Medya: Üsteğmen Damla Aslan
"Üsteğmen Damla Aslan yeni görev yerim burasıymış." dedim benim bir tehlike olup olmadığımı çözmeye çalışan nöbetçiye.
" Tabi ama önce kimliğinizi görmem gerek" dedi asker. Hemen sırtımdaki çantadan kimliğimi aramaya başlamıştım. Hayır ne diye kimlik soruyorsa nasıl bulayım ben o küçücük şeyi bu çantada. Şaka mı yapıyorsun Damla. Bilmem farkında mısın ama burası askeriye ve kimlik sormak zorundalar. Tamam be biz de farkındayız herhalde.
Neredeyse iki dakika geçmişti ama ben hala kimlik bulamamıştım. Tabi ya evde unuttum. Salak Damla şimdi sikseler almazlar seni bunlar içeri. Amına koyarım ama ya.
Kafamı kaldırarak benden kimlik bekleyen iki nöbetçiye" Ya ben kimliği evde unutmuşum size yalan söyleyecek halim yok ya izin verin geçeyim. " dedim. Onlar sanki bana analarına küfür etmişim gibi bakarken ben hiç bir şey olmamış gibi içeri girmek için hamlede bulunmuştum. Adımımı atmamla kolumdan tutulmam ve benim kolumu tutan askerin kafasına kafa atmam saniyeler içerisinde olmuştu. Asker ben ona kafa atmamla yere düşmüş diğeri de silahını kafama dayamıştı. Ne yapayım ama ben bana dokunulmasından nefret ederim.
Tabi Damla sen izinsiz askeriyeye gir askerde seni durdurmak için senden izin istesin. Noluyo sana sen bu kadar salak değildin.
Diyen iç sesimi görmezden gelerek dış dünyaya geri döndüm.
İçimden nolur artık daha fazla vukuat olmasın diye dua ederken bu tarafa gelen askerlerle hepimizin gözü oraya kaydı. İçlerinden biri " Ne oluyor burada. Sıkıntı ne?" dedi. Sıkıntı anan demek vardı şimdi sana ama neyse susayım nasıl olsa elbet ben buradan içeri giriceğim. " Bakın Yaşar Albaya telefon edeyim durun. O tanır bilir beni. Ya da siz arayın." dedim. Hayır evim yakın olsa sizin ağzınıza mı bakarım gider kimliği alır gelirim.
"Dikkat" diye birden ses yükselince herkes bir kendini toparlamıştı. Hazır ola geçmişti. Kafamı içeri doğru çevirdiğimde geleni görmemle beraber yüzümde neredeyse kulaklarıma kadar olacak şekilde bir sırıtış belirdi. Hah şimdi siktim belanızı bakışlarımı onlara atarken Yaşar Albay "Noluyo burada indirin silahlarınızı o sizin komutanınız." diye gürlemişti resmen. Sonra time dönerek" Siz de ne izliyorsunuz aval aval tanışsanıza komutanınızla Üsteğmen Damla Aslan " diyerek time beni tanıtmıştı. Demek bu timin komutanı olacaktım. Hepsi bariz bir şaşkınlıkla yüzüme bakarken içlerinden biri " Komutanım ayıp olmazsa ben bir şey sorabilir miyim?" dedi. Yaşar Albay " Sor bakalım " diyince " Yani şimdi komutanım biz erkek bir komutan bekliyorduk. Neden bir kadın geldi?" Sonra bana bakarak " Yanlış anlamayın lütfen komutanım sizin gibi güzel bir bayanın tabiki de komutanımız olmasını isteriz." dedi. Yavşak herif toparladığını zannediyor herhalde. Ben sana göstericem güzel bayan ben miyim yoksa ana mı? Neyse şimdi sakin olmalıyım. Kafamı Yaşar Albaya çevirip" Komutanım nasılsınız. Ben arkadaşlara tanıttım kendimi lakin onlar kimlik göremeyince biranda karıştı ortalık." diyerek kendimi anlatmaya başlamıştım ki " Sus Üsteğmenim sus senin de rahat durmadığını biliyorum." dedi. Ben de el mecburen sustum ne de olsa haklı adam pire gibi duramıyorum ki yerimde.
İçeri girerken o askere elimi boğazıma sürterek ben sana göstericem güzel bayanı bekle sen bakışlarımı atıp büyük bir keyifle Yaşar Albayın peşinden karargaha girmiştim.
🇹🇷
Yaşar albayın odasına gidene kadar her yeri incelemeye başladım. Kumanda odası, sorgu odası kısacası beninim için önemli olan odaların yerini öğrenmeye çalıştım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ŞAFAK VAKTİ
ChickLitVatan aşkıyla yoğurulmuş iki kalp... Sayısız acıya göğüs germiş iki insan... Yüzbaşı Yağız KARA Üsteğmen Damla ASLAN Yeni görev yerinde, hayatını böylesine değiştirecek insanlarla tanışacağını bilmeden bir çok planla giden Damla, hiç de planladığı g...