İSTANBUL

88 45 3
                                    

DURU ACAR

"Kahramanlar dünyayı kurtarmak için bir kişiyi feda ederken,kötüler sevdiği kişi için dünyayı yok ederler..."

Canım çok yanıyor. Şu anda acılar içinde kıvranıyorum neredeyse.
Evet şuanda odamda , aynanın karşısındayım.
Gözlerim yavaş yavaş yüzümü incelerken önce patlamış kaşıma baktım daha sonra gözlerim yavaş yavaş aşağıya kayınca yanağımdaki morluğa baktım, birazdaha aşağıya kayan gözlerim bu sefer patlamış dudağıma odaklandı, neyseki fazla hasar almadan bitirdim bu rövanşı.

Evet ben kazandım fakat çok kolay olmadı rakibim gerçekten çok güçlüydü.
Neyseki solak olması avantaj oldu benim için.

Kapım tıklatılınca düşüncelerimden sıyrıldım kapının açılmasıyla halam odaya geldi. Önce yüzümü inceledi, kaşları hafif çatık bir şekilde yanıma oturdu.

"Ah be Duru,  bu kaçıncı! yüzün yine yara bere içinde kalmış." Halam gene söyleniyordu.

Hafif tebessüm ederek yanağına küçük bir buse kondurdum.

"Ayşe Sultan senin yeğenin güçlü, kendisine dikkat ediyor. Sen takma kafana böyle şeyler."

Halam bu sefer üzgün bir şekilde bana baktı.

"Duru benim senden ve Karun' dan başka kimsem yok.
Olsun isterdim ama yok. Seni kendi öz kızım gibi görüyorum,sana birşey olursa ben kaldıramam."gözlerinden akan yaşlar yüreğimi burktu.

Sekiz yıldır çocukları olmuyor. Benide çocukları gibi görüyorlar, bende ne çok isterdim çocuk sahibi olmalarını, eminim ki annelik en çok ona yakışırdı.

Derin bir nefes aldım,gözlerim sulanmaya başlamıştı.

"Hala , biliyorum üstüme çok titriyorsunuz, ama seni incitecek birşey yapmam, seni üzecek şeyler yapmam ama nolur bana işimi bırakmamı söyleme."

Halam önce derin bir nefes çekti içine, sonra yüzüme baktı,ona her bakışımda yüreğim parçalanıyordu.

Benim yüzümden ağlamasına dayanamazdım.

"Duru biz karun la birlikte bir karar aldık."

Bian aklım kötü düşüncelerle doldu taştı, halam'a meraklı gözlerle bakarken.

"Biz karunla İzmir'den uzaklaşmak istiyoruz, belki sende bizimle gelirsin."

Bian ne diyeceğimi şaşırdım ama ben burayı seviyorum gitmek istemiyorum ki!

"Hala ben burayı seviyorum."

Ama halamdanda ayrı kalmak istemiyorum.

"Seni zorlamicam. Zaten 1 hafta sonra 18'ine
gireceksin, burada istediğin gibi kala bilirsin. Ama seni yanımda görmeyi daha çok istiyorum."

"Peki ne zaman gideceksiniz?"

Hayatta tek değer verdiğim insan gidecekmiydi? O da mı gidecekti. Annem ve babam gibi bırakıcak mıydı beni.
Aslında benim elimde olan birşeydi.
Ya büyüdüğüm şehiri seçicektim yada sevdiğim ve tek değer verdiğim insanı.

Gerçekten, kafam çok karışık.

"2 hafta sonra gideceğiz. İstersen hemen karar verme biraz daha düşün." Daha nereye bile gideceklerini bile bilmiyorum.

"Nereye gideceksiniz?"

"İstanbul'a."

İnsanların bir çoğunun hayatını karartan şehire mi? Peki niye.

"Bu kararı kim verdi?"

"Duru hani hatırlıyor musun en son nezarethaneye düştüğün günü?"

O günün gitmekle ne ilgisi vardı ki?

KIRIK KALPLERHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin