5

2.8K 248 87
                                    

Jungwon

Çocuklara söz verdiğimden dolayı evden hızlıca ayrılmam gerekiyordu, Jay'i de bana kitlediklerinden dolayı onu ikna etmem gerekiyordu bunun üstüne. Aceleylen yanıma sadece bir hırka, anahtarlık, telefonumu ve Jake için aldığım büyük çikolata kutusunu aldım. Ayakkabılarımı ayağıma geçirmeye çalışırken her şeyin sorumlusu Mıncır beni uğurlamak için kapının önünde dikilip bana bakıyordu. Onun yüzünden yemediğin küfür, hakaret kalmamıştı ama onun tatlı suratına karşı gelemezdim.

"Mıncır, halıları kaydırıp eşyalarımı yere atmak yok oğlum." Beni anlıyormuş gibi konuştum onunla çıkmadan önce, bana kısık bir miyavlama verip kapıdan uzaklaştığında kapıyı çektim ve merdivenlere yöneldim Jay'i almak için. Gelmeyeceğini söylese bile içimden bir ses gayette geleceğini söylüyordu. İki kat aşağısına vardığım gibi kapısını hızlıca tıklattım, inadına da zile basıp basıp durdum. Daha içerden bağırarak ettiği küfürleri de gayet net duyabiliyordum. Adım sesleri ve küfürler yaklaştığından birkaç adım geri çekildim ve kocaman gülümsedim. Kapıyı hızlıca açan bedene baktığımda giyinik olduğunu fark ettim, şaşkınlığımdan ağzım açık kalmıştı doğrusu. Fakat yüzüne hiç yakışmıyordu bana çatılan kaşları.

"Kafayı mı yedin? Kulak zarlarım patlayacaktı az kalsın. Birazdan giyinmem biter istersen geç içeriye." Jay hyungu ikiletmeden ayakkabılarımı çıkarıp içeriye ilerledim, arkamdan kapıyı kapayıp tekrar odasına gitmişti. O tarafa gitmeden direkt salona geçtim. Salonun kapısında beni uzun beyaz tüyleriyle herkesi etkileyen Sultan karşılamıştı, heyecanla yanında dizlerimin üstüne geçtim, ellerimdeki eşyalarımı da yere bırakıp kollarımı ona doğru uzattım kollarıma dolansın diye. İlk öcnce bana dik dik baksada kollarımın arasına mutlulukla girmişti. Onu kucağıma alıp kocaman sarıldım ve ayağa kalkarak salonlarındaki büyük aynanın önüne geçerek ikimize baktım, pofuduk pofuduk çok güzel görünüyordu kocaman. Tüylerinden dolayı da bi ekstra büyük gözüküyordu, pısırık mıncır nasıl sultanın üstüne çıkmıştı ki?

"Jungwon, Sultan'ı bırak. Yang ailesine yasaklandı prensesimi ellemek." Dediği şey çocukçaydı ve ciddi değildi fakat yine de Sultan'ı yere bıraktım ve ellerimi havaya kaldırdım.

"Yang ailesinden biri olarak Mıncır adına sizden özür diliyoruz." Jay onun oyununa devam etmemi komik bularak kıkırdamıştı fakat sonra tekrardan ciddileşmişti, ona yaklaşan Sultan'ı bu sefer o kucağına aldı ve bakışlarını tekrardan bana çevirdi.

"Gerçekten hamile ise ne yapacağız? Çok korkuyorum böyle şeylerden. Hamile kalmasını istemiyordum." Jay gerçekten Sultan için çok endişeleniyordu, eski kedisini doğum yaparken kaybetmişti, üç yavrudan sadece bir tanesi yaşayabilmişti o da Sultan'dı. Bu yüzden Jay onu ne ameliyat masalarına oturtmak istiyordu ne de hamile kalmasını. Onun tekrar bu acıyı çekmesini istemiyordum fakat benim de yapacağım bir şey yoktu. Yine de ona moral vermek bana düşerdi, sonuçta benin haylaz kısırlaştırılmayı unutulmuş kedim bebeklerin babası olacaktı yani yavruların sorumluluğu Jay kadar da benimdi. Küçük adımlarla Jay'in yanına geldim ve elimi omzuna yerleştirdim, kucağındaki Sultan ise hiçbir şey anlamayarak bize bakıyordu masmavi gözleriyle.

"Hyung... bu kadar negatif düşünmemelisin, Sultan çok bağışıklıklı bir kedi eminim üstesinden gelir öyle bir şey olursa. Böyle daha kesin olmayan bir şey için kendini bu denli yıpratma." Jay ben konuşurken bir saniye bilr gözünü ayırmamıştı, en sonunda da buruk bir gülümseme sunmuştu bana. Tam ağzını açacağı sırada Jay'in telefonu çalmaya başladı, merakla ekrandaki isme baktık.

"Rezil herif" kim olduğunu çıkaramamıştım ki Jay'in telefonu açmasıyla karşı taraftan bir bağırış patlamıştı.

"PARK SUNGHOON, SENIN O BACAKLARINI İKİYE KIRACAĞIM!"

Kedilerimiz || Jaywon ✔Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin