Kedilerimiz || Jaywon ✔

31

"Sizden önce buz pateni hiç yapmadım da ne demek?" öfkeyle solumuştu Sunghoon. Sunoo ise dudaklarını büzmüştü karşısındaki oğlana.

elindeki sıcak torbayla uğraşıyordu Sunoo, kafasını yerden kaldırmamıştı. Sunghoon'un birden gereksiz yere sinirlenmesine şaşırmıştı bu yüzden şimdi ona bakıyordu. Şaşkın ifadesi ile Sunghoon'u inceliyordu.

"Bu kadar önemli bir şey olduğunu fark etmemiştim... yani sadece buzda kaymak bu kadar önemli değil bence." diye cevap verdi Sunoo. Elinide ona gıcık olmuş Sunghoon'un omzuna koymuş gülüyordu. karşısındakine.
Sunoo'nun kansızlığı sebebiyle hep kolay üşüyen bir çocuktu. Her zaman soğuk olmasa da mont giyerdi, nisan ayında bile mont giyecek kadar hemde. Bu yapısından dolayı sevmezdi soğuk şeyleri, mint choco dondurma hariç.

"Önemli değil? Yürü, gidiyoruz." Sunghoon birden Sunoo'nun üşümüş, sıcak torbayı tuttuğu elini kendi elleri arasına aldı ve hızlı adımlar ile Sunoo'yu kendisiyle beraber sürüklemeye başladı. Sunoo ise nereye gittiklerinden veya ne yapacaklarından haberi yoktu. Sunghoon onu dışarı randevuya çağırmıştı, yemeklerini çok uzun süre beklemişlerdi ne yazıkki bu yüzden çoğu çiftin gittiği açık alandaki buz paten ringi kapanmıştı. Onlar da bunun üzerine sahildeki banklara oturmuşlardı ve konuşmuşlardı, buz pateni konusu da Sunghoon'dan çıkmıştı. Garip bi akşamdı anlayacağınız. Saat gecenin on biriydi bile.

"Yah! yavaşlasana öküz herif, nereye kaçırıyorsun beni?" Sunoo onun hızlı adımlarına zar zor uyarak çığırmıştı, Sunghoon da bunu fark edip yanındaki için adımlarını yavaşlatmıştı, yine bir şeylere geç kalmak istemiyordu çünkü.

"Bu fikrini düzeltmeye gidiyoruz." Sunoo'nun gözleri büyümüştü yediği sahil soğuğu üzerine Sunghoon onu buz bir piste götürüyordu, hem bütün pistler kapanmıştı, nerede kayacaklardı? Ne saçmalıyordu?

"Geç oldu, bütün pistler kapanmamış mıdır?" Sunghoon başını iki yana salladı bir yandan karşıya geçerken.

"Kapanmayan şu an tek bir yer var ve biz de oraya gidiyoruz." Sunoo ağzını tam açacağı sırada bir araba önlerinde yavaşça durmuştu, ne olduğunu anlayana kadar Sunoo Sunghoon yüzünden araca binmişti bile. Taksiyle bu serin havada gerçekten de kaymaya gidiyorlardı. Sunghoon adresi verdiği sırada ise Sunoo dışarıyı izliyordu, bir yandan da elindeki sıcak torbayı sıkıca turuyordu.

Kaç dakika olmuştu, ikisi de bilmiyordu. Fakat şu an tam da Sunghoon'un yıllardır paten yaptığı, ikisinin de ilk buz üstüne çıktığı yerdelerdi. Gece hiçbir ışık yoktu koca tesiste, bir tek kapıdaki güvenlikçinin kulübesinin ışıkları yanıyordu bu zifiri karanlıkta. Sunghoon Sunoo'dan daha hızlı yürümüş, kulübeye gitmiş ve içerideki güvenlikçiyle birkaç dakika konuşmuştu. Ne konuştuklarını olduğu yerden duyamıyordu ama yaklaşıp gizlice dinlemekte istemiyordu bir yandan.

"Yürü, giriyoruz."

"Ne? Nasıl yani, gecenin kaçı farkında mısın? Nası-"

"Çok konuşuyorsun, yürü sadece." Sunoo daha fazla direnenemişti karşısındakine, sadece daha fazla üşümek istemiyordu Sunoo.

Sunghoon ile girişe değil, arkadaki kapıya ilerlemişlerdi. Sunghoon'nun güvenlikçiden aldığını düşündüğü anahtar ile kapıyı açmış, içeri girmişlerdi. Kimsecikler yoktu ve etraf kapkaranlıtı, Sunoo telefonundan flaş açmıştı Sunghoon için, öyle ilerliyorlardı. Bir süre kapılardan geçtikten somra şalteri bulmuşlardı, Sunghoon şalteri kaldırdığı an büyük buz pisti ortaya çıkmıştı. Sunoo soğuk olan şeylerden nefret etse de çok güzel gelmişti gözüne bu yükseklikten.

"Aşağı inelim, patenlerimizi giyelim. Heyecanlanmış gibisin?"

"Saçmalama. Zorla kaydırıyorsun beni hiçte mutlu değilim." Yalandı tabii.