1. BÖLÜM

372 31 5
                                    

Sabah uyandığımda heryer bembeyazdı. Duvarların boyası bile. Üşüyordum ama bu beyazlık birazda ürkütüyordu beni. Ölümü çağırırcasına bir sessizlik bürümüştü odayı. Kanıma işleyen soğuğa aldırmadan doğrulmaya çalıştım. Her yerim ağırıyordu. Adımlarımı odanın sessizliğiyle karıştırıp pencereden dışarıya baktım. Lapa lapa kar yağıyordu. Pencereye düşen karları izlerken istemeden oluşan gülümsememi engelleyemedim. Kışı seviyordum. Beyazın masumluğundan güç alıyordum adeta. Bazen dünyanın karanlığının içindeki tek beyaz nokta, bazen de tüm karanlık ben oluyordum. O günden sonra hissedemiyor duygularıma isim veremiyordum. Gelen hıçkırık seslerini duyup tam kapıya yöneliyordumki görünmez bir bıçak gibi karnıma saplanan sancıyla kendimi iki büklüm yatakta buldum. Acıya tahammülüm yoktu. Acıdan kıvranırken gözlerimin dolduğunu farkettim. Ağlamayacaktım. Ağlamamalıydım. Gözlerimi silip karnımdaki sancıyı göz ardı ettikten sonra tekrar hıçkırık seslerine yöneldim. Ahşap beyaz kapıdan girdiğimde beni görüp alel acele gözlerini silen bir annem vardı karşımda. Yine ağlıyordu. Benim yüzümden. Onu ne zaman ağlarken görsem dayanamayıp bende ağlardım ama şimdi olmaz ağlamamalıyım. Ah, son birkaç haftadır ne kadarda çok hatırlatıyordum bunu kendime. Karşımdaki kadının boynuna kollarımı sarıp yüzümü yumuşacık saçlarına sakladım; yine aynı koku. Eğilip kulağına fısıldadım "Herşey güzel olacak anne, belki bugün değil ama elbet bir gün."

KARANLIKHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin