Suits

Suits 15

Rain came pouring down when ı was drowning that when ı could finally breath|

"Ne saçmalıyorsun?!" Toplantı salonunda bulunan 6 kişi diğer ikisinin kavgasını izliyordu. Ne zaman karışacaklarını bilmiyorlardı.

"Bu durumdan kendimizi kurtarmak varken bunu mu düşüneceğiz o müşteriyi bırakıyorsun." Jimin'in sert ve emir veren sesi Jungkook'un sinirlendirmişti. Son 1 haftadır ikisi arasındaki kavga tüm şirketi ürkütüyordu. Bağırışmalar kesilmiyordu.

"O müşteri en eskilerden. Saçma sapan bir skandal için onu bırakmıyoruz. Hadi bıraktır bak ne yapıyorum?" Jungkook'un yüksek sesi toplantı salonunda yankılanırken herkes gergindi.

Park Sungwoo'nun ses getiren davası sonuca kavuşurken birkaç ay geçmiş ve şirket gittikçe büyümeye başlamıştı.

1 hafta öncesine kadar. Jimin'in öğrendikleri ve ardından Jungkook'un öğrendikleri büyük sorunun ilk artçılarıydı.

Ardından büyüyen sorun onları buraya getirmişti.

Jimin sertçe elini masaya vurdu.

"Ne yapabilirsin Jungkook? Neyin gözdağını veriyorsun sen? Sen yokken bu şirketi yönetiyordum ben, sen varken neyi etkileyebilirsin?" Aralarındaki kavga spesifik konulara geçerken Taehyung konuştu.

"Tamam tamam şuan kavganın sırası değil. Ne yapacağımızı düşünmeliyiz. Şuan onun avukatı biziz onu bu skandaldan kurtarmamız lazım."

Kısaca anlatmak gerekirse şuanki sorunları bir müşteriydi. Büyük bir yemek zincirinin sahibi olan Mark Denmark büyük bir skandala bulaşmıştı. İnsan ticareti.

Jungkook onun bunu yapmadığına eminken Jimin kesinlikle o adamın gönderilmesi taraftarıydı. Jennifer Jungkook'u yatıştırırcasına konuştu.

"Bay Mark'ın çalışanları onun bir beyan yayımlamasını söylemiş. Yazıda kesinlikle bunu reddediyor ve bunu yapanlara dava açacağını söylüyor. Yazdığı yazı işe yaramış insanların aklında artık şüphe var ve bizden karalama davası açmamızı istiyor." Yoongi devam etti.

"Fakat karalama davası açtığı kişi Stephen North." Bu Jimin'in alayla gülmesini sağladı. Kendi müşterisiydi.

"Kesinlikle o adamı gönderiyorsunuz. Böyle çıkar çatışması durumunda müvekkillerden biri ile ilişkinin kesilmesi gerekir. Ve ben kesinlikle Stephen'ı bırakmıyorum." Jungkook tekrar sinirlenirken sesini yükseltti.

"Ben niye siktiğimin skandalı yüzünden kendi müvekkilimden vazgeçeyim. O suçsuz." Herkes çok gergindi. Gittikçe yükselen kavganın bitmesini istiyorlardı.

"Nereden biliyorsun nereden? Ne zamandan beri sezgilerinle hareket ediyorsun?"

Jungkook

Sinirliydim. Gerçekten sinirliydim. Bana bağırıp çağırmasına ve sanki hiçbir suçu yokmuş gibi üstüme gitmesine çok sinirleniyordum.

Sanki bana hiç yalan söylememiş gibi burada küstahça davranıyordu.

Bana yalan söylemişti. Daha doğrusu bana söylemesi gereken şeyi söylememişti. Babamın kanser olduğunu biliyordu. Çok iyi biliyordu ve benim yokluğumda arayıp haber vermek aklına bile gelmemişti.

1 hafta önce tesadüfen öğrendiğim gerçekten beri zar zor eve uğrayabiliyordum. Çok sinirliydim. Babamın aylarca kanser tedavisi görmesinden ve onun benim yüzüme baka baka iyi olduğunu söylemesine çok sinirliydim.

Bir hata yapmıştı ve benim yaptığım gibi başını eğmek yerine bana bağırıyor çağırıyor ve beni suçlu hissettirmeye çalışıyordu.

Aylarca çabalayarak, göz ardı ederek olgunlaşarak temelini attığımız tuğlalar bir kasırgaya kapılıp gitmişti. Ve her şey yerle bir olmuştu.