Ceyda Akçay güncesinden;
*Siz bir çiçeği dikenleriyle beraber sevmiyorsunuz, sırf görüntüsü güzel diye seviyorsunuz. Elinize aldığınızda da dikenleri parmağınıza batıyor, kanatıyor ve çiçeği atıyorsunuz. İşte bu yüzden bile mutsuz kalmaya mahkumsunuz.. Çünkü sevmenin ne demek olduğunu bilmiyorsunuz. Gerçi benim bilmem de pek fayda etmedi, çünkü ne kadar sevdiysem o kadar sevilmedim. Belki birgün tesadüfen birisi çıkardı karşıma ve bu zincirler üzerimden kalkardı. Yalnızlığımdan da gocunmam ama bu sefer sevilmeyen yanlarım acıyor. Sevilmeyen dediysem vücudumun her noktasına hançer saplıyorlar gibi. Ama artık sanırım son vereceğim, son bir acı; belki boynum kırılır, belki nefessiz kalırım, belki de soğuk bir namlu kalbimin boyasını akıtır. Yada benim bile bir şey yapmama gerek kalmadan birisi alır canımı. Her ne kadar belli etmesende canımı birinin almasını isterdim.*
Ceyda Akçay;
Ala Defne Anlatımından;
Tek bir kelimeden binlerce anlam çıkardığım günler de oldu, yazılan uzun cümleleri görmezden geldiğim günler de. İnsanlara inanmaya çalışmaktan oldukça yoruldum.
Belki de tükenmişimdir. Bir şeyleri yapacak, bir şeyler için uğraşacak çabayı kendimde bulamıyorumdur. Benim de emek vermeden güzel giden şeylere ihtiyacım vardır..
Bende hep yorulmak istemiyorumdur. İnancımı yeniden kazanmaya ihtiyacım vardır. Beni bana geri vermek istiyorumdur..
Gözlerimi açtığımda nerde olduğumu bilmiyodum ama duyduğum sesler vardı. Ruhumu hissediyordum ama bedenime dokunamıyordum. Heryer karanlıktı, yada bir rüyadaydım ama hiçbir zaman rüyada birisi bana bağırmamıştı. Şimdiye dek.
"APTAL!" diyordu ordaki kişi. Sesi garipti. Daha önce hiç duymamıştım böyle bir ses.
"DERDİM SENLEYDİ, AMA SEN ONLARIDA KATTIN İÇİNE" dedi o ses tekrardan. Sesi buğulu geliyordu. İrkildiğimi bile hissedemiyordum..garip bir his vardı içimde. Burası garipti, herşey bana garipti.
"N..ne?" Dedim olduğum yeri bile bilemeyerek. Rüyalarım böyle hiç olmamıştı.
"DENİZ" diye bağırdım karanlığın içinde. Sesim yankılanıyordu..deniz, deniz, deniz...
Vücudumu hissetmeye yavaş yavaş başlamıştım. Üstümde sadece siyah çarşaf gibi bir şey vardı ve zifiri karanlık yüzünden onu bile zor anlamıştım.
İlerledim yavaşça. Karanlıkta ilermeye başladım. Yoktu hiç kimse. Hiç kimse gözükmüyordu ama onun sesi vardı.
Aniden kulağımı parçalayacak şekilde birsürü insanın sesi duyuldu. Bağırıyordu birileri, kulaklarım acıyordu. Hepsi bir ağızdan konuşuyordu ve ne dedikleri anlaşılmıyordu.
Dizlerimin üzerine çöktüm. Çoktüğümü bile hissetmemiştim çünkü öylece süzülüyordum. Koca bir boşlukta süzülüyordum..
"Sen hep böyleydin Ala." Dedi o garip ses o kadar insanın sesi arasında. Onun sesi duyuluyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ZİNCİR'DEN SARMAŞIKLAR
Teen FictionBir kız çocuğu.. Karşısında yosun gibi sarmaşıklar görmek istesede karşısı demir benzeri zincirlerle doluydu.. Elleri zincirliydi. Kabuk bağlamıştı. Onun adı Ala'ydı. Ala Defne..Göz kapakları ağrısa bile belli etmeyen, belli etmeyerek acısını yaşaya...