KISKANÇLIK

933 32 8
                                    

Keyifli okumalar...

  Ogeday'ın seslenmesinden sonra hemen ayağa kalkmıştım. Büyük adımlarla yanımıza gelmişti. Çarpıştığım çocukta doğrulmuştu. Ogeday "Nisa noluyor?" alnımı fark etmiş olacak ki "Kafana noldu senin?" diye sordu telaşla. Yanımda ki çocuk "Ufak bir kaza oldu kusura bakma tekrar." demişti. Ogeday çocuğa tip tip bakıp "Ne kazası? Sen kimsin?" dedi. Sinirlenmişti, bunu boynundaki şişen damarlarından anlayabilirdiniz. Hemen araya girip "Şey sevgilim bilekliğim düşmüştü onu kaldırayım derken bu arkadaşta yardım etmek istemiş herhalde, ikimiz aynı anda eğilince kafa kafaya geldik. Gördüğün gibi de alnım şişti." dedim bir çırpıda. Çocuk bana elini uzatıp "Bu arada ben Ali." diye kendini tanıttı. Tam elimi uzatacakken Ogeday benden önce davranıp elini tutmuştu. "Bende Ogeday, kafasına çarptığın kız da sevgilim Nisa." demişti. Gülmemek için zor tutuyordum kendimi. Resmen kıskanıyordu beni. Ali'nin elini nasıl sıkıyorsa artık çocuğun suratı mosmor olmuştu. Ortamı yumuşatmak için "Tamam sorun yok, gel sevgilim bizi bekliyorlar gidelim." deyip çekiştirdim. Ordan uzaklaşıp masamıza geldiğimizde Makbule merak etmiş olacak ki "Nerde kaldınız ya ağaç olduk burda." demişti. Yüksek sesle konuştuğu için zaten sızlayan başım iyice ağrımıştı. "Geldik işte kızım ne bağırıyorsun zaten başım çatlıyor." diyebilmiştim . Ogeday "Çok mu ağrıyor? Ağrı kesici isteyelim ya da hastaneye gidelim bir baksınlar." demişti. İhsan " Hayırdır bilmediğimiz birşey mi oldu? Nis senin alnın kenarı neden morarmış?" diye sordu. Tabi benim arkadaşım başta fark edemediği için şuan dank etmişti. "Nisim nasıl oldu bu, çok acıyor mu?" diye sorularını sıralamıştı. Tam cevap verecekken benim kıskanç sevgilim "Dallamanın biri Nisa'ya çarpmış. Nisa çekip getirmeseydi bende onun kafasına unutamayacağı bir iz bırakacaktım da neyse." dedi. Sırıtarak Ogeday'a döndüm "Kıskandık sanki biraz hah ?" diye sordum. Omzunu silkip "Ne kıskanması kızım, görmedin mi herifi özür bahanesiyle nasılda sırnaşıyordu. Birde yüzünü avuçlamış alnına bakıyor şerefsiz." diye birşeyler geveliyordu. Daha da gıcık etmek için "Hıhım anladım canım anladım hiç kıskanmadın." demiştim. Makbule ve İhsan gülmeye başladılar. Ogeday onlara sert bakınca susmak zorunda kaldılar. Bana dönünce kendimi acındırmak için "Hayatım garsondan buz ister misin başım çok acıyor da." demiştim. Halime gerçekten acımış olacak ki buz istemişti. Buzu kafama tutarken azarlamayı da ihmal etmemişti. "Niye dikkat etmiyorsun Nisa, ya ciddi birşey olsaydı." Omzumu silkelemekle yetindim. "Tamam aşkım dikkat ederim." dedim. Tatlımızı da yiyip film gecesi yapmak için bize gidiyorduk. Aslında sinemaya gidecektik ama Ogeday 'bu halde gidemezsin' dediği için bizde böyle plan yapmıştık. Eve geldiğimizde Makbule mısır patlatmaya başlamıştı bende film seçiyordum. Ogeday arkamdan gelip "Romantik komedi seç bence." dedi. Kaşlarımı çatıp "Nedenmiş ben aksiyon bakıyordum." deyince kulağıma yaklaşıp "Makbule ve İhsan için iyi olur." dedi. Aslında iyi fikirdi, onları çok yakıştırıyordum, arkadaşımın mutlu olmasını istiyordum. Ogeday'ın dediği filmi çıkartıp takmıştım. Makbule'de geldiğinde filmi başlatıp izlemeye başlamıştık. Filmin ilerleyen saatlerinde kafamı çevirip baktığımda şok olmuştum, dönüp Ogeday'a "Oge İhsan Makbuleye sarılıyor mu ben mi yanlış görüyorum?" diye sordum. Sırıtıp "Yanlış görmüyorsun sevgilim bizimkiler abayı çoktan yakmışlar, ben sana demiştim film işe yaradı." diye cevapladı. Çok sevinmiştim, inşallah çok mutlu olurlardı. Bende heyecanla sevgilime sarılıp anın tadını çıkardım.
......

Film bitmişti. Daha sonrasında sohbet etmiştik. Şimdi de Ogeday'la İhsan'ı uğurluyorduk. "Bugün çok güzeldi, yine yapalım bunu." dedi Makbule. "Evet yapmalıyız bencede." diye destekledim onu. Makbule İhsan'a kapıya kadar eşlik ederken bende Ogeday'a sarılıyordum. "Yarın atölyeye gideceğim, hoca çağırdı yeni öğrenciler varmış bir toplantı yapmak istiyormuş, gelmek ister misin sözüm vardı zaten sana." diye sordum. Beni sıkıca sarmalayıp bıraktı. "Olabilir yarın iki dersim var sonra boşum gelirim." dedi. Çok sevinmiştim. "Süper o zaman yarın görüşürüz aşkım." deyip dudağına ufak bir öpücük kondurdum. Kulağıma eğilip "Bunu saymıyorum, iki haftadır öpemiyorum bunun acısını daha sonra çıkarırım haberin olsun." dedi ve kısaca öptü. Deliydi. Onlar gittikten sonra Makbuleyi çekiştirip koltuğa oturttum. "Dökül bakalım, İhsan'la ne iş?" Kızarmıştı. "Ne işi olacak kızım, arkadaşız işte" dedi. İnanmadım bakışı attığımda ofladı " O çok iyi biri yakışıklı da, aynı zamanda beni mutlu ediyor, bilmiyorum ya aşk demeyelim ama ondan çok hoşlandığım kesin. O da hoşlanıyor belli ediyor yani. Bugün yemekte siz yokken bana çıkma teklifi etti, cevap bekliyor benden." Sorarcasına baktım "Ee kabul edeceksin değil mi?" diye sorduğumda, "Evet yarın buluşuyoruz, orada söyleyeceğim." dedi. Onun adına çok sevinmiştim "Umarım çok mutlu olursunuz." dedim. İç çekti "Umarım."
.......

BANA GÜVEN (OGNİS)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin