"Business casual da ne demek?"
Evet, gecenin bir yarısı Jungwon onlarda kalan Sunoo'yu uykusundan sallayarak uyandırmıştı. Sunoo ani sallantıyla korkarak iki gözünü de kırparak açmış, başını kaldırmıştı, fakat Jungwon olduğunu anlayınca tekrardan kafasını yastığa geri gömmüştü.
"Ne?"
"Business casual ne demek?" Sunoo yine yarı uykulu bir halde bir şeyler mırıldanmıştı.
"Hyung, lütfen, bilmem gerek. Jay hyung beni kıyafet kurallarının geçerli olduğu bir restorana götürüyor." Bu Sunoo'yu uyandırmışa benziyordu işte.
"Seni kıyafet zorunluluğu olan bir restorana mı götürüyor? Kahretsin, sonunda bir hamle mi yaptın?"
Jungwon homurdanarak Sunoo'yu bulunduğu yerden (üzerine oturarak) kaburgalarına vurdu.
"Evet, keşke. Sadece yemeği denemek istiyor." Sunoo, Jungwon'u itmeye çalışırken oflayıp pufluyor.
"Sen öyle diyorsan öyledir aptal."
Sonunda dizini kaldırıp Jungwon'un kıçına vuruyor ve onun yataktan yuvarlanıp bir patates çuvalı gibi yere düşmesini izliyor.
"Bu arada pantolon ve düğmeli bir bluz. İkisi de sende yok, haksız mıyım?"
Jungwon kollarını havaya kaldırarak yere denizyıldızı şeklinde kendini yere bıraktı. Demek böyle giyinmesi lazımdı, Sunoo'nun da dediği gibi ikisi de yoktu hatta düzgün ayakkabısı bile yoktu spor ayakkabı dışında.
"Sunghoon abiye sorma zamanı!"
"Manitam benden de geri zekalı emin misin..."
"Başka çarem mi var?"
"Haklısın."
"Hoonie hyuuuung," diye şarkı söyleyerek kanepede oturan eski patencinin arkasından yaklaştı Jungwon. Sunghoon'un havalı kıyafetleri olduğuna emindi.
"İş kıyafeti olarak sınıflandırılabilecek herhangi bir şeye sahip olma ihtimalin var mı?"
"Muhtemelen," diye başını salladı.
"Ne için?"
"Jay yarın onunla birlikte Pierre Gagnaire gitmemi istiyor. Kıyafet kodu bahsedilen iş kıyafeti." Sunghoon bunu duyunca birden bire neşelenmişti.
"Jay seni şu Pierre Gagnaire'e mı götürecek?"
Jungwon gözlerini hyunguna dikti. Neden herkes birlikte lüks bir restorana gidecekleri gerçeğine bu kadar takılıyordu? Her zaman sokak satıcılarından tavuk ve bira alıyorlar, aynı sıklıkta duvar dibi restoranlara gidiyorlar, buradaki tek fark sadece harcayacakları para miktarıydı.
"Sonunda dışarı mı çıkıyorsun?"
Jungwon gözlerini devirerek,
"Bu bir randevu değil, eğer düşündüğün buysa, sadece yemek yiyeceğiz."
"Sen ümitsiz vakasın. Çok aptalsın, benden de." Jungwon sızlanarak yana doğru düşüp Sunghoon'un yanına oturdu.
"Ben ümitsiz vaka mıyım? Bunu ona olan aşkımı anlamayan Jay'e söyle." Sunghoon bir kahkaha atıyor ve parmaklarını Jungwon'un çok uzayan saçlarında gezdirmişti.
"Yarın sana şekil veririm, tamam mı? Böylece randevun için en iyi şekilde görünebilirsin."
"Abart ayı."
"Hyung ile düzgün konuş lan göt."
Sunghoon ona bir çift siyah pantolon, beyaz bir düğme ve düz siyah bir kazak uzatmıştı. Eylül ayının sonları, öğleden sonra sadece bir gömlek giyilebilecek kadar sıcak, ancak geceleri bir kazak giyilebilecek kadar serin olan yılın o zamanı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kedilerimiz || Jaywon ✔
Science FictionPPJays: KEDIN SULTANA TECAVUZ EDIYOR AL SU AZGIN KEDINI KAPIMDAN - texting & düzyazı #1 in enhypen #1 in jaywon #1 in sunsun