"Sonunda. Vakit geldi."
***
Pazar sabahı. Anne ve babası salonda oturuyorlardı. Kız salon kapısının önünde durdu.
"Tik, tak, tak."
Annesi kapıdaki kıza bakmadan konuştu;
"Kapa çeneni ve kahvaltıyı hazırla."
Kız kapıyı hafifçe ittirip gıcırtılı bir şekilde ardına kadar açılmasını bekledi ve yavaş adımlarla salona girdi. Mutfağa yönelmek yerine anne ve babasına dönmüştü. Bir süre ayakta öylece dikince göz ucuyla kıza baktılar. Babası emir verici bir ses tonuyla konuştu;
"Neden hala burada dikiliyorsun? Duymadın mı git kahvaltıyı hazırla!"
"Anne, baba. Sizden nefret ediyorum."
Anne babası bir şey söyleyemeden açık salon kapısından birkaç davetsiz misafir girdi. Bunlar kızın oyuncaklarının canlanmış, devasa halleriydi. Anne babası korku içinde ayağa kalkıp salonun diğer köşesine kaçtılar. Annesi kıza döndü ve konuştu;
"Esther dur lütfen!"
Babası da ona katıldı, ama daha kaba bir tonda.
"Ne halt ediyorsan derhal kes şunu!"
Oyuncak ayı ve tavşanı Esther'i tutup omuzlarına çıkarmıştı. Ether'in ise gözleri tamamen siyaha dönmüş, siyah uzun saçları havada süzülüyordu. Bu onların tanıdığı Esther değildi. Bu onların kızları değildi. Bu, Esther'i dönüştürdükleri şeydi. Gözlerinde hiçbir merhamet belirtisi yoktu. Tek bir duygu göstermiyordu. Yavaşça elini kaldırıp onlara doğrulttu.
"Bitirin."
Esther birkaç saniye gözlerini kapattı. Anlık çığlık seslerinin susmasıyla tekrar gözlerini açtı. Bu kadar çabuk başlamış, ve bitmişti. Esther yere inip kafaları kopmuş cesetlere öylece baktı. Hala dev formdaki oyuncaklara döndü.
"Taşıyın."
Emriyle oyuncak panda ve kaplan birer ceset alıp mutfakta bulunan ve arka bahçeye açılan kapıdan evin arkasına yöneldiler. Esther ve diğer oyuncaklar da onları takip etti. Düne kadar olmayan iki çukur vardı bahçede, tam anne ve babasının boyunda. Oyuncaklar iki cesedi de çukurlara fırlattı. İki oyuncak onları gömerken birkaç tanesi eve geri döndü. Esther ise çukurların yanındaki üstü solmuş birkaç çiçekle kaplı olan toprak yığınının başında duruyordu. Cesetler artık görünmediğinde ve diğer oyuncaklar evden çıktığında Esther kafasını kaldırdı.
"Bitirdik."
Esther bu cümleyle oyuncak ayının elindeki çakmağı alıp eve doğru yürüdü. Babasının olan çakmağa iğrenir gözlerle bakıp yaktıktan sonra eve doğru fırlattı. Yavaş yavaş başlayan yangından bir süre sonra bütün ev alevlere teslim olurken Esther tekrar oyuncakların yanına dönüp yere çöktü, yanan evi izleyerek.
"Şimdi yatma zamanı."
"Emrinizdeyiz, Dollmaker."
Ve oyuncaklar eski formuna döndü. Hepsi olduğu yere düştü. Hareketsiz, içi pamuk dolu kumaştan ibaretlerdi tekrardan. Şimdilik.
Uzaktan siren sesleri duyulurken hala yangından gözlerini ayırmadan konuştu Esther;
"İntikamımızı aldık Charlie."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Last Times Before Bedtime
Genel KurguSaat 12'ye geldiğinde, artık uyuman gerek. Onun düşmanı olma. Düşmanlarının sonu iyi olmaz. Onu küçük görme. Sandığından daha güçlü. Onu gözünün önünden ayırma. Gözleri her zaman üzerinde. Son olarak, asla ona kötü davranma. "Yatma zamanı." Let The...