Bölüm 3

1.2K 99 20
                                    

Teşvikiye Caddesi üstünde, pek çok kişinin modellerine hayranlık duyduğu meşhur bir markanın gelinlik mağazasındaydık fakat içinde benim tarzıma uygun bir model yoktu. Annem, Gonca ve Işılay da her modele hayranlıkla bakıp denememi istiyorlardı. Mağazaya randevu almadan girilmiyordu ve Azra da gelinliğini buradan aldığı için bize bir istisna yapıp bekletmeden bugüne randevumuzu ayarlamışlardı. Herkesin ısrarıyla pek çok model denedim ama hiçbiri beni yansıtmıyordu. Annem, kabarık ve kuyruklu bir model için bu olsun diye ısrara başladı. Huriye Hanım da aynı modelin işlemelerini beğenince, hiçbir konuda anlaşamayan iki dünür, benim istemediğim ve oldukça pahalı olan gelinlik için hem fikir oldular. Üstümde kilolarca ağırlıktaki tasarım gelinlikle dikilirken Ezel'le göz göze geldik. Anlamıştı benim mutsuz olduğumu ve Feride'ye yaklaşıp bir şeyler fısıldadı. Feride de ayağa kalkıp bizimle ilgilenen nazik hanımefendiye "Tüm modelleriniz çok şık ve güzel ama ablamı yansıtmıyorlar sanki," dedi.

Kadın gülümseyerek bana döndü. "Kendinizinki hariç herkesin favori modelini denediniz. Siz nasıl bir şey hayal etmiştiniz?"

"Asla kabarık olmayan hatta elbise formunda, işlemesiz, düz bir şeyler."

"Markamızın tercih edilme nedeni eşsiz işlemelerimizdir. Bence önyargılı olmayın ve elbise formunda olan bu modelimizi bir deneyin."

Verdiği gelinlik bir elbise gibi vücudumu sarıyordu ve iki kayınvalideyi de mutlu edecek eklenebilir bir eteği mevcuttu. Elbisenin beline eklenen bu yarım etekle gelinlik yarı kabarık bir forma kavuşmuş oluyordu ama fazla oryantal bulduğum desenlerin nakşedildiği kabartmalı işlemeler içime sinmedi. Benimle gelen ekipse ne giyinsem hayranlık nidalarıyla illa da birini almaya zorluyorlardı beni. Ezel hayranlık dolu bakışlarını üstümden çekmeden telefonuna bir şeyler yazdı ve Işılay'ın telefonu titredi. Işılay telefonuna göz atıp önce Ezel'e sonra bana baktı ve elini karnına koyup "Ay bir şeyler oluyor bana!" diye feryat etti.

Gonca bir doktor olarak hemen "İyi misin?" diye atıldı.

"Yok, çok fena sancım var! Doktora götürün beni!"

"Ben zaten doktorum ya canım benim. Tarif et nasıl bir sancı hissediyorsun?"

Işılay bir an Gonca'nın bu sözüyle savunmasız kalınca ben de oyuna katıldım. "Hastaneye götürelim, ultrasona girmesi gerekir belki."

Işılay "Evet, evet!" diye onayladı. "Kendi doktoruma gitmek istiyorum."

"Şunu çıkarıp hemen geliyorum!" Mağaza çalışanın da yardımıyla hızlıca üstümdeki gelinliği çıkarıp Ezel'in benim arabama bindirdiği Işılay'ın yanına oturdum. Gonca da bizimle gelmek isteyince göz kırpıp "Hastanede kalabalık olmayalım hiç, sen annemleri eve bırakır mısın, rica etsem?" dedim.

Durumu kavrayıp gözlerini devirdi gülümseyerek. "Tamamdır."

Aslında Feride ve Gonca da gelsinler isterdim ama Feride bizimle kalırsa annem anlardı bir şeyler döndüğünü. Gonca da onları eve bırakacak birisi lazım olduğu için gelemezdi. Azra zaten kendi annesini eve götürürdü.

Biraz uzaklaşıp herkesi geride bırakınca "Eee?" dedi Işılay. "Ne yapıyoruz?"

"Bilmiyorum ama çok bunaldım orada."

Ezel gözlerini yoldan ayırmadan "Fark ettim," dedi.

Işılay gülümseyerek kafasını salladı. "Beni şurada bir yerde bırakın, Dinçer de buralardaymış, bir yemek yiyelim diye yazmış. Siz de kimseye haber vermeden alın gelinliği bence."

Yanımızda bir araba korna öttürünce dikkatimiz dağıldı ve o yöne baktık. Dinçer'in arabasıydı bu. Işılay çantasını alıp yüzünde güller açarak indi bizim arabadan ve yandaki arabaya geçip, eşinin yanına oturdu. Selamlaşıp geçtik yanlarından. Ezel bana dönüp "Eee n'apalım?" diye sordu. "Biz de bir yere oturup yemek yiyelim mi?"

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Jul 07, 2022 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

SICAK ÇATIŞMAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin