0.5

338 28 9
                                    

Necip'in fazla, yoğun, aşırı derece ısrarları sonrasında takım ve eşleriyle beraber yapacakları mini etkinliğe zorla götürülüyor bulunuyordum.

"Senden nefret ettiğimi hiç söylemiş miydim Necipcimcim."

"Yarım dakika falan önce söyledin güzelim."

Necip beni arayıp hazırlanmam gerektiğini söylemişti, kabul etmeyince evimin önüne gelip tekrar aramıştı.

Canım Necip! Olabilirdi ama bazen abartıyordu yahu!

"Bana bak Necip, çok üstüme gelirlerse hemen koruyorsun beni tamam mı?" Kimlerin üstüme geleceği belliydi. Takımımızın eşleri! Oğuzhan'la olan geçmişim saolsun, hepsiyle tanışıyordum zaten. Lâkin daha sonrasında ayrılmamızın tüm suçu benimmiş gibi yaptıkları muamele, su sızmayan aramıza duvarlar örmüştü!

"Herhalde kızım, biriciğimsin sen benim." Diyerek dönüp yanağımdan makas alan Necip'e, kusarmış gibi yaparak gerekli tepkiyi vermiş olduğumu düşünmüştüm. Bu da şu ara fazla şımarmıştı he.

Necip arabayı durdurduğunda ölmüş olmak için nelerimi vermezdim. Hala gözümü sımsıkı kapatıp hareket etmeyen bedenimle yine de bir şansımı deniyordum.

"Bon doğoştom Nocop, bon osko Noz doğolom Nocop, goçlondom Nocop."
Hiç de hafif olduğunun söylenmediği elimle Necip'in kafasına oldukça hızlı geçirmiştim. Bazen hiç de canım Necip! olmuyordu.

İçeri girdiğimizde en köşedeki kalabalık gruba birazdan bizim de dahil olacak olmamız beni bir tık üzmüştü. Ama Naz neler anlatmıştı, bu koymazdı.

"Kaptanımız da teşrif etmişler sonunda buyrun buyrun." Cenk abi benim yüzümden hafif, az, birazcık geç kaldığımız için Necip'e takılıyordu. O da Necipcimcim'in sorunuydu yahu banane.

Necip'in yanında kalan boş sandalyeye kendimi fırlattım, aman klişelere maruz gidip Oğuzhan'ın yanına oturmak zorunda falan kalırdım mazallah.

"Nerede kaldınız oğlum, arıyoruz açmıyorsunda." Olcay abiye gerçeği söylemek isterdim, ama maalesef samimi değildik ve bundan sonra olacak gibi de değildik.

"Ya abi sorma başımıza geleni değil mi Naz, yolda kaldı araba." Necipcimcim gerçekleri anlatacak falan sanıp gözlerimi fal taşı gibi açıp, kendi çapımda uyarmaya çalışmıştım. Ama diyorum ya Canım Necip! yine beni korumuştu minnoş canım bu çocuk.
"Telefonumun şarjı da maalesef Naz sayesinde hiç dayanmıyor sürekli karıştırdığı için."
Ohaydı, çüşdü, yazıklar olsundu, benim tanıdığım Necipcimcim bu değildi. Maşallah dediğim üç gün yaşamıyordu.
"Karıştırmıyorum Necip niye abartıyorsun, oyun oynuyorum sadece." Kendimi savunmam lazımdı, çünkü Necipcimcim bile beni satmıştı..

"Ay bende şaşırdım bir an. Naz, Oğuzhan'ın telefonuna falan hiç bakmazdı."
Herkes sustu, herkes birbirine bakmaya başladı, kimse ne diyeceğini bilemedi. Ve büyük bir pot kırdığını fark eden Ece ortaya laf atarak grubu eski formuna geri döndürmüştü.

Ve gözlerim ilk kez Oğuzhan'a değdi, Ece'nin attığı fikirle herkes ne içeceğine karar verirken o elindeki telefonuyla beraber yine etrafla iletişimini kesmiş görünüyordu. Ha bu arada Özyakup siyah giymesindi, çünkü fazla yakışıyordu.
Telefonu kapatıp cebine atarken bakışlarımı derhal ondan çekip ne içeceğine karar vermeye çalışan Necip'e döndürdüm.

O karar vermeye çalışsındı, bende etrafı incelemeye başlamıştım. Geldiğimiz mekan karaoke yapılan bir mekandı, görüntüsü hafif barı andırsa da tatlı bir aurası da vardı.

Masada herkes ne içelim derdine düşmüştü, bu kadar zor bir karar da değildi yahu.

Onlardan sıkılıp kendi içeceğimi almak için köşedeki bar kılıklı adını şu an hatırlamadığım yere doğru yürüdüm, garsonun önündeki işi bitirmesiyle beraber bakışları bana yöneldi ve verdiğim cevapla beraber önüme Sprite şişesini koydu.

Masadaki sıkıcı muhabbeti dinlemek istemediğime karar verip, bari bunu içene kadar huzura ermek istedim. Ama tabi hiçbir şey yolunda gitmediği gibi bu isteğim de gerçekleşmedi, ve yan sandalyeye Oğuzhan oturdu.

Garsondan istediği siparişi beklerken gözleri bana değdi, sonra da önümdeki sprite şişesine. Dudakları hafif yukarı kıvrıldı.
"Hala değişmemişsin Nazlı, umarım bu değişmeyenlerinin içine duyguların da girmiyordur." Dedi ve gelen shot bardaklarını aldı ve kalktı, arkasında dumura uğramış bir ben bırakarak.

Sprite şişesine hiç dokunmayarak, ambale olmuş beynimle beraber tekrar masaya döndüm. Masada herkes kahkahalarla gülerken ben hiç oyununu oynuyorlardı sanırım.

"Aa Naz gelsene sıra da tam başa dönmüştü zaten bu tur sende katıl bize." Diyen, Ece'ye gülümsemiş ve tekrar aynı yerime oturarak oyuna katılmaya karar vermiştim.

Sıra Oğuzhan'daydı. "Ben hiç arkadaşımın sevgilisinden hoşlanmadım." Demişti, ve bunu yapanlar shot atmak zorundaydı, masada tek shot atan Necip olmuştu.

"Ben hiç ilişkim varken başka birinden hoşlanmadım."

Masada tek shot atan bu sefer Oğuzhan olmuştu.

"Ben hiç oyuncu birine aşık olmadım."

Oğuzhan, Necip ve Olcay abi shot attılar.

"Ben hiç hamile kalmadım."

Olcay abinin cümlesi tamamem kahkaha atılsın diye söylenmişti, ve amacına ulaşmış herkesi kahkahalarla güldürmüştü. Gülüşmeler kesilmiş, şimdi oyunun devam etmesini bekliyorlardı.

Masada tek shot atan, Ece ve ben olmuştuk.

Ateşle Barut || Oğuzhan ÖzyakupHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin