme gelmedi. "Peki ya kadın kocasının her dediğini yatakta yapmalı mı yoksa hayır diyebilmeli mi?" düşünmeden hayır demeli, diye cevap verdim. Kitabı anında kapattı, "Tekrar baştan oku, bildiğin yanlış şeyleri düzelt" ofladım duymamazlıktan geldi ve demir kapıyı açıp çıkıp gitti.
Geri geldiğinde bu sefer sırtında gökmavisi harika bir gömlek vardı, altında da siyah kumaş bir pantalon yemeğimi bıraktı, kitabı hızlıca aldı ve şöyle bir gözgezdirdi. Soruları açıkca soruyor hiç utanmadan cevap bekliyordu. "Karı, kocasına yatakta bana bunu da yap, şunu söyle demesi edebe ve islama uygun mu?"bakışlarıma cevapla bakışlarıyla karşılık veriyordu. "Edep çerçevesinde kadınlarda kocalarından yatak içerisinde birşeyler isteyebilir bu onların özelidir" dedim. Beğenmedi ama sorularına devam etti, "Kadın kocasının her istediğini yatak içerisinde yapmalı mı yoksa hayır deme hakkına sahip mi? Aynı soruyu soruyordu. "Her iki cinsiyette hayır diyebilir, zorla nedne yapsın ki, kitapta bunun cevabı yok kafandan uyduruyorsun sen" kaşlarını çattı. Kitabı bana tekrar attı "Baştan oku anlayamamışsın" bu sefer gerçekten kızmıştım. "Sapıkça şeyler isteyen kocanın her istediği yapılırsa islamdaki edepli cinsellik diye birşey olur mu?" kitabı gösterdi. "Bir kadın eğer evliyse kocasına itaat edip sadık olmalı srgu suallerle yatak içi yapılanları övüp durmak yerine en edepli ve en ahlaka uygun olanın olması için uğraşmalı, yani cevapların hep eksik hayır demekle kaçacaksan o koca iflah olmaz ve mutluluğu sağda solda arar" canımı iyice sıkmıştı. "O da onun öküzlüğündendir, sadık olan kadın ama her nedense bir muhameleyi beğenmeyince ona bunu peşkeş çekene gidecek, sadakat karşılıklı olmalı o zaman doğru olan olmui olur" gözlerini üzerimde gezdirdi. "Sözümün üstüne söz söylemeyeceksin demedim mi sana ben" bir parça cipsi yoğurlu sosa bandırdım. "Köle tut kendine ona emir ver, bu beylik laflardan çok sıkıldım ben hürüm anladın mı istediğimi söylerim" hızla boğazımı tutup duvara ittirdi ve kafamı üç kere duvara vurdu. "Karı koca olmanın en temel hususu kadının erkeğin sözüne itaat edeceğini bilmesiyle olur, evin reisi erkektir ve kadın ona hesap vermek zorundadır" onu göğsünden ittim. "O zaman bu dediğine okeyleyen bir kadın bul, evlilik eşitliktir gerektiğinde hayır demektir, kocanın kölesi olup altında ezilmek değildir tamam mı?" sesli sesli güldü. Beni bıraktı, o uzaklaşıp giderken başımı tutuyordum.
Sonraki geldiğinde yanında ilk defa birisivardı. Kapalı uzun boylu bir kız yanıma kadar yaklaştı. "Bu mu?" dedi Asım'a, oda başını salladı. "Konuş onunla, ikna edersen dile benden ne dilersen" sonrada bana hç bakmadan çekip gitti. Etrafa baktı kız, bir halının üzerinde durankızın su tasının kitaplarının ambiyansın loşluğu ve korkutuculuğundan titredi zinciride görünce gözleri sonuna kadar açıldı. "Sen de kimsin?" diyen bendim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
TUTSAK BİR KADININ ANILARI by sealater
Romanceİslamla yoğrulmuş bir adam ve batının kucağında büyümüş bir kadın. Adam, kadını kendisi için işlemeye başladığında aralarındaki her ne ise garip bir hal almaya başlar. Adamın kız üzerinde egemenlik kurması acaba ne kadar doğrudur? İyi okumalar.