0.2

574 27 6
                                    

Ben Nazlı, Necip Uysal'ın best kankası, Özyakup'un eski sevgilisi.

Daha 1 gün önce gelmiştim Boston'dan. Övünmek gibi olmasındı ama ya da olsundu! Karşınızda koskoca Beşiktaş JK CEO'su Nazlı Beyoğlu duruyordu yahu.

Bu genç yaşımda bunu başardığım için kendimle gurur duyuyordum. 5 sene önce burdan felaket bir şekilde gittiğim Boston'dan, şimdi kariyerimin zirvesinde dönüyordum. Kendimden bahsetmeyi sonraya ertelemeyi düşünüyorum çünkü şu an, eski sevgilimin en yakın arkadaşıyla haberlerim çıkmış durumdaydı!

Çalan telefonuma bakıp uzanamayacağımı anlayıp kaşlarımı çatmıştım, çünkü haberi gördüğümde kendimi bir flash tv oyuncusu sanarak bir bayılma parodisi gerçekleştirmiştim. Daha fazla bekletmemek adına kendimi sehpadan ittirerek telefonuma uzandım, yaşasın uzun boy! Necipcimcim arıyordu, demek haberleri o da görmüştü. Acaba o da benim gibi bayılma parodisi gerçekleştirmiş midir? Saçmalama Naz o antrenmanda. Kendi söylemişti canım antrenman da olacağını yoksa ben nerden bilecektim.

Telefonu daha fazla erteleyemeceğimi fark ettikten sonra açmak mecburiyetinde kalmıştım. Maşallah Necip'in hiç dakika, sms bitecek endişeleri yoktu galiba. Çünkü o ünlü bir futbolcu Naz! Bende bugüne bugün onların CEO'su oluyordum bir kere!

Kendimle olan kavgama son verip telefonu cevapladım.
"Evet Necipcimcim haberleri gördüm, bencede haberi yapanları bulup dövmeliyiz." Necip'e izin vermeden konuşmuştum, çünkü eminim ki aynen bunları söyleyecekti.
"Ya Naz, bu nasıl bir hadsizliktir değil mi? Bir de Ceren'le öpüştüğüm fotoğrafı koymuşlar, onun yüzü görünmediğinden sen sandılar herhalde." Necip'i o bara asla sürüklememeliydim, hadi sürükledin ne diye o kadar sarhoş olup Allah belanı versin senin Oğuzhan diyerek Necip'e sarılıyorsun! İyiki Oğuzhan kısmı duyulup magazine yansımamıştı. Yoksa Allah'ın belasını vermesi gereken eski sevgilim Oğuzhan, ve eski en yakın arkadaşım Demet Özdemir'le muhatap olmak zorunda kalırdım.

"Necip ben çok özür dilerim, benim yüzümden Ceren ile de aran bozulacak. Ama ben onunla konuşup açıklayabilirim istersen." Ne derdim acaba, ya canım çok takılma unutulamayan eski sevgili maceraları anlarsın ya. Keşke bunları söyleyebileceğim yüzüm de olsaydı!

"Yok be Naz, bunu da hallederiz-" derken cümlesini yarıda kesmek zorunda kalmıştı çünkü çok sert bir şekilde kapı açılmıştı.
"Oğuzhan nereye oğlum, ikinci antrenman başlayacak birazdan." Evet arkadaşlar Allah'ın belasını vermesi gereken eski sevgilime merhaba diyoruz! "Oo kaptan, karışık aşk hayatını bırakıp takımla ilgilenmeye başlamış demek." Sesinde kinayeli bir tonlama vardı, 5 sene sonra ilk defa sesini duyuyor değildim. Yine Necip ile bir çok kez konuşurken telefondan gelen sesini duymuştum. Hatta sırf onun sesini duyayım diye Necip'in bilerek ona laf atıp konuşturmaya çalıştığı bile olurdu, fakat o telefondaki kişinin ben olduğunu bilmezdi. Canım Necip! Ama bu sefer farklıydı, bu sefer benimle alakalı konuşacaktı. Yani sanırım, geri kalan tüm konuşmayı nefesimi tutarak dinlemeye karar verdim. Evet sorgulamayın, tam şu an karar verdim buna.
"Ne diyorsun Oğuzhan, açık konuş sen benim en yakın arkadaşımsın. Aramızda yanlış olmasın." Necip'in sesinde uyarı dolu bir tonlama vardı.
"Tabi kaptan nasıl istersen, aramızda yanlış olmasın açık konuşalım. Mesela sen benim eski sevgilime nasıl aşık oldun, sonra aşkına karşılık bulup nasıl beraber oldun. Anlatmaya başla istersen çünkü aramızda yanlış olmasın ya!" Diyip kahkaha attı, sonra yine çok sert bir kapı sesi geldi. Sanırım Oğuzhan, Necip'i dinlemeden geldiği gibi gitmişti.

"Naz ben seni sonra arayacağım, konuşuruz. Şimdi kapatmam lazım tamam mı? Görüşürüz."
"Tamam, görüşürüz." demekle yetindim Necip'e, sonra da telefonu kapattım. Çünkü şu an takıldığım tek şey Oğuzhan'ın yıllar sonra benim hakkımda konuşup, Necip ile beraber olduğumu düşünmesiydi!

Ateşle Barut || Oğuzhan ÖzyakupHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin