YENİ BAŞLANGIÇLAR
Yer: İzmir Balçova, Akçam Ailesi'nin başından geçecek soluklu hadiseler bu akşamdan itibaren başlamak üzere, herkes aile evine toplanmış ve sanki birisinin yolunu gözlercesine heyecanlı... Alında evet, biri gelecekti. Bütün aile bu yüzden bir araya toplanmıştı.
Berrin Hanım gelinleri Özgül, Defne ve Ahu ile birlikte yemek sofrasını bitirmek üzere son hazırlıkları yapar.
Defne şarap kadehlerini sofraya koyar ve Kuzey'e seslenir.
- Kuzey, amcalarını yukarıdan çağır sofra neredeyse hazır!
Kuzey:
- Tamam çağırıyorum!
Özgül bu esnada beyaz uzun bir elbise ve boynunda zarif bir papatya simgesi olan kolyesi eşliğinde mutfaktan gelir ve tatlı bir gülümsemeyle Defne'ye laf atar:
- Defne'ciğim baya heyecanlısın. Sakin ol!
Elindeki şarabı kadehlere döken Defne şöyle karşılık verir:
- Özgül, Kenan neredeyse 1 yıldır Norveç'te! Bırak da eşimin gelişine heyecanlanayım!
Özgül ile Defne aralarında konuşurken çocuklarla birlikte Ceyhun ve Sinan da sofranın başına gelir.
Sinan her zamanki gibi sabırsız bir şekilde konuşur:
- Hadi ama nerede kaldı abim? Ben daha fazla bekleyemeyeceğim, yemeğe başlıyorum!
Berrin dişlerini sıkarak:
- Sinan! Hayır abin daha gelmedi hep beraber başlayacağız. Şimdi gelir biraz bekleyin.
Derken zil çalar ve Defne koşarak kapıyı açar.
Karşısında Kenan'ı görünce sevinçle ve küçük çocuk edasıyla boynuna atlar.
- Kenan'ım! Hoş geldin aşkım. Hemen içeri gel! Sofra hazır, çeşit çeşit yemekler yaptık, yaprak sarma, ezogelin çorbası, karnıyarık... Senin sevdiğin her şeyi bir araya getirdiğimiz bir sofra oldu!
Kenan bu neşeli karşılamadan dolayı küçük bir duraksama yaşar ve dalga geçer:
- Bu kadar özlendim mi ben ya? Bak sen şu işe, üstelik yalnızca bir yıl burada değildim. Ayrıca menüye bayıldım! Kim bilir ne kadar uğraşmışsınızdır.
Defne tepki göstererek:
- O bir yıl bana on yıl gibi geldi ama! Hadi oyalanma burada!
Der kapının kenarında duran Batuhan'a.
Kenan koridordan salona geçer ve enerjik bir şekilde kollarını iki yana açarak ev halkını selamlar.
- N'abersiniz ev halkı herkes bıraktığım gibi hiç eski renginizi kaybetmemişsiniz.
Berrin de Kenanan'ın kollarını boş bırakmaz ve hızlıca gelip oğluna sarılır.
- Canım oğlum çok özledim seni!
- Ben de sizi özledim annem!
Ceyhun gülümseyerek:
- Özlettin kendini abi, Sinan yine kendini tutmada zorlandı az kalsın sensiz başlayacaktı yemeğe.
Der.
- Canı sağ olsun! N'aber Sinan terfi aldın mı? "Görürsün bak müdür olacağım" diyip duruyordun.
Sinan bu lafın üzerine bozulur. Soğuk bir cevap verir:
- Ben iyiyim abi teşekkürler! Seni de keyfi yerinde görmek beni mutlu etti de daha gelir gelmez bu konuyu açman yakışık oldu mu?
Der kollarını bağlayarak.
- Şaka yapıyorum şaka! Nasılsınız hanımlar?
İlk karşılık veren bitmek bilmeyen yüksek enerjisiyle Özgül olur:
- Seni gördük daha iyi olduk enişte! Neler yaptın ettin anlat bakalım.
Ahu lafa atlayarak Özgül'e bir bakış atar:
- Kenan, Özgül'ün böyle göründüğüne inanma hala bildiğin gibi aksi!
- Ahu aşk olsun o kadar yogaya gidiyorum. Kenan sen de gelsene benimle!
ŞİMDİ OKUDUĞUN
GİZLİ MEVZULAR
De TodoBütün bir sene içerisinde yapılan hatalar, entrikalar, yalan dolanlar ve ihanetler artık herkesin canına tak ettirmişti. Kan çıkmalıydı! Ancak içlerinden hiçbirisi bunu yapabilecek kadar gözü kara değildi. Ta ki o büyük güne kadar... Nihai gün gelmi...
