1.1

237 18 9
                                    

Alaycı şekilde onu süzdüm, "Sen hiçbir şeyi bilmeyi hak etmiyorsun Özyakup."

"Kucağıma bomba bırakıp böyle gidemezsin Nazlı söyleyeceksin,gidemezsin."

"Öyle güzel giderim ki."
Kolumu ondan kurtarıp arabama doğru ilerledim, arkamda onu bırakarak, alışkındım.

-

"İyiki doğdun Naz, iyiki doğdun Naz!"
Necip'in konfeti patlatmasıyla geriye doğru sendeledim.

"İnşallah doğum gününü unuttuğumu düşünmedin Naz'ım benim."
Necip'in yanaklarımdan öpmesine, gözlerimde ki yaşlarla beraber ona sarılarak karşılık verdim.

Necip arayıp kötü olduğunu konum atıp yanına gidip gidemeyeceğimi sormuştu bende tabii ki onaylamıştım. Tatlı butik kafeye benzeyen yerde takımı ve takım eşlerini toplamıştı.

Otururken bir an aklıma gelmesiyle gözlerimi herkesin üstünde gezdirdim, tabii ki yoktu. Dünden sonra bizim yan yana gelmemiz bile saçmalıktı, biz her şeyi 6 yıl önce bitirmemiş miydik zaten bu neyin kavgasıydı?

Kapıdan girenlerle beraber nefesimin boğazımda kaldığını hissettim, Demet ve Oğuzhan benim doğum günümde? Şaka mı yapıyorlardı?

"Nazlı döndüğünü duyunca çok şaşırdım, Oğuzhan ve Necip konuşurken duydum doğum günün kutlanıyormuş ayıp olmasın bizde gelelim dedim."
Sanırım, Demet önceden benimle arkadaş olduğunu unutmuştu.

"Bu ayıp, kayıp işlerine çok dikkat ettiğini sanmıyorum Demet."

Gözümle Oğuzhan'ın elinden tutan elini gösterdim.

"Neyse Nazlı'cım iyiki doğdun yani ya, bizde şöyle oturalım hayatım."

Onlar karşımdaki koltukta yerlerini alırlarken Demet'e ufak bi uyarı da bulundum. "Nazlı değil, Naz."
Oğuzhan da beni kısa bir şekilde süzüp Demet'in yanındaki yerini aldı.

Ortamda ki muhabbeti pek dinlemiyordum, doğum günüm bahanesiyle toplanmak için ayarlanmış bir buluşma gibiydi.

"Masa burası Berat Bey, afiyet olsun."

Kafamı kaldırdığım anda garsona teşekkür eden bir Berat Ayberk Özdemir gördüm. Necip'e dönüp mahcubiyetle konuştu, "Abi çok geç kalmadım değil mi ya?" Necip kafasına vurdu ve sorusuna şakayla karışık kızıp benim yanındaki boş sandalyeyi işaret etti.

"Doğum günü kızı sen misin yoksa?" diyip yanıma oturan Berat'a gülümseyip elimi uzattım. "Evet, Naz bu arada."
Gülümseyip elimi sıktı,"Adını duydum Naz, memnun oldum. Bende Berat Ayberk."

Tekrar gülümsedim tam elimi çekeceğim anda Salih'in sesi duyuldu. "Ya oho bunları biz tanıştıracaktık kaynaşmış bunlar hemen. Berat sen niye geç kaldın koçum?"

Elimi çektim, Berat da mahcubiyetle elini ensesine götürüp kaşıyormuş gibi yaptı çekinmişti sanırım, gözlerim Özyakup'la kesişti, artık bakışlarından ne düşündüğünü anlayamıyordum, o da bakışlarını Berat'a çevirdi.

"Abi sorma ya Lokum'u özlemişim, saati unuttum."

"Lokum kim?" Sorumla sohbete dahil olmuş bulundum.

"Bak bak kimi özlediğini merak edince nasıl da soruyor." Gülerek gözüyle Necip'e beni işaret etti.
Tam ağzımı açacağım anda, Berat bana döndü. "Lokum, köpeğim benim."
"Aa benim de köpeğim var biliyor musun, Bisküvi."

"Lan oldu bu iş, köpekleriniz bile uyumlu lokum püsküt birinin annesi yoktu birinin babası ee artık oldu hayırlı olsun."

Salih'e, lokum püskütten sonra iğrenir gibi baktım.

Ateşle Barut || Oğuzhan ÖzyakupHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin