Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Yaz dönemi başladığında bu sefer biraz daha iyidim. James her gün mektup yazıyordu. Mektuplarını okurken gülme krizine giriyordum çünkü aşırı saçmalıyordu ve çok hoşuma gidiyordu. Odamda ödevlerimi yaparken camdan gelen sesle döndüğümde James'in baykuşusunu gördüm. Mektubu alıp okudum. Beni evine davet etmişti. Akşam yemeğine. Ayrıca anne ve babasının davetiymiş. Gitmesen çok ayıp olurdu. Geleceğime dair mektup yazdım. Yarın için heyecanla yatağıma girdim.
Sabah kalkıp direk banyoya girmiştim. Uzun kızıl saçlarımı yıkamak uzun sürüyordu. Hazırlanmam bittiğinde daha erken olduğunu gördüm. Uzun kollu ince beyaz bir badi giymiş altına bol kot pantolon giymiştim. Kızıl saçlarımı düzleştirmiş, hafif bir makyaj yapmıştım. Saat yaklaştığında asamı alarak dışarı çıktım. Hızır otobüsle Godric Hollowa gittim. Mektupta yazan kapı numarasına geldim. Elim boş gelmemek için tatlı almıştım. Kapıyı çaldığımda Mrs. Potter açmıştı.
"Hoşgeldin canım."
"Hoşbuldum."
İçeri girip elimdekini Mrs. Potter'a uzattım.
"Ne gerek vardı güzelim."
Tam cevap verecekken içeriden sesle ikimizde oraya döndük.
"ANNE!"
Lily Luna bağırarak aşağıya iniyordu.
"Ne oluyor Luna?"
"Abiler yine kavga ediyorlar."
Ginny Potter sinirle iç çekmişti.
"Luna sen misafirimizin yanında dur."
Mrs. Potter bana dönmüştü.
"Hemen geliyorum canım."
Mrs. Potter yukarı çıkınca, Luna'ya gülümseyip salona geçip oturmuştuk.
"Nasılsın Luna?"
"İyiyim James'in çiçeği sen?"
Luna bana her zaman böyle sesleniyordu ona gülümsedim.
"Lily-çiçeğim?"
James geldiğinde ona gülümsedim.
"Merhaba."
"Sen geldin günüm çok güzel şimdi."
Kızarmıştım. Arkasından Severus ve annesi girdiğinde kalkıp Severus'a sarılmıştım.
"Merhaba Severus."
"Hoşgeldin Lily."
Kapı çaldığında Mrs. Potter kapıyı açmaya gitti. James yanıma oturduğunda, Severus'la konuşuyorduk. Mr. Potter içeri girdiğinde ayağa kalkıp selamlaşmıştık. Görüyordum ama konuşma fırsatı hiç olmamıştı. Savaş Kahramanıydı, hakkında her şeyi okumuştum. Yemek için masaya geçtiğimizde, bizim yemeklerin aksine gürültülü bir masaydı hepsi konuşup gülüyorlardı, bizim yemeklerde ölüm sessizliği olurdu. Mr. Potter bana soruyla ona bakmıştım.
"Ailen nasıllar?"
Aile sıkıntımı kimse bilmiyordu.
"İyiler işleriyle uğraşıyorlar."
Mrs. Potter gülümseyerek sorusuyla ona bakmıştım bu sefer.
"Mugglelardı değil mi?"
"Evet."
"Ne iş yapıyorlar."
"Annem avukat, babamın kendi şirketi var onun başında."
Luna bana bakıp seslenmişti.
"James'in çiçeği bundan alsana ben yaptım."
Aile konusu kapandığında rahatlamıştım ama Luna'nın seslenişiyle kızarmıştım. James'e baktığımda kaşlarını çatmış tabağına bakıyordu. Yemekten sonra salona geçmiş konuşmaya orada devam etmişti, saat ilerleyince kalkmak için izin istemiştim. Mr. Potter beni bırakacağını söylediğinde gerek olmadığını söylesemde kabul etmemişti. Herkesle sarılıp vedalaştıktan sonra Mr. Potter'a ilerlemeye başladık. Evimin adresini söylediğimde kafasını sallamıştı.
"James'in dedesi ,benim babama çok benziyor. Zamanında Sirius Black anlatmıştı bana, annem Lily son sınıfa kadar babamdan nefret edermiş. Babamda annemin peşinde koşarmış sürekli çıkma teklif edermiş. James sana Lily-çiçeğim diyor ya babamda anneme dermiş. Onların yeni nesil hali gibisiniz, bildiğim kadarıyla tabi."
"James'den nefret etmiyorum ama bunu bilmesine gerek yok zaten yeterince peşimde dolanıyor. Söylemezsiniz değil mi?"
Derken gülmüştüm.
"Söylemem rahat ol ama istersen seni biraz rahat bırakmasını söyleye bilirim."
Mr. Potter da konuşurken gülmüştü.
"Onu söyleyebilirsiniz."
Gülerek kafasını sallamış kolunu uzatmıştı, kolunu tutup cisimlenmiştik. Evimin sokağa geldiğimizde evime doğru yürüdük.
"Bıraktığınız için teşekkür ederim Mr. Potter."
"Rica ederim Lily, bana Harry diyebilirsin."
Gülümseyerek kafamı sallayıp eve girdim. Annem kapıda kaşları çatmış bana bakıyordu.
"Saat kaç oldu dokuzdan sonra eve girmek yok demedim mi?"
"Özür dilerim anne."
"Çık dışarı."
"Ne?"
"Çık sabah eve girersin kapıda bekle."
"Anne!"
Kolumdan tutup kapının önüne koymuştu beni. Evin etrafında ağaçlarla kaplıydı diğer evler tarafından gözükmüyordu. Evin etrafında dolanıp bahçeye geçtim. Havuz başında duran şezlonga uzandım, hava en azından sıcaktı. Gözlerim kapandığında günün güzelliğiyle yüzümde gülümse oluşmuştu.
