Salı

215 25 18
                                    

Dream gözlerini açtığında bileklerinin hafiflediğini hissetti. Ellerindeki zincirler o uyurken çıkarılmış olmalıydı. Harap olmuş derisini kaşıyarak acı hissine gülümsedi. Sonra sürünerek sağ tarafına doğru gitti, orada duran eski defteri kucağına aldı. Yanındaki mürekkep tüpünün kapağını açtı.

İçine daldırdığı parmağında biraz karartı vardı, ama bir şeyler yazıp çizmek için yeterli mürekkep kalmamıştı.

Dream burnundan sinirle nefes verdi. Defteri yavaşça açıp sayfaları gezmeye başladı.

Siyah mürekkep ile yapılmış rastgele şekiller, parmak izleri,  ̶ı̶ı̶    ile doldurulmuş sayfalar, parmaklarla yüzlerce kez yazılmış "George" ve "Yardım edin" yazıları.

Bir sayfaya gelince durdu ve yüksek sesle güldü. Tommy'i temsil eden çöp adam yerde yatıyor, Dream'i temsil eden çöp adam ise çocuğun üstüne basıyordu. Bu çizim, en sevdiği şaheserlerinden biriydi.

Bir şeyler daha çizmek istiyordu.
Bu korkunç hücrede onu oyalayan tek iş buydu. Sam'den mürekkep istese adam o tüpü saçlarından aşağı dökerdi, buna emindi.

Derken aklına bir fikir geldi.

Dream, defteri alıp az önce oturduğu yere gitti. Sonra ellerini saçlarına götürdü ve kocaman bir öbeği hızla çekerek saç derisinden ayırdı. Bir tutam saçı, sarı öbeğin etrafına sardığında ilkel bir fırça elde etmişti.

Gülümsedi ve uzun tırnaklarını yeni iyileşmeye başlayan yaralarına batırdı.

Artık kırmızı mürekkebi vardı.

Saçlardan oluşan fırçayı kana buladı ve defterin boş bir sayfasına yazmaya başladı.

"Onun her şeyi olmak istiyorum."
Altına gözlüklü bir çöp adam çizdi ve etrafını kırmızı kalplerle süsledi.

George... Deliler gibi aşık olduğu adam, onu Pandora's Vault'a götürürlerken sadece izlemişti.

"Beni artık sevmiyor musun :("

Sarışın, sayfayı çevirdi ve başka bir çöp adam daha çizdi. Ardından kanını çiziminin üstüne yaydı.

"Hayatımı mahveden çocuk."

Kağıdı ağzıyla yırttıktan sonra defteri bir kenara fırlattı.

Hızlıca ayağa kalktı, nefes nefeseydi. Başı dönüyordu ve ayakları ağırlığını taşıyamıyordu.

"Lanet - olsun -"
Kelimeleri kesik kesik fısıldadı. Sonra göğsünü şişiren derin bir nefes aldı ve bağırdı.

"HER ŞEYİMİ KAYBETTİM."

Acı ve öfke dolu ses, obsidyen duvarlardan geçip hapishanedeki herkesi hazırlıksız yakalamıştı.

prisoner on the edge | dreamwastakenHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin