0.4

330 28 0
                                    

Yanıma yaklaşıp elini uzattı. "Oğuzhan Özyakup, orta saha." Değişmeyen tek özelliği dengesizliği olabilir miydi?

Bende elimi uzattım. "Naz Beyoğlu." Ellerimizin birbirine değdiği an tüm vücudum sanırım yandı, tüm alev ateş yakan top yakar top ne varsa kafamda patladı. "Memnun oldum Nazlı Hanım" Gülümsemekle yetindim, o da artık Naz demekle yetinebilir miydi lütfen.

Tüm takım antrenmana geçmişti, bende kenardan ruhsuzca onları izliyordum. Üzgünüm Naz, sadece Oğuzhan'ı izliyorsun. Bu gerçekle beraber kendime kızıp ayağımı yere hızla vurdum ve bakışlarımı diğerlerinin üstünde de gezdirmeye başladım.

Sıkılıp yine bakışlarımı Oğuzhan'a çevirdim, su içiyordu. Boğazında kalsın diye bağırabilseydim keşke! Su şisesini aldığı yere bıraktı ve topa doğru uzanmıştı ki sarı papatyanın sesi duyuldu.
"Abi hadi iddiasına girdik, at sen de bir gol kitleyelim şunlara yemeği!" Koşa koşa Rıdvan'ın yanına ulaştı ve hazırda olan topa vurmak için geriye adım attı. "Gol olursa her yerde yayınlayın, Beşiktaş'ın kaptanı yine acımıyor diye." Attı ve gol.

Beşiktaş'ın kaptanı. Arkamı döndüm ve ilerlemeye başladım, Beşiktaş'ın kaptanı, Beşiktaş'ın kaptanı, Beşiktaş'ın kaptanı. Eskiyi aklıma getirmemek için zorladım kendimi, bir şey yapmam lazımdı, hatırlamamam lazımdı.

Beşiktaş'ın kaptanı attığı o gollerin hiçbirini senin için atmadı Nazlı!

Bana söylediklerini hatırlamamam lazımdı. Su, su bulmam lazımdı. 2 şişe su.

Hiçbir zaman seni düşünüp çıkmadı bu kaptan o maçlara! Gol attıktan sonra sana bakan gözler gerçekten senin gözlerini mi görmek istiyordu sanıyorsun Nazlı?

Nerdeydi bu sular, bulmam lazımdı. Necip nerdeydi onun yardım etmesi gerekti.

Sen niye benim arkadaşlarıma kendini acındırıp, sevdirmeye çalışıyorsun Nazlı?

Bu sular gerçekten nerdeydi, başım dönüyordu. Ellerim titremeye başlamadan bulmam lazımdı. Su, su ,su.

Benim attığım golleri niye üstüne alındın anlamıyorum ki, nerden biliyorsun arkandan iş çevirip başkası için o golü atmayacağımı?

Ellerim de titremeye başlamıştı, şimdi oturmam lazımdı. Koltuk, koltuk bulmuştum işte!
Koltuğa hızla oturup gözlerimi kapattım, burda panik atak geçirmem cidden gerekli miydi? Bir elimle diğer elimin parmaklarına tek tek dokunup içimden saymaya başladım, elim bitince diğer elimin parmaklarına geçtim. Tekrar diğer elimin parmakları, tekrar, tekrar. Kalbimin bu denli hızlı atmayı durdurması lazımdı, gözümü açarsam her yer sallanacaktı. Ama gözümden akan yaşlar bunu engelliyordu daha fazla direnmeden gözlerimi araladım, uzaktan buraya doğru gelen Oğuzhan'ın sadece gördüğüm halüsinasyonlardan biri olmasını diledim. Yoksa zaten hızlı atan kalbimin onun yanında daha fazla direnebileceğini düşünmüyordum.

Tekrar gözümü sımsıkı kapattım, diğer elime geçtim. İşte yanıma gelmediğine göre gitmişti! Ve tekrar diğer elime geçeceğim sırada, büyük bir el elimi kendi avucuma çekti. Gözlerimi araladım, Oğuzhan gelmişti 2 şişe su ile beraber.

Yanıma oturdu bu sefer o benim parmaklarımı saymaya başladı. Ne zaman ben böyle olsam, sırayla birbirimizin parmaklarını sayardık. Elime dokunurken tiksindiğinden mi, yoksa kendimi kandırarak uydurduğum dokunmaya kıyamayan tavırlarla mı anlamadığım şekilde parmaklarını ellerim üzerinde gezdiriyordu. Biraz zaman sonra parmağını sol elimin nabzına getirdi, sakinleştiğime kanaat getirdikten sonra ellerini benden uzaklaştırdı.

Şimdi su zamanıydı ne zaman başarıyla önceki aşamayı atlatsam, 1 şişe suyu aynı anda içmeye başlar ilk bitiren diğerine öpücük verir yarışması yapardık. O gittikten sonra artık 2 şişe suyu sadece ben içmeye başlamıştım ama olsundu.

Yüzümdeki belli belirsiz gülümsemeyle şişeye uzandım, Oğuzhan da aynı anda şişeye uzandı. Gözümü kapattım ve onun beni öpmesi için suyu olabildiğince yavaş içtim, sahi öper miydi? Sanırım Oğuzhan'da gayet yavaş içiyordu. Acaba o da senin onu öpmeni istiyor olabilir mi Naz? Yeni sakinleyen kalbim bu düşünceyle depara kalkmıştı ki suyum bittiği için gözlerimi açtım. Oğuzhan'la göz göze geldik, ne yani o önce mi bitirmişti? "Oğuzhan, yetişmen lazım koş." diyen Necip'in sesiyle hızla ayaklandı ve koşar adımlarla uzaklaştı.

Hızla gözlerimi Oğuzhan'ın şişesine çevirdim. Doluydu, şişeyi ilk aldığı gibi kapağını kapatıp yine aynı yere geri bırakmıştı.

Benden öpücük istememişti, bana öpücük vermek de istememişti. Oğuzhan benimle yarışmamıştı bile, bu sefer ima ettiği gibi arkadaşları değil kendisi bana acıdığı için yanımda kalmıştı.

Ve ben, Oğuzhan'ın benimle yarışmaya bile tenezzül etmediği bir yarışta yine ona karşı kaybetmiştim.

Ateşle Barut || Oğuzhan ÖzyakupHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin