we need each other - vegaspete

6

Merhabalarr tekrardan bakış açımı değiştiriyorum arada bir Vegas ya da Pete'in bakış açısından yazabilirim😭😭😭 sürekli aynı gitmemi istiyorsanız söyleyin ama

Masada Pete'in fazlasıyla rahatsız durduğunu gören Vegas, gözünü yanındaki adamına dikmiş ve sert bir bakış atmıştı. Tabii ki de Pete umrunda olduğundan falan değildi bu bakışı(!) Sadece ne cürretle benim masamda başkasını böyle rahatsız edebilir diye sinirlenmişti. Yemeğin geri kalanında Pete rahat bir soluk almış bittiğinde de Vegas'a teşekkür ederek Arm ve Porsche ile birlikte bara gitmişlerdi.

Vegas'ı Porsche'un tek gelmeyişi işkillendirmişti tabii ki. Yanında gelen kişinin Pete olması da bunu ikiye katlıyordu bu yüzden onları yalnız bırakmak istemedi ve barın üst katındaki koltuktan aşağıyı izlemeye başladı. Gayet rahat bir şekilde şarabını içiyordu ve bir sorun yok gibiydi. Sonra bakışlarıyla kendini yeterince ifade ettiğini düşündüğü adamın yine Kinn'in korumalarının yanına gittiğini gördü ve yerinde kıpırdandı. Çok geçmeden Pete masadan kalktı ve piç kurusu da Arm'a bir şeyler söyledikten sonra peşinden gitti. Vegas ayağa kalktı ve aşağı kattaki tuvalete doğru yürüdü. Karşısına çıkan Porsche ile durmak zorunda kaldı. Porsche sabah Kinn'in yanına gitmek için izin istiyordu. Gereksiz uzun bir konuşmayla bunu söylediğinde Vegas kabul edip tuvalete gideceğini söylerek hızla yanından ayrıldı. Bu Porsche'a biraz garip gelmişti ama tuvalet bu sonuçta, beklemeye gelmez diye düşünüp Arm'ın yanına gitti.

Vegas tuvalete geldiğinde gördüğü görüntü karşısında sözde korumaları olan adama bir yumruk geçirdi. İyi alıştım he diye de geçirdi içinden. Vegas bu çocuğu geçen günki haliyle bir daha görmek istemiyordu çünkü o görüntü canını çok sıkmıştı. Zaten kim isterdi ki karşısında kocaman bir adamın bebek gibi ağlamasını? Tabii ki hiç kimse. Fazla sinir bozucu. Adam doğrulunca bir yumruk daha attı, sonra bir daha ve sonra bir kez daha... Bu Pete gelip de kolundan tutuncaya kadar böyle devam etmişti.
"Bay Vegas, Bay Vegas! Yeter durun artık." Uzun yalvarmaları sonucu sesini duyurabilmişti.
"Sen karışma." Vegas'ın sesi fazlasıyla sinirli geliyordu. Pimi çekilmiş bomba gibiydi.
"Bay Vegas bu beni ilgilendirir, yeter dedim." Pete'in onunla emir verir gibi konuşması Vegas'ın sinirlerini bozmuştu. Teşekkür etmesi gerekirken verdiği karşılık bu muydu gerçekten? Arkasını döndü ve Pete'in üstüne doğru yürüdü.
"Ne halin varsa gör, tamam mı?" tuvaletten çıkacakken arkasını döndü ve devam etti. "Bu benim adamımın bana yaptığı bir saygısızlıktı. Seni ilgilendiren kısmı zerre umrumda değil. Sen de umrumda değilsin, anladın mı?"

Pete yerde yatan adama bakıp yüzünü buruşturdu ve az önce bir kez daha minnet borçlandığı adama yaptığı öküzlüğü düşünerek tuvaletten çıktı. Sözlerinin neden canını yaktığını anlayamamıştı. Tabii ki de onun umrunda olmadığını biliyordu bu hep böyleydi ve böyle olacaktı. Belki de bu duygu pişmanlıktan kaynaklanıyordu. Çünkü kendisi için veya değil o adamdan kurtulmasını sağlayan kişi Vegas'tı. Sadece kendisi yüzünden birisinin öldüresiye dövülmesi hiç hoşuna gitmemişti ve her zaman yaptığı gibi böyle bir konuda bile yine kendisini suçlamıştı.

Gece herkes için bitmişti ve hepsi kendilerine verilen odalara dağılmışlardı. Vegas'ın ise biraz düşünmeye ihtiyacı vardı. Son zamanlarda yaptığı şeyler hep anlamsızdı. Sadece yapıyordu ve sonra nedenini sorguluyordu. Bir kontrol manyağı için bu son derece kötü bir şeydi çünkü o hayatını hep planlar üzerinden yaşamıştı. Bunu bozan kişi her zaman Pete oluyordu ve bu ona olan sinirinin daha da artmasına sebep oluyordu. Düşünceleri Vegas'ın ancak sabaha karşı uyumasına fırsat verdiler. 

     Sabah olduğunda birlikte kahvaltı yaptılar. Pete, Vegas'a bakmamaya özen gösteriyordu. Vegas da bu durumdan pek şikayetçi sayılmazdı. O iğrenç gözleri kendi üstünde olmadığı zaman, gün içinde daha mantıklı kararlar alabilirdi en azından. Pete ve Macau diziler ve şarkılar üzerinden konuşurlarken Porsche ve Vegas ise Porsche'un Kinn'in yanına gitmesi konusunu konuşuyorlardı. Vegas dün acelesi olduğu için ne sorduğunu bile anlamadan kabul etmişti. Zaten Porsche burada esir tutulduğunu düşünsün istemiyordu, bu hoşlantı işini daha da uzatacaktı Vegas. Benim de amcam ile konuşmam gerekenler var bahanesiyle Porsche'un yanında gidip Kinn'in sinirlerini bozmayı amaçlıyordu.

     Kinn ile Porsche'un yaklaşık yarım saatlik konuşmalarının ardından Vegas kapıyı çalarak içeri girdi.
     "Konuşmanız bittiyse gidelim mi Porsche? Benim işim bitti." Porsche kafa salladıktan sonra Kinn'e bakarak devam etti. "Bu kadar endişelenme kuzen, favori korumana çok iyi baktığımdan emin olabilirsin." Göz kırpmasının ardından dışarı çıktı. Planı gayet güzel işlemişti çünkü Kinn'i delirtmeyi gerçekten başarmıştı. Porsche gerginliğini almak ister gibi sarılıp veda etti ve Vegas'ın yanına gitti. Neredeyse akşam olmuştu ve onları bekleyen bir görev vardı.

     Wang'ın mekanına gelmişlerdi. Wang ve adamları konuşurken dörtlü, adamları temizlemiş ve Wang'ı köşeye sıkıştırmışlardı. Wang pek de cesur bir adam değildi ve Don'un ona güvenmek gibi bir salaklığı neden yaptığını kimse çözememişti. Vegas kafasına çuvalı geçirdi. Wang etrafını görebildiğinde kendisini ağır doz Vegas'a maruz kalmış bir cesetle aynı odada bulmuştu. Bir süre sonra yanına gelip niyetlerini söylediler ve Wang ufak bir nazın ardından tehditlere yenik düşüp kabullendi. Yarın daha büyük bir göreve gideceklerdi.

     Herkes odasına çekildikten bir süre sonra Pete Vegas'ı takip etmeye koyuldu. Bugün muhtemelen buradaki son gecesiydi ve fırsat ayağına kadar gelmişken bir şeyler bulmadan dönmek istemiyordu. Bir kapıdan geçti ve sonra bir kapıdan daha... Kinn'e Wang'ın öttüğünü haber vermek için durdu. Buradaki son geceleri olduğunu söylediğinde Kinn, Vegas'ın ana aileye sızdırdığı bir casus olduğunu düşündüğünü söyledi ve bu gece bunu kontrol etmesini istedi Pete'ten. Pete onu bu kez hayal kırıklığına uğratmak istemiyordu çünkü bunu defalarca kez yapmasına rağmen ona yine de güvenmişti Kinn.

     Bu kez elinden geleni yapacaktı pete fakat karşısındaki adamın sadece gözleri bile yapamayacağını söylüyordu. Yine ve yine beceriksizliğini ortaya koymuştu Pete.

     "Bir şey mi arıyorsun?"

hayat cok zor arkadaslar