Özel şoförün kullandığı arabanın arkasında annem ve ablamla Kings Cross'a gidiyorduk. Annem ablamı çok sever, iş yerlerinin başına geçmesi için ablamı çok çalıştırıdı. Bütün eğitimi için özel okullar,hocalar tutardı. Araba durduğunda hemen indim,şöför sandığımı alıp el arabasına koydu. El arabasını ittirip içeri girdim. 9 ve 10. peron duvarın oraya geldim. Duvardan içeri girdiğimde buharı tüten treni gördüğümde gülümsedim. Eşyalarımı boş bir kompartmana koyup trenden indim. Annemle ablamın yanına ilerlerken yanlarında duran Potter ve Weasley ailesini gördüm. Rose'u göz göze geldiğimizde gülümseyip başımla selam verdim, bende iki yaş küçüktü ama çok iyi anlaşıyorduk. Annemlerin yanına gittiğimde sessizce birbirimize baktım.
"Uslu dur şikayet istemiyorum o aptal baykuşla bir daha mektup almak istemiyorum."
Annemin sinirli sesini duyduğumda başımı salladım.
"Bana sesli cevap ver!"
"Anladım anne."
Annem donuk sürat ifadesiyle bana bakarken,gözlerimi kaçırdım,bakışları rahatsız ediciydi. Gözlerimi kaçırdığımda kahverengi gözlerle göz göze geldik. Kalbim hızlandığında hemen kafamı çevirdim.
James Potter.
"Lily-çiçeğim!"
Yanıma yaklaştığında gözlerimi yumdum şimdi değil Potter,ailemin yanında değil. James yanımıza geldiğinde annemlere baktı.
"Merhaba efendim ben James Sirius Potter."
Annemden güler yüz bekliyordu ancak annemle ablam aynı surat ifadesiyle baktılar, sanki pis bir şey koklamışlar gibi. Annem James'i duymazlıktan gelerek bana döndü.
"Uslu dur!"
Annem dönüp yürümeye başladığında ablam bana bakıp sırıttı.
"Kendin gibi ucube arkadaşlarınla takıl aptal, umarım geri dönmezsin!"
Dönmeden saçımdan tütüp çekmiş, sendelemiştim,James olmasaydı yere düşerdim. Utanmıştım onun yanında böyle küçük düşmekten ,utanmış aynı zamanda sinirlenmiştim. Yanaklarım kıpkırmızı ,gözlerimde sinirden kızardığı ve sulandığı biliyordum. James'e baktım. Şaşırmış bir şekilde bana bakıyordu.
"Kusura bakma Potter."
Kolumu ondan çekip arkamı dönüp hızla trene bindim, kompartmana girip cam kenarına oturdum. Dışarı baktığımda James'i gördüm,ailesinin yanına dönmüştü. Mutlulardı, sevilerek ,her istediği yapılarak büyümüştü. Babasına baktığımda, birinci sınıfa başlayacak küçük kızına sarılmıştı. James'in dediğine göre kendisi adını aldığı dedesine benziyormuş. Harry Potter'a en çok benzeyen ikinci oğulları Albus Severus'du, fiziksel özellikler aşırı derecede benziyordu, ama Severus Slytherin binasındaydı. Kötü birisi değildi Severus onunla konuşma fırsatımız olmuştu,abisinin aksine aşırı kibar birisiydi.
Onları öyle görünce yüzümde buruk bir gülümseme oldu. Benim ailem asla böyle değildi. Kıskanıyordum biraz ama yapılacak bir şey yoktu.James Potter bağıran sesini duyduğumda camdan dışarı baktım.
"Lily-çiçeğim!"
Bana el salladığında kaşlarımı çattım. Ailesin yanında böyle şeyler yaptığında utanıyordum, elini ağzına götürüp öpücük attığında, içimden el hareketi çekmek geldi ama ailesin yanındaydı. Kafamı çevirip görmezlikten geldim. Saçlarım yüzümü kapattığı için gülümsemiştim. Salak çocuk. Yandan baktığımda Albus'un dalga çeken sesini duydum. Ailesi onun haline güldüklerinde bende güldüm.
Ona karşılık versem beni yarı yolda bırakacağından korkuyordum. Çünkü beni bırakırsa dayanacak güçüm yoktu.
~~~
HARRY JAMES POTTER'IN 42.YAŞ GÜNÜ.
DOĞUM GÜNÜN KUTLU OLSUN HARRY!
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Yeni Nesil (JAMES SİRİUS POTTER)
FanfictionYeni nesil aşıklar James ve Lily Harry ve Ginny James Sirius ve Lily