2

936 48 15
                                    

     merhabalarr

     Sahte bir öksürükle gülüşlerini yarıda kesen adama baktı Pete. Bu adamdan hiç hoşnut değildi ve bir şeyler karıştırdığına yemin edebilirdi Bay Kinn'in de kendisiyle aynı şeyleri düşündüğüne emindi çünkü yıllar önce Pete'i Vegas'ı takip etmesi için görevlendirmişti. Fakat tüm çabaları boşa çıkmıştı. Pete bu adamın artık her hareketini her kelimesini her zerresini ezberlemişti -en azından kendisi öyle sanıyordu- fakat Vegas asla açık vermemişti. Anlaşılan kozlarını fazlasıyla gizli oynuyordu bu nazik görünümlü fakat içinde şeytanları barındıran adam. İçinde dönenleri yüz ifadesiyle maskeleyip kocaman gülümsemesiyle bir baş selamı verdi Bay Macau ve Vegas'a.

     Vegas da kendisini maskeliyordu fakat ikisinin amaçları çok farklıydı. 2 dakika önce gülüşüyle kalbini attıran adamın yüzüne en somurtkan ifadesiyle bakmayı seçti. Anlamlandıramadığı bir şeyler vardı içinde uzun zamandır, fakat şu an anlam yükleyebildiği bir şey varsa o da bu çocuğun başkalarına dünyanın en güzel gülüşlerini sunarken kendisine samimi göründüğünü sandığı bu soğuk gülüşü sunmasıydı.

     Kendisinden nefret ettiğinin elbette farkındaydı Vegas. O da nefret ediyordu. Ana aileyle ufak bir bağlantısı olan herkesten, her şeyden nefret ediyordu. Hayatı onlar yüzünden zehir olmuştu. Çocukluğunu yaşayamamıştı. Yaşatmamışlardı. Hayatı boyunca her zaman karşılaştırılmaya tabi tutulmuştu ve karşılaştırıldığı kişi de mağlup olduğu kişi de bu çocuğun seve seve canını teslim edeceği Kinn'den başkası değildi.

     Pete'in onu takip ettiğini fark ettiğinde bunun eğlenmek için güzel bir yol olacağını düşünmüştü Vegas. Pete onu takip ettiğini sanarken asıl kendisinin takip edildiğinden bihaberdi. Vegas için artık alışkanlık olmuştu bu çocuğu izlemek. Her şeyi biliyordu. Dışa yansıttığı gülümsemesinin ardında sakladığı o üzgün çocuğu, insanlara kendisinden daha çok değer verdiğini, bu hayattan yorulduğunu, kendine acı çektirip durduğunu... her şeyi.

     Bir film seyredercesine izliyordu Vegas Pete'i. Bundan zevk alıyordu. Gülüşünden nefret ettiği bu adamın ağladığını görmek, zayıflıklarını görmek ona zevk veriyordu. En azından uzun bir süre öyle sandı. Pete çabalarına karşılık bulamayıp takip etmeyi bıraktığında anlamsız bir boşluk hissetmişti Vegas. Aslında gayet zeki olan bu çocuğu aptal yerine koymak hoşuna gidiyordu. Hayatındaki tek eğlencesi o olmuştu bir süreliğine.

     Fakat bazı şeyler belirmişti son zamanlarda. Yine anlamlandıramadığı şeyler. Şu sıralar hayatındaki şeylere anlam koymakta çok zorlanıyordu zaten Vegas. Nefret ettiği kuzeninin yanında buluyordu kendini mesela. Çocuğun gülüşünü gördüğünde yüzünde istemsiz bir tebessüm oluşuyordu ve ne olduğunu bilmediği bu şeyden nefret etmişti. Gülüştüklerini gördüğünde porsche'a kimseye uygulamadığı işkencelerini uygulamak istemişti ve her şeye bağladığı gibi buna da uyduruk bir sebep bağlamıştı. "O iğrenç gülüşe karşı nasıl gülebiliyor?" diye tekrarladı içinden defalarca. Aptal kuzeninin porsche'a karşı boş olmadığını tabii ki biliyordu bir süredir fark etmişti ve bunu kullanmak için zaman kolluyordu. Sevgi zayıflıktı Vegas için ve ilk kez zayıflığını yakaladığı bu aptala bunu çok güzel bir şekilde gösterecekti.

     Porsche ile ilk karşılaştığı andan beri ondan hoşlanıyormuş izlenimi vermişti vegas. Sigarasını yakması için çakmağını uzattığı ilk andan beri buna inandırmıştı da herkesi. Porsche'u Kinn'in elinden alamazdı muhtemelen. İkisinin birbirlerine olan iğrenç aşk dolu bakışlarını görmüştü ama bu Kinn'i sinir edemeyeceği anlamına gelmiyordu. Artık attığı her adımı bu ikisinin arasını açmak amacıyla atıyordu. Sonunda Kinn'e galip gelebileceği bir konumdaydı. Babasının övgülerine kavuşmasına ne kadar az kaldığının farkındaydı. Bu kez bir onay cümlesini duyacaktı ve bundan emindi.

     Vegas ve Macau, Kinn ile selamlaştılar ve Kinn arabaya bindi. Porsche ve Pete de ayrılacakları sırada Vegas Porsche'un kolunu tuttu.
     "Hey porsche" iki çocuk birlikte Vegas'a doğru döndüler.
     "Bu akşam benimle Yok'un barına gelmek ister misin? Bay Korn'dan izin alacağım." Porsche Vegas'ın ondan hoşlandığına inanıyordu fakat güvenilmeyecek biri olduğunun da farkındaydı. Reddetmenin başına ne gibi sorunlar açacağını bilmiyordu fakat reddetmemek de  daha azını açmayacaktı başına.
     "Çok isterdim Bay Vegas fakat biliyorsunuz ki ben Bay Korn'un değil Bay Kinn'in korumasıyım."

     Vegas topu Kinn'e atacağını biliyordu ve zaten bunu istemişti. Kuzeni Porsche'a olan hislerini elbette ki Vegas'a göstermeyecekti. Kinn'i daha sonra arayacağını söyleyerek akşam görüşmek üzere vedalaştı Porsche ile. Ardından kaşlarını çatarak konuşmanın bitmesini bekleyen Pete'e yan bir gülüş verip içeri girdi.

     Akşam saatlerinde Kinn Pete'i odasına çağırmıştı. Pete ne için olduğunu tahmin edemiyordu. Kötü bir şey mi yaptım diye aklından binbir türlü şey geçirdi her zamanki gibi. Bu çocuk kendinden asla emin olamıyor, yapacağı her şeyi gereğinden çok fazla düşünüyordu. Derin bir nefes alıp kapıyı tıklattı.

     "Beni çağırmışsınız Bay Kinn, buyurun." önünde eğilerek bir selam verdi.
     "Evet Pete, senden bir şey istesem yapar mısın?"
     "Ne isterseniz efendim, biliyorsunuz."
     "Vegas bir şeyler karıştırıyor, onu takip etmeni istiyorum. Senden başka kime güvenebilirim bilemedim daha önceden yapmıştın bunu tekrar yapabilir misin?"
     "Ne isterseniz yaparım Bay Kinn, bunu biliyorsunuz. Fakat öncekinde elime yüzüme bulaştırdım hem bir açığını bulamadım hem de ava giderken avlanan ben oldum."
     "Bu kez bunu avantaja çevireceğiz. Av olduğunu düşünmesine izin ver tıpkı onun yaptığı gibi. Senin bundan haberdar olduğunu bilemeyecek."

     Bu Pete'e gerçekten mantıklı gelmişti. Hareketlerini buna göre kontrol edebilirdi, onu yanıltabilirdi bu yüzden bu görevi kabul edip odadan çıktı. Görevi bugün başlıyordu.

     Vegas'ın tahmin ettiği üzere Kinn, Porsche'un onunla gitmesine izin vermişti. Akşam olmuştu ve Yok'un barında Porsche'u bekliyordu Vegas. Porsche yanına gelip oturduktan bir süre sonra kapıdan yüzünü kapatarak girmeye çalışan bir aptal fark etti. Vegas, Kinn'in Porsche'u yalnız göndermeyeceğinin elbet farkındaydı ama Pete'in bu kadar göze sokarak içeri girmesi işkillendirmişti onu. Yine de çok umursamadı ve Porsche ile konuşmaya devam etti. Gülüyorlar, gerçekten eğleniyorlardı. Vegas Kinn için çalışmasaydı arkadaş bile olabilirdik diye geçirdi içinden. "Arkadaş" Çok uzak bir kelimeydi Vegas için. Hayatı boyunca tüm ilişkileri menfaat üzerineydi ama porsche ile zaman geçirmek gerçekten güzeldi.

     Vegas'ın gözleri arada bir yanına sıvışan adamlarla uğraşmaya çalışan Pete'e gidiyordu. Gülümseyip "aptal" diye geçirdi içinden. Porsche ile sohbete devam ettikten bir süre sonra yine bir içgüdü ile Pete'e baktı. Yanında uzun boylu, sarışın ve yakışıklı sayılabilecek bir adam vardı. Sarhoş olmalıydı. Pete'in neredeyse üstüne çıkmış onu öpmeye çalışıyordu ve Pete çabalarına rağmen kurtulamıyordu. Vegas'ın çenesi kasıldı ve bir hışımla ayağa kalktı. Yanındaki kişinin varlığını umursamadan hızla yanlarına gidip adamın yüzüne bir yumruk geçirdi.

     Pete neler olduğunu anlayamıyordu, şokta gibiydi. Yanına gelen adamdan kurtulamayacağını anladığında kendini bırakmıştı ve tam o sırada adam üstünden kaldırılmıştı. Sonrası kavga gürültü ve Pete kendisini koridorda bulmuştu. Sarsılma sonucu biraz olsun kendine gelebildiğinde kolundan tutmuş ve karşısında endişelenmiş gibi görünen  Vegas'ı gördü. Gerisi sadece azarlamaydı nedenini anlayamadığı şekilde Vegas ona kızmıştı ve Pete ona kızsa mı yoksa minnettar mı olsa bilemiyordu.

saçmalıyorum biraz sanki 😭😭😭 klişe okumayı çok sevdiğim için türk dizisi tadında bir fic olsun istiyorum.

we need each other - vegaspeteHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin