0.8

331 27 10
                                    

Antrenmanı bitmiş olan takımla beraber, koltuklara yayılmış yaptığım çilekli kurabiyeleri gömüyorduk.

"Eline sağlık, benim fıstığım ne de güzel yapmışsın." Övgü dolu cümlesinden sonra burnumu sıkıştıran Necip'e göz kırparak cevap vermiştim. Takımın içinde beni övmesi hoşuma gidiyordu, e malum. Canım Necip!

Diğerlerinden de Necip'i onaylayan mırıltılar duyunca keyfim yerine gelmişti. Tabi Oğuzhan beyimiz hariç. Bu hanzo yine şaşırtmıyor, Naz.

"Kızım geçen akşam buluştuğumuz da yapıyorum bir şeyler demiştin ama bu kadar lezzetli olduğunu tahmin etmemiştim, helal olsun küçük enişteye."

Necipcimcim ile dışarı çıktığımızda takımdan bir kaç kişiyi çağırmıştık, ve Salih de onlardan birine dahildi. Ve o günkü muhabbeti geçen konuyu tekrar gün yüzüne çıkarmıştı. Aynı yaşta olmamıza rağmen, beni kardeşi olarak gördüğünü söylemiş ve zorla abi dedirtmeye bile çalışmıştı.

"Ee tabi Salih'cim, iyilik yap denize at demişler ama ben o lafı pek sevmem. En yakın zamanda karşılığını bekliyorum."

Gülerek Salih'e dönüp, ağzıma bir kurabiye daha attım.

"Merak etme küçük enişte, senin yanında duracak kendime harbi bir enişte bulacağım."

"Yapıyorsan bir iyilik tamamıyla olsun Salih abicim, sarışınlar favorim adaylarını bekliyorum."

Cümlemden sonra herkes gülmeye başlarken bakışlarımı Özyakup'a çevirdim. Kaşlarını kaldırmış, meydan okurcasına bakıyordu. Yüzüme yastığın gelmesiyle beraber, yastığı fırlatan Salih'e çevirdim bakışlarımı.

"İşine gelince Salih abi, sürekli Salih abi demediğin için sarışınların en yakışıklısıyla asla tanıştırmıyorum seni."

Salih'e gözlerimi kocaman açıp bakarken, sarı papatyanın ağzı dolu şekilde kurduğu cümle duyuldu.

"Maalesef Salih abicim, şansına küs. Sarışınların en yakışıklısı ben olduğum için çoktan Naz ile tanışmış bulunuyoruz."

Oğuzhan'ın kahkahası da bu cümleden sonra duyuldu.

"Seni mi diyorum Rıdo ben, Berat'tan bahsediyorum."

Şaşkınlıkla gözlerimi tekrar Salih ile buluşturdum.

"Berat? Hangi Berat? Ayberk? Özdemir? Berat Ayberk Özdemir'den mi bahsediyoruz? Süper ligin en yakışıklı orta sahası olan hani?"

Süper ligin en yakışıklı orta sahası kısmını sırf hanzo barzo Oğuzhan için söylemiştim, oh iyi de yapmıştım.

Şaşkınlık içinde kurduğum cümle karşısında, elimdeki kurabiyeyi bırakıp heyecanla Salih'i dinlemeye başlamıştım.

"Hassiktir lan, Naz sen bu çocuk için Trabzonspor maçı izlemedin mi kızım?"

Necip'in yanında bir daha bir şey yapanın anasını sevsinler, bu çocuğun ağzında yarım mercimek ıslanmıyor?

"Abartma lan hayvan, onun için mi izledim ben maçı?" Gözlerimi açıp, Necipcimcime 3 numaralı ölüm bakışlarını atmaya başladım.

"Ya Neciğpp, Beşiktaş niye almadı bu çocuğu boya posa endama bağk. Ayğ Necipğ aşırı iyi de oynuyor. Neciğp, Dorukhan'a söylesen de arkadaşıysa beni tanıştırsa ya Neciğp."

Gülerek kafamı sağa sola salladım, anlattıklarında doğruluk payı olsa da geri kalan abartmayı Oğuzhan için yaptığını anlamıştım. Bu arada gerçekten Canım Necip!

"Oo Naz Hanım, orta sahalara ilginiz olduğunu söyleseydiniz daha önceden çözerdik bu işi, tekrar bir konuşalım bu mevzuyu akşam."

Salih'e elimi uzatıp, beşlik çakmasını sağladım.

"Naz kızım, yağmur yağıyor senin arabanın camlar açık kalmış herhalde. Yağmur içeri girmeden yetiş." Güvenlik görevlisi Ahmet Abi'nin bana seslenişiyle hızla ayağa fırladım.

Dışarı çıktığım gibi arabaya ulaşıp camları kapatmıştım, sahi bu dikkatsizliği nasıl yapmıştım?

Kafamı gökyüzüne çevirdim, mis gibi yağmur kokusunu içime çektim. Deli gibi yağmurun altında dönmeye başladığımda, Oğuzhan'ın olan sweatshirtü çıkardım ve üstümde kalan sporcu atletim ile beraber yağmuru tüm iliklerime kadar hissetmek istedim.

Aklıma gelen fikir ile beraber pantolonumun arka cebinde olan telefona uzanıp, bir şarkı açtım.

Ateşle barut ah yanyana durmaz
Gönül dilinden anla biraz
Bir dokunursan ah dokunursan
Ellerin mızrap olur bedenim saz 

Sebepsizce etrafımda dönüp, kahkaha attığımı gören bir kişi dışardan deli olduğumu düşünebilirdi.

Gözlerim gözlerinden geçerken
Ah yine tövbelerim bozulur
Kimbilir kaç senedir sana ben
Hazırım böyle hadi gel hemen

Bedenim, Oğuzhan Özyakup tarafından sarıldığında kahkahalarım hâlâ devam ediyordu.

"Nazlı, napıyorsun donacaksın."

"Oğuzhan bıraksana ya, ıslanıyorum ne güzel. Keyfim çok yerinde bozma."

Kahkahalarım durmuş, Oğuzhan'ın neden burda olduğunu çözmeye çalışıyordum.

"Bana bak Nazlı, Türkiye'nin en iyi orta sahası sandığın adamla tanışmaya gitmeyeceksin."

"Pardon, sandığın derken? Berat zaten Türkiye'nin en iyi orta sahası."

Meydan okuyan tarafımı öne sürüp, kendimi onun kollarından kurtarmıştım.

Fırtına bu, bu afet deprem
Yıldızları gel topla benden
Sarsıntılar dağıtsın bizi gel
Yeniden doğuş bu vazgeç kendinden

"Bu konuyu daha sonra tartışacağız zaten, üstünü niye çıkardın giy şunu bir gören olacak."

Arabanın üstüne koyduğum sweatshirte uzanıp, bana giydirmeye çalıştığında kollarını geri ittim.

"Gören olsa ne olacak? Sanane, hem seninmiş giymek istemiyorum."

"Berat'ı gerçekten beğeniyor musun Nazlı?"

Islanmış saçlarımı geriye ittirip, Oğuzhan'ın sorusuna kafamı aşağı yukarı sallayarak cevap vermiştim. Berat'ı sadece beğeniyordum, ilerisi yoktu.

Kırgın bakışları yüzümde gezinirken, elinde olan sweatshirtü tekrar bana uzattı. İtiraz etmeden alıp, boynumdan geçirdim. Üşüdüğümü hissetmiştim.

"Göbeğine krem sür unutma o senin üşümeni geçirir, üstünü sıkı ört Nazlı. Sen dikkat etmezsin."

Doğru, artık üstümü açsam da örtecek bir Özyakup yoktu artık hayatımda.

Eriyorum bak mum gibi
Damlaya damlaya sel oldum al beni sar
Al darmadağın al dolu dizgin
Ruhum bedenime dar

Kafamı sallayıp yanından geçeceğim sırada, kolumu tutup olduğum yerde durdurdu.

"Bir kez olsun ateşle barut yan yana duramaz mı Nazlı? "

Ateşle barut ah yanyana durmaz
Gönül dilinden anla biraz.

Ateşle Barut || Oğuzhan ÖzyakupHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin