Heeseung
Yalan söylemeyeceğim, canım cidden acıyordu. Jungwon'un yüzündeki boyaları silmek için onlara gitmiştim, ondan önce de Jake ile patene gittiğimden ekstra yorgundum. Evin olduğu sokağa girmemle üç liselinin evimi taşladığını görmem bir olmuştu. Uzaktan onlara bağırdığımda en iri olanı sırıtarak bana doğru yürümeye başladı. Kısa birisi değildim, ama yine de o benden uzundu. Tam karşımda dikildiğinde dik dik yüzüne baktım, neler olduğundan haberim yoktu. Grubu okumamıştım çünkü. Çocuk bir şeyler geveleyip birden bana geçirdiği yumruk ile yere düşmüştüm. Benim düşmemle arkadaşları da gelip vurmaya başladı. O an hiçbir şey yapamadım, şoktan ötürü kılımı kıpırdatmadım. Benden uzaklaşıp bana doğru yine aynı şeyleri söylediği sırada gelmişti Jake. Ben ona şok içinde bakarken o da bana aynı şekilde bakıyordu. Hızlı adımlarla yanımıza gelip beni döven insanlara bir şeyler anlattı, çocukların en irisi bana birkaç saniye baktıktan sonra "pardon" demişti, diğerleri de aynı şeyi söyledikten sonra hiçbir şey olmamış gibi arkasını dönüp ilerlediler. Ben ise sadece arkalarından bakabilmiştim, gittiklerinden dolayı rahat bir nefes vermiş, kaldırıma doğru uzanmıştım.
Şimdi ise Jake bi yandan cam parçalarını temizliyor, bir yandan da benimle ilgileniyordu. Onu yeterince yormuştum. Saatlerce buz pateni için çabalayıp üstüne dayak yemiş arkadaşının evindeki kırık cam parçalarını temizliyordun. Mahçup hissediyordum gerçekten şu an. Özellikle de bunu yapanın Jake olması, ikimiz yalnız kalınca ortam garipleşiyor. Daralmıştım gerçekten düşünmekten dolayı.
"Jake, lütfen bırak ve evine git. Ben iyiyim." Cümlemle birlikte Jake bana dönmüştü, yüzünde adlandıramadığım bir ifade takılıydı, bana birkaç saniye dik dik bakıp toplamaya geri dönmüştü. İnatçıydı ve bunu en iyi ben bilirdim, kolay kolay kovamayacaktım onu.
"Heeseung, yüzüne yumruklar, karnına tekmeler yemişsin, sence iyi misin? Hiçte iyi değilsin, sessizce kal öyle. Buzlar eriyince haber ver yenisini koyup krem süreceğim." Annem gibi konuşması komiğime gitmişti, küçük bir kıkırtı kaçmıştı ağzımdan, Jake benim kıkırdama gülümsediğinde arkama yaslandım iyice. Morluklardan dolayı pek rahat yatamıyordum ama yine de rahat bir pozisyon bulmuştum. Birkaç dakika öylesine televizyondaki saçma şeyleri izledim, Jake'te toplamayı bitirmiş yanıma doğru geliyordu. Yanıma oturduğunda televizyondaki bakışlarımı ona çevirdim. Hâlâ endişeli görünüyordu, onun en azından içini rahatlatmak için elimi elinin üstüne yerleştirdim, sıkıca kavradım elini. Bakışlarını yüzümden ellerimize indirmişt. Jake'i tanırdım kulaklarının kızarmasının sebebini de çok iyi biliyordum, bunu bilmek benim canımı yakıyordu. Elimi çekip enseme doğru götürdüm ve gergince gülümsedim.
"Buz biraz ermiş gibi, değiştirelim mi?" Gözleri bileğimdeki buz torbasına kaymıştı, buzlar hafiften erimişti dediğim gibi. Kafasını salladı, buz paketini bileğimden çekip dolabıma ilerledi, diğer buz paketini aldı ve eskisini geri koydu donması için. Yeniden benim yanıma gelip buz paketimi bileğime koyduğu sırada kapı çaldı.
(Birkaç saat öncesi)
JungwonHeeseung hyung için endişeliydim, sadece ben değil, diğerleri de endişeliydi. Riki vicdan azabından öldüğünü söyleyerek telefon bildirimlerimizi susturmuyordu. Sürekli yazıyordu çünkü annesi tarafından azar yemişti oyunda yaptığı şeyden dolayı. Bu yüzden onun yerine Jay ile ben gidiyorduk Jake ve Heeseung hyungu.
Ben ders çalışırken telefonumun çalmasıyla dersim bölünmüştü, arayan Jay idi. Açıp ne olduğunu sorduğumda Heeseung hyungu görmeye gitme teklifinde bulunmuştu. Fakat gecenin saat ikisiydi ve ailem uyuyordu. İzinsiz çıktığım ortaya çıkarsa da beni gebertirlerdi. Bu yüzden şu an üzerimi giyinmiş, evden kaçıyordum. Evet, Yang Jungwon evden kaçıyor.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kedilerimiz || Jaywon ✔
Science FictionPPJays: KEDIN SULTANA TECAVUZ EDIYOR AL SU AZGIN KEDINI KAPIMDAN - texting & düzyazı #1 in enhypen #1 in jaywon #1 in sunsun