Catherine yine posta kutusuna bakmak için umutsuzca evden çıkmıştı. Gidip kutuyu açtığında bir zarf düştü. Hızla zarfı aldı.
"Aşk Kuşu Mau"
Catherine hızla yerinden sıçradı. Ve bir sevinç çığlığı atıp hemen kapıya gitti hızla ayakkabılarını giydi.
Sevinçten koşarak Steve'in evine gitmeye başladı. Eve geldiğimde gibi kapıyı kırarcasına çalmaya başladı.
Yaklaşık 5 dakika sonra Steve yorgun argın bir şekilde kapıyı açtı.
Cath: Mau! Mektup göndermiş!
Steve: Ne?!
...
Cath: Açsana artık!
Steve: Açıcam, tamam.
Steve dolu gözlerini ovuşturdu ve eline mektubu aldı. Yırtmayın açtı ve mektupları çıkardı iki tane vardı.
Birinin üzerinde "Catherine'e" birinin üzerinde sadece kalp vardı. Steve Catherine'nin olanı ona uzattı.
Catherine hızla alıp okumaya başladı.
" Naber. Nasılsın?
Ben pek iyi değilim. İkinizi de, o nefret ettiğim kasabayı da, çocuklarıda çok özlüyorum. Kendime bir iş buldum. Çalışıyorum ve para kazanıyorum. Dört yılın ardından ayakkabılarımı değiştirdim biliyor musun? Muhtemelen orda olsam şuan aldığım ile de dalga geçerdin. Ve bende buna gülerdim.
Orayı ve sizi aşırı özledim. Sizin hayatınız nasıl ilerliyor bilmek çok isterim. Ama geri dönüşünüz bana ulaşır mı emin değilim.
Hatta şuan ulaştı mı ulaşmadı mı onu bile bilmiyorum.
Ama ulaştıysa bir şekilde yine size ulaşacağımı ve mutlu hayatımıza geri kavuşacağımızı söylemek istiyorum. Bu belki 3 yıl belki 10 yıl bilmiyorum.
O kadar uzaktayız ki. Oraya geleceğim para ile Hawkins'i satın alabilirim.
Tabiki dalga geçiyorum.
Daha ne yazarım bilmiyorum bu sanırım ilk ve son mektubum.
Artık mektup göndermeye para vermek yerine oraya gelmek için para biriktirmeliyim.
Görüşürüz kedicik. "
Catherine mektubu bitirdiğinde ağlayan Steve'e baktı. Ona eşlik kendisi de ağlıyordu.
...
Kağıdı açtım ve derin bir nefes alıp okumaya başladım.
" İyi misin? Neler yapıyorsunuz?
Ben idare eder kadar iyiyim. Hala sizi çok özlüyorum. Bazen bazı anılarımızı rüyalarımda gene yaşıyorum. Yağmurun altında olan ilk öpüşmemizi, öpüşürken çocuklara yakalanıp aylarca onlara dalga konusu olmamızı, çikolatalı dondurmamı senle paylaşmamı...
Seni özledim.
Ağlamaktan yazamıyorum. Bu üçüncü kağıt diğerleri hep göz yaşı oldular.
Sana biraz da yeni anlamsız hayatımdan bahsedeyim. Kendime güzel bir iş buldum. Film ve müzik kasetleri satıyorum. Billy, Max ve ben bazen araba gezintilerine çıkıyoruz. Ve kendime yeni bir ayakkabı aldım! 4 sene sonra ilk kez ayağıma doğru düzgün bir ayakkabı giymek çok hissettirdi! Şuan sen olsan yeni ayakkabımın üstüne basmaya çalışırdın ve fırsat bu fırsat diyip beni öperdin.
Aniden beni korkutup sonra da öpmelerini bile özledim.
Senin hayatın nasıl gidiyor? Neler yapıyorsun? Okulu bıraktın mı? Bunları bilmeyi çok isterdim. Ondan dolayı artık mektup yollayamacağım.
Burdan oraya mektup göndermek çok pahalı olduğu için ve bende zengin olmadığım için ilk ve son mektubum bu.
Para biriktiriyorum. Yıllar sonra olsa da Hawkins'e geleceğim bir gün. Bir gün gene seni göreceğim. Sarılacağız.. Hayalinin bile bu kadar güzel olması kalbimi acıtıyor.
Seni sonsuza kadar koşulsuz seveceğim, Steve Harrington.."
Mektubu bıraktığımda göz yaşlarına boğulmuştum. İkimizin de ayrı yerlerde ayrı acılar çekmemiz hiç adil değildi..
485 kelime
Bundan sonrasında yazar uyumaya gider.
Beğendiyseniz oy vermeyi ve yorum yapmayı unutmayın ki ben de uyuyakalıp bölüm yazmayı unutmayayım.
Billy, Maureen, Catherine ve Steve karakterleri
hakkında düşüncelerinizi alayım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
maureen hargrove | steve harrington
RomanceAile sorunlarından dolayı psikolojik olarak çöküşte olan Maureen Hargrove ve ergenlikten çıkmanın olgunlaşmanın verdiği ağırlığı kaldırmakta zorlanan Steve Harrington'nın aşk hikayesi.. Tüm hakları Steve Harrington'ın harika saçlarında saklıdır.