ÇİFTLİK

641 28 16
                                    

Tatilden sonra 1 hafta geçmişti. Bu şehir bana üniversite sınavlarını daha çok hatırlatıyordu.
Artık okula gidilmiyordu. Öğretmenlerimiz sınava çalışmamız için bize zaman vermişti.
Pelin, Melih,Barkın, ben çalışıyorduk.
Bazen onlar bize geliyor bazen ben onlara gidiyordum. Testler çözüp anlamadığımız yerleri birbirimize anlatıyorduk.
Dershane devam ediyordu.
Ama oraya gelen öğrenci sayısıda azdı.
Ve bugün dershane ile bir gezimiz vardı.
Sınav öncesi stres atma amaçlı doğal ürünlerin bulunduğu bir çiftliğe gidecektik.
Dershanenin aldığı bir karardı bu.
Büyük bir çiftlikmiş. Bütün hayvanlar varmış. Ahh Barkın'la ne romantik anlar yaşarız orada.
Dershanenin önünden araba kalkacaktı.
İşin tuhaf yanı herkesin giyeceği çiftlik elbiseleri vardı.
İsteyen orda giyiyor, isteyen dershanede.
Biz Pelinle dershanede giyecektik.
acaba o kıyafetlerle neye benzeyeceğim diye düşünmeden edemedim.
Bizimkileri bekletmeden aşağı indim.
Kahvaltıyı çiftlikte yapacağımız için kahvaltı yapmadım.
Elimdeki poşeti Barkın aldı.

"Ver aşkım ben taşırım."

"Ya fazla ağır değil taşıyabilirim."

"Ne demek taşıyabilirim? Ben varken birde duymamış olayım."

"Bak Barkın büyük konuşma yeri gelir bıkarsın aman bee dersin." dedim.

Kolunun altına aldı beni.

"Ben sana hiçbir zaman aman diyemem."

"Hadi inşallah."

Melih'le Pelin'de kendi hallerinde konuşuyorlardı.
Çok geçmeden dershanemize geldik.
Erken geldiğimiz için direk üstümüzü değiştirmeye gittik.
Bahçıvan kıyafetini giyerken gülmeye başladım.

"Ne oluyor?" dedi Pelin.

"Komik olduk sanki." dedim.

"Haha bence de acaba bizimkiler nasıl oldular."

"Eminim Barkın çok yakışıklı olmuştur."

"Melihtee"

"Hayır Barkın daha çok."

"Hiçte değil Melih daha çok bir kere"

"Off Pelin gerçekten boşa zaman harcıyoruz. Hadi bizimkilerin yanına gidelim."

"Tamam tamam."

Koridorda buluşacaktık.
Onlar görünürde yoklardı.
Karşımızda duran martı kaşlı kaba sakallı iki iğrenç tip bize bakıp konuşuyorlardı.
Onlarda da çiftçi kıyafeti vardı demek ki bizim dershanedenler.
Bu da garip ya! Bizim dershaneye ne zamandır sakallı martı kaşlılar geliyor.
Pelinle onları incelerken yüz bulup bize doğru yürümeye başladılar.
Peline eğilip fısıldadım.

"Bunlar yanımıza geliyor."

"Evet, ne salak insanlar var. Tersleyip duralım şunları."

"Tamam."dedim.

Yanımıza varınca ikisinde kollarını birleştirdi.

" Merhaba, güzel çifttçi bayanları."

Biz cevap vermedik. Sonra yeniden konuştu.

"Biz iki tane siz iki tane niye Yalnızız böyle?" demesin mi.

"Bizim sevgililerimiz var gelirler birazdan siz gidin kendi saplığınıza bakın."

"Ah biliyoruz Barkın'la Melih sizin sevgilileriniz. Ama onlar az önce iki tane kızın peşinden gittiler dershaneden."

BENİ SEVSENEHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin