Annesi geçen hafta bir markette işe başlamıştı. Babasının eve getirdiği birkaç kuruş artık hiçbirine yetmediğinden bu gerekli olmuştu. Aslında babası gayet iyi maaş veren bir şirkette çalışıyordu, ama söylediğine göre az para veriyorlardı.O gün annesi geç mesaiye kalacaktı yani bütün gece evde olmayacaktı. Kız eve geldiğinde evde kimse yoktu. Çantasını odasına bırakıp mutfağa gitti ve televizyondan çizgi film izlerken -hep ailesi izlediğinden televizyon izlemesi pek nadir oluyordu- kendine akşam yemeği hazırladı. Mutfak masasında yemeğini yerken mutfak ile birleşik olan salondaki küçük televizyonu rahatlıkla görebiliyordu. Yemeği bitince tabağını kaldırıp bulaşıklarını yıkadı ve televizyonu kapatıp odasına gitti.
Ödevlerini bitirdiğinde hava kararmış sayılırdı. Annesinin bugün eve dönmeyeceğini biliyordu. Odasında oturmuş oyuncakları ile oynarken kapıya giren anahtarın ardından kapının açılma sesini duydu. Kapısını aralayıp göz ucuyla koridora baktığında babasının geldiğini gördü. Tam kapıyı kapatacaktı ki içeri bir kişi daha girdi. Bu bir kadındı fakat annesi değildi. Babası, güzel elbisesiyle hoş görünümlü bu kadının elinden tutarak annesi ile onun yatak odasına götürdü. Kız kapıyı sessizce kapatıp yatağına kadar geri geri adım attı. Peluş oyuncaklarının arasına oturduğunda ne ağlayabiliyordu ne de başka bir duygu sergileyebiliyordu. Ve dudaklarından, o son kelimeler döküldü.
"Zamanı geldi."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Last Times Before Bedtime
General FictionSaat 12'ye geldiğinde, artık uyuman gerek. Onun düşmanı olma. Düşmanlarının sonu iyi olmaz. Onu küçük görme. Sandığından daha güçlü. Onu gözünün önünden ayırma. Gözleri her zaman üzerinde. Son olarak, asla ona kötü davranma. "Yatma zamanı." Let The...