lana del rey — in my feelings.
nirvana — about a girl.
nirvana — dumb."Bir bakışın kudreti bin lisanda yoktur." —Victor Hugo.
lalisa'nın partisinden 2 gün sonra.
25 ocak, 2022. salı, 9.15 AM.ateşlerin içinde cayır cayır yanarken, sadece durup izlemenin ne demek olduğunu, kim jennie'nin kömür karası saçları göğüs kafesimi süslerken tam anlamıyla öğrenmiştim. bir gece yarısı, henüz aramızda arkadaşlıktan ötesi yokken ağlayarak kapımı çalmasıyla başlamış, göğsümde uykuya dalmasıyla şekillenmişti onunla aramdaki bu ilişki.
kimya bölümünde son sınıf öğrencisiyken, en yakın arkadaşım seulgi'nin gecenin bir yarısı öylesine attığı bir fotoğrafta tanışmıştım jennie'yle. yalnızca bir fotoğraf diyordum o gece. bir fotoğrafıyla beni geri dönülemez bir şekilde mühürlemişti sanki kendisine. ona gidemiyordum, onu yanıma çekemiyordum ve bu hep böyle gidecek daha fazlası hiçbir zaman olmayacak sanıyordum. ben nedenini bir türlü anlamadığım ve içinden asla çıkmadığım bu aptal ilgiyle kalalacak, yok olup gideceğim diyordum.
ancak öyle olmadı.
onun için, arkadaşlarımı birçok kez evime davet ettim. onun için, evimde partiler düzenledim. o sırf bana gelsin, beni görsün diye, fark etmeden kim jennie'yi kendi çevremden arkadaşlarımdan biri yaptım çünkü bunu yaptığım zaman ona ulaşmanın daha da kolaylaşacağını sandım ancak bir şeyi unuttum: kim jennie'nin tapılası sivri zekâsını.
kedinin fareyle oynadığı gibi onunla oynadığımı, onu yanıma çekmek istediğimi en başında fark etmişti ve bunu oldukça yanlış yorumlamış benim onu sadece elde etmek için tüm bunları yaptığımı düşünmüştü. işte bu, jennie'nin sevgiye muhtaç zavallı taş kalbinin tam anlamıyla ortaya çıktığı ilk andı. bazı şeyleri anlamasına rağmen ilk başlarda bana asla hiçbir şey çaktırmamıştı. ben de bu yüzden elimde olan tüm kozları kullanıyor en ufak bir fırsatı dahi atlamıyordum. tıp fakültesinin onu zorladığı bazı anlar olabiliyordu ve fakülte ile staj yaptığı hastane kendi evine çok uzaktı, bu yüzden ona yorulduğu zamanlar benim evimde kalabileceğini söylemiştim.
başlarda sadece uyumak için kaldığı ve mutfaktan su almaya bile utana sıkıla gittiği evim, bir zaman sonra ikimiz için de karşı konulamaz bir eğlence alanı olmuştu. oldukça kirli, kimsenin aklına gelmeyecek türden bir eğlence alanıydı evim üstelik. aramızdaki bu şeye insanlar hiçbir zaman anlam verememiş, isim koyamamıştı ancak seulgi buna başından beri aşk diyordu.
bense hastalık.
jennie'nin her zaman güven sorunları vardı, kimseye karşı tam anlamıyla şeffaf olamıyor, kimsenin de ona bu şekilde bir şeffaflıkla geldiğini düşünmüyordu. benim bile. bu aptal ilişkiye başladığımız ilk zamanlarda onu asla kendisini bir anda ortada bırakıp gitmeyeceğime inandıramıyordum. bu yüzden de bir sözleşme imzalamayı istemişti benimle. sanki aramızdakiler birer iş etiğiymiş ve onları çiğnememiz yasakmış gibi. düşündükçe öfkeden deliye dönüyor, nasıl böyle bir şey yaptığımı kestiremiyordum ancak neyse ki süresi yakında bitiyordu. jennie garipti, hiç garipsemediğim ya da görmediğim türden bir gariplikti bu üstelik.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
the devil wears prada ⟶ jensoo.
Fanfiction[tamamlandı] iyice bak kasvetime kim jennie, o sadece senin gölgesinde oturduğun bir ağaçmış gibi görünmedi gözüme.