sen iste var ya ben uyanmam

391 63 76
                                    

Yeonjun gözlerini kırpıştırdı, ağzındaki kuruluk yüzünden yutkundu fark etmeden. Görüşündeki bulanıklık gittiği zamansa boş boş etrafına bakındı, yataktaydı. Kolunda hissetmeye başladığı uyuşmayla beraber bakışları yan tarafına yöneldi, Beomgyu yüzünü yastığa gömmüş bir şekilde kolunun üzerinde uyuyordu.

Yeonjun tebessüm etti ve saati öğrenmek için yatakta elini gezdirdi, telefonunu arıyordu. Daha sekiz bile olmadığını görünce iç geçirdi, güzelim pazar gününe yazık olduğunu düşündü. Sevgilisinin kendiliğinden uyanması için biraz daha vaktin geçmesi gerektiğini biliyordu, eğer bir planları yoksa çoğunlukla ilk uyanan kişi Yeonjun olurdu, bu yüzden kolunu hareket ettirmemeye özen göstererek biraz dikeldi ve telefonuyla uğraşmaya başladı.

Yıllar içerisinde rutini hâline geldiği için ilk yaptığı şey banka hesabına girmek oldu, belki biraz kötü bir alışkanlıktı ama hayaline ulaşmak için ne kadar uğraşması gerektiğini kendisine gündelik olarak hatırlatmak onu motive ediyordu. Bazen dengesini kaybettiği olurdu ama yapması gerekenleri listelerken şu ana kadar başardıklarını da kendine hatırlatmaktan çekinmezdi genelde. İyi bir iş çıkardığını düşünüyordu.

Şifresini girdikten sonra gördüğü ve dün sabaha göre artmış sayıyı görünce gülümsedi. İşte asıl şimdi gerçekten de kendine gelmeye başlamıştı.

Kulağında Beomgyu'nun nefes alış verişleriyle telefonda biraz daha oyalandıktan sonra sıkıldı ve telefonu yastığının altına sıkıştırıp yan döndü, bu sayede yanına uyuyan bedenle yüz yüzeydi. Her ne kadar şu an Beomgyu'nun yüzü gömülü olsa da Yeonjun yanaklarına çıkmış olduğuna emin olduğu yastık izlerini düşününce kıkırdadı, elleri dağınık duran saçları sevmeye gitti. Duyduğu mırıltıyla elleri arasındaki saçları çekiştirdi, canını yakmamaya dikkat etmişti ama.

"Gyu, Gyu, Gyu." Saçları dağıttı eliyle, Beomgyu şimdi kafasını biraz kaldırmak zorunda kalmıştı ama gözleri kapalı kalmaya devam etti.

Yeonjun yavaşça üzerine yatılan kolunu çekti ve dirseğinden destek alarak Beomgyu'ya bakmaya devam etti. Beomgyu dedi kısık bir sesle, burnundan öptü hafif bir şekilde. Bebeğim dedi ardından, bir kez daha öptü. Uyansana güzelim dedi son kez, bu defa bir tepki almak için beklemişti.

Beomgyu istifini bozmadan gülümsedi sadece, Yeonjun dayanamadı, bir kez daha öptü. Bu defa dudaklarından.

"Beomgyu," İsmini uzatarak söylemişti, "sıkıldım, uyan artık." mızmızlandı hiç çekinmeden. Cevap alamayınca gözlerini devirdi, kimi kandırdığını sanıyor bu çocuk diye düşündü.

Beomgyu'nun uykusu çok hafifti zaten, onun tek sıkıntısı yataktan çıkmak olmuştu hep. Sorun uyandırmak değil, gözlerini açmasını sağlamaktı bu yüzden. Sabah dersinin olduğu günlerde çalar saat kurup yataktan uzakta bir yere koymalarının bir sebebi de buydu, onları kalkmaya itmek. Beomgyu sabahları ayrı bir tatlı gelirdi çünkü Yeonjun'a, hiç yataktan çıkmamaya ikna ettiği olmuştu o tatlılıkla birkaç kez.

Yanaklarıyla oynamaya başladı bu defa Yeonjun, yüzünü kırıştırdığı için biraz daha kendine gelmeye başladığını anladı. Uyan dedi bir kez daha ve burnundan ısırdı, arkasında ufak bir ıslaklık bırakmıştı. Beomgyu yastığa sürtünerek orayı sildi ve kaşlarını çatıp Yeonjun'a bakmaya başladı, gözleri biraz şişti. Çok güzel göründüğünü düşündü Yeonjun, bu defa da yanağından ısırdı Beomgyu'nun onu durdurmasına izin vermeden.

"Ya, hyung!" Beomgyu ittirdi onu, Yeonjun'a bakmaya devam etti. Yeonjun sırıttı ve elleri yine sevgilisinin yanaklarını buldu, gezindi amaçsızca.

"Hm?"

Beomgyu'nun bakışları yumuşamıştı ama tekrar yakınlaşmak için bir hamlede bulunmadı. Isırma beni dedi sessizce, yeni uyandığı için sesi henüz yerini bulamamıştı.

biliyorum sen şarap sevmezsin amaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin