1.SEZON/8.BÖLÜM : YABANCI

70 29 70
                                    

YABANCI

Özgül gitgide kendisini kaybetmeye ve yarışma uzamaya başlar.
- Ne oluyorsa ben kimselere benzemem diyen senin gibi insanlardan oluyor zaten Ebru Hanım!      

Ebru bu laf üzerine tartışmayı uzatmak istemez ve kestirip şöyle der:
- Ceyhun ben çok yanlış anlaşıldım en iyisi gideyim.

Ceyhun ise göz kırparak "tamam" anlamında onaylar ve Ebru gözden kaybolunca Özgül:
- Ceyhun sen ne yapıyorsun böyle? Kim bu kız neden benim haberim yok? Bununla takılarak neyi hedefliyordun?

- Özgül benim bir şey hedeflediğim yok. Bak, ben Ebru'ya bir oyun oynuyorum, bunların hepsi oyunumun biter parçası.
Özgül'ün elini tutar ve konuşmaya devam eder:
- Bana güven Özgül zamanı geldiğinde her şeyi anlatacağım. Son olarak bir şey daha eklemek istiyorum. Bu akşam Ebru ile yemek yiyeceğim ve bu oyunun son perdesi olacak. Normalde bütün bunları her şeyi tamamlayınca anlatacaktım fakat olaylar farklı yönde gelişmeye başlayınca böyle oldu.

- Ceyhun, lütfen evliliğimizi yıpratacak şeyler yapma. Sana güveniyorum!
              
Defne:
- Özgül'ü hayal kırıklığına uğratma bak Ceyhun  yoksa bozuşuruz!
Der Defne şakayla karışık.

- Merak etme Defne ben ne yaptığımı biliyorum!
Der Efe kendinden emin bir şekilde.

Cengiz, Kenan'ı ziyarete gelir ve dalga geçerek konuşmaya başlar:

- Kenan, nezarette olmak nasıl bir duygu?

- Sen hangi yüzle buraya gelebiliyorsun? Hoş benimki de soru sende yüz yok!

Cengiz kahkaha atar:
- Bana bu saatten sonra yapabileceğin tek şey bu camın arka tarafından laf sokmak Kenan! Senin seviyene inmeyeceğim.

- Yerinde olsam kendimden emin olmadan konuşmazdım Cengiz, daha hiçbir şey netlik kazanmadı!

Cengiz bu sözlere aldırış etmez ve muzipçe sırıtarak:
- Aaa unutmadan... Sinan sana hala bu kadar kinliyken onu korumaya çalışman: Çok Aptalca! Yanan yine sen oldun Kenan!
Her neyse belki daha sonra yine gelirim görüşürüz!

- Görüşürüz Cengiz!
Der Kenan arkasında sırıtarak.

~AKŞAM SAAT 19.30~

Restoranda
İçeride romantik bir hava vardır. Her masa şamdan ve güller ile süslenmiştir. Ayrıca insanlar yemeklerini klasik müzik eşliğinde yemektedir.

- Geç otur lütfen Ebru!

- Ceyhun bugün olanlar için özür dileme ihtiyacı duyuyorum fakat Özgül'ün konuştuğu şeyler hiç hoş değildi...

Derken Ceyhun Ebru'yu bölerek sözü devralır:
- Ebru.. Bunların hiçbir önemi yok! Hatta biliyor musun bu zamana kadar yaşadığımız bir hafta içerisindeki hiçbir şeyin önemi yok!

- Nasıl yani?
Der Ebru anlam veremez bir şekilde.

- Ben bugün buraya aramızdaki her şeyin anlamsız olduğunu ve bittiğini söylemek için geldim Ebru! Ben evli bir adamım seninle birlikte olamayacağımı en başından bilmen gerekirdi! Evli birisiyle takılarak rengini zaten baştan belli ettin! Sana hayatta başarılar!

Diyerek hızla masadan kalkıp eve gider.
Ebru sinirden dudaklarını ısırır.
- Demek öyle Ceyhun... Sen.. Göreceksin!
Der ebru gözleri yaşlanmaya başlarken ve hızla masadan kalkarak restoranı terk eder.

Ceyhun akşamüstü eve geldiğinde Özgül onu soru yağmuruna tutar:
- Ne yaptın? Neler söyledin bitti artık bu Ebru meselesi değil mi?

- Merak etme Özgül bitti!

GİZLİ MEVZULAR Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin