TUTKU

947 25 4
                                    

Keyifli okumalar... Oy ve yorum atmayı unutmayın canlar.

Hastanedeydik. Ogeday'ı içeriye almışlardı. Yolda gelirken İhsan'a haber vermiştim Makbuleyle beraber gelmişlerdi. "Çok korkuyorum ya ona birşey olursa?" diyerek ağlıyordum. İhsan gelip omzumu sıvazladı "Korkma Niss ona birşey olmayacak güçlüdür" dedi. "Evet güzelim lütfen kendine gel o iyi olacak" diye destekledi Makbule. İyi haber alana kadar sakin olmayacaktım. İçerden doktor çıktığında hemen yanına koştum "O nasıl iyi mi?" Doktor hafifçe tebessüm edip "Endişelenecek bir durum yok, kafasına sert darbe alınca bilincini kaybetmiş, hafif yara almış şimdi dikiş attık hiçbir problem yok geçmiş olsun" dedi ve yanımızdan uzaklaştı. Sevinçten Makbuş'a sarıldım. Çok şükür o iyiydi. Ogeday'ın olduğu odaya girdim. Yüzünü buruşturmuştu. Yanına oturup elini tuttum "Sevgilim, çok şükür iyisin" dedim. Elini kaldırıp yanağımı okşadı "İyiyim birtanem geçti korkma." Makbule "Geçmiş olsun Oge, iyi olduğuna göre kalabalık yapmayalım ben gideyim annem bekliyor" deyince İhsan'da "Ben bırakırım seni bekle, kardeşim ben buralardayım birşeye ihtiyacınız olursa arıyorsunuz" deyip gitmişlerdi. Ogeday'a döndüm "Yarın ilk işim o pisliği polise şikayet etmek olacak" kaşlarını çattı "Sakın sen bu işe karışmıyorsun ben halledeceğim" dedi. Sinirle ayağa kalktım "Ne demek ben halledeceğim? Ogeday sana zarar verdi o, eğer sana birşey olsaydı kendimi asla affetmezdim, benim yüzümden çıktı kavga zaten" ağlamamak için zor tutuyordum kendimi. "Senin yüzünden olmadı Nisa, kendini suçlama, ama o şerefsiz bunun hesabını verecek" gözlerindeki öfkeyi görebiliyordum ve bu hiç hoşuma gitmemişti. "Ogeday lütfen bulaşma ona, tamam polise de gitmeyeceğiz ama lütfen bir delilik yapma" Kaşlarını sinirle çattı "Bana onu mu koruyorsun Nisa, o kanı bozuk herif benim sevgilime yanaşıyor, rahatsız ediyor ve bende eline sağlık deyip oturacak mıyım? Asla!" 'Onu değil seni korumaya çalışıyorum' demek istesemde sustum. Kırılmıştım ama belli etmeyecektim. Şimdilik üstüne gitmesem iyi olacaktı. "Tamam sen şimdi dinlen sonra konuşuruz bunları" deyip ayağa kalktım. "Nereye gidiyorsun?" diye sordu. "Senin uyumaya ihtiyacın var Ogeday ben burdayım merak etme" dedim. Yatakta yana kayıp elini uzattı "İkimiz de sığarız bence" deyince "Seni rahatsız etmeyeyim uyu sen" deyip çıktım odadan. Belli etmeyeceğim demiştim ama beceremedim. Belki çocukça bir hareketti ama beni anlasın istiyordum. Bana 'onu koruma' demişti. Neden koruyayım ki? Onu tanımıyordum bile. Hastaneden çıkar çıkmaz Ali'nin yanına gideceğini biliyordum. Ali umurumda değildi ama tehlikeli birisiydi. Bunu bugün sahilde Ogeday'ı ittikten sonra keyiften sırıttığında anlamıştım. İzin vermeyecektim. Ogeday bana birazcık değer veriyorsa gitmezdi zaten. Şuan düşünmem gereken tek şey Ogeday'ın iyi olması. Bunu düşünerek hastane koridorunda ki sandalyede uykuya bıraktım kendimi.
.......

Gözlerimi açtığımda yanımda Ogeday'ı gördüm. İyide beni kim getirmişti buraya? Yerimden hızlıca doğruldum. O sırada da Ogeday uyanmıştı. "Günaydın güzelim" ayağa kalkıp üstümü düzelttim "Günaydın, beni sen mi taşıdın buraya, ya başın dönseydi neden dikkat etmiyorsun?" deyince oflayıp "Dün sen çıktıktan sonra İhsan geldi senin sandalyede uyuduğunu söyledi. Yanına gelecekken başım dönünce kalkamadım ve seni benim yanıma taşımasını söyledim. Şimdi söyle bakalım neden dün yalnız bırakıp gittin beni?" diye sordu. Bir anda sorunca cevap veremedim. Ne diyecektim ki? Sesli bir nefes verip "Ali'nin yanına gideceğini söyleyince sinirlendim tartışmayalım diye de gittim" dedim. Cıkladı "Sadece bu değil, sana onu koruduğunu söylediğim için kırıldın bana Nisa, anlamadım sandın ama anladım, ben senin içini biliyorum kızım, kızsan da ağlasanda kırılsanda bana söyle istiyorum içine atma, yapma bunu kendine" dünün de vermiş olduğu korku ve stresle ağlamaya başladım. Ogeday elimden tutup kendine çekti ve sarıldı " Ağlama güzelim benim, ben seni çok seviyorum senin üzülmene asla izin vermem, o şerefsizin de sana dokunmasına izin vermeyeceğim söz veriyorum" dedi. Oflayıp geri çekildim "Yine aynı şeyi söylüyorsun Ogeday! Ona zarar verince eline ne geçecek söyler misin? Olan sana olacak, bana olacak. Onun istediği de bu zaten. Lütfen bulaşma ona, o iyi değil hasta herifin teki tedavi olması lazım sadece. Sen gidip ona haddini bildirince o durmayacak daha da hırslanacak ve bu sefer seni..!" devam etmek istemedim. Devam edersem tutamazdım kendimi. "Birşey olmayacak Nisa güven bana. Şimdi hazırlanayımda çıkalım artık bu hastaneden" dedi. Bende çok sıkılmıştım biran önce eve gitmek istiyordum. Eşyalarımızı toplayıp çıkmıştık. Evine gelince Ogeday odasında yatmak istemediği için salondaki koltuğa nevresim sermiştim. O uyurken yemek hazırlamıştım. Tepsiye hazırlayıp götürdüm. Hala uyuyordu. Elimdekileri masaya bırakıp uyandırmak için eğildim. Ogeday birden ensemden tutup çekti ve dudağımdan öpmüştü. "Oh be dünya varmış, yemin ederim dünden beri zor duruyordum öpmemek için" deyince kaşlarımı çatıp "Neden ani hareketler yapıyorsun ödüm koptu be" dedim. Yanağımdan makas alıp "Ödünü yerim senin Japonum benim" dedi. Güldüm. Serseri. "Neyse cıvıma da yemeğini ye soğumadan" deyip tepsiyi uzattım. "Sen yedirir misin? Kolumu kaldıracak halim yok" suratını sevimli yapmaya çalışıyordu. "Ogeday kafandan darbe aldın kolundan değil" deyince masumca bakmaya başladı. Pes edip "İyi tamam bu seferlik ben yedireyim" dedim. Hemen sırıtmaya başlamıştı. Yemeğini yedirip bulaşığı mutfağa bıraktım. Etrafı toparlarken kapı çalmıştı. Makbule İhsan ve Emre gelmişti. "Hosgeldiniz" deyip içeri davet ettim. Kendi evim gibi davranmıştım resmen, utanarak yanlarına gittim. İhsan ve Emre Ogeday'la sohbet ederlerken Makbule kolumdan tutup beni mutfağa çekiştirdi. "Anlat bakalım Nisa neden moralin yok senin, kavga mı ettiniz?" diye sordu. Dostumdu o benim tabiki anlayacaktı benim üzgün olduğumu. "Evet hastanede tartıştık biraz" elini çenesine koyup "Neden, sorun neydi?" dedi. Derin bir nefes verip dünkü olayı baştan sona anlattım. "Yani anlayacağın Ogeday her ne kadar birşey yapmayacağım dese de iyileştikten sonra soluğu Ali'nin yanında alacak Makbuş, başını belaya sokacak durduk yere" dedim. Makbule ellerimi tutup okşadı "Sıkma canını kuzum merak etme Ogeday seni asla üzmez, Ali'ye de birşey yapmayacak inan bana" dedi. "Umarım kuzum umarım" diyebildim. İhsan seslenince içeri geçtik. "Sevgilim biz gidelim artık daha sonra tekrar geliriz" dedi. Makbule İhsan'ı onaylayıp "Tamam canım gidelim" deyip gittiler. Emre'yi de kulüpten aradıkları için gitmişti. Ogeday'la baş başa kalmıştık. Beni yanına çağırınca gidip oturdum. "Nisa biliyorum bana hala kızgınsın, tamam sen kazandın gitmeyeceğim o şerefsizin yanına" deyince hızla ona döndüm "Gerçekten mi, yani ona birşey yapmayacaksın değil mi? Başını belaya sokmayacaksın söz ver Oge" deyince yanağımı okşayıp "Yapmayacağım sevgilim söz veriyorum" dedi. Sevinçle uzanıp yanağından öpünce huysuzlanıp "Yanaktan değil" deyip dudağıma yapıştı. Susuz kalmış gibi öpüyordu. Bende onu çok özlemiştim, kendimi ona bastırınca ağzından ufak bir inleme çıkmıştı. "Beni deli ediyorsun" dedi. Eli tişörtüme gitti ve bir çırpıda çıkardı. Üzerime gelip beni koltuğa yatırdı. Bende boş durmayıp tişörtünü çıkardım. Ellerim sırtına gitti ve tırnaklarımı geçirdim. Bunu yapmamla daha da hırslanıp dudağımı ısırmıştı. Bu hareketi acıdan çok zevk vermişti bana. Eli şortuma gidince izin istercesine yüzüme baktı, hiç düşünmeden gözümü onaylarcasına kapatıp açtım. Biriyle olacaksa o sevdiğim adamla olsun istiyordum. Şortumu çıkarınca yalnızca iç çamaşırıyla kalmıştım. Elim kemerine gidince yardımcı oldu ve pantalonuyla beraber çıkardı. "Burası çok dar" demesiyle beni kucaklaması bir oldu. Sırtım yumuşak yatakla birleşince Üzerime eğildi ve öpmeye devam etti. Öncekine göre daha tutkuyla öpüyordu. "Sana bayılıyorum, bu saatten sonra dur desen de duramam güzelim" deyince "Durma Oge seni istiyorum" dedim. Dememle sütyenimi çıkarması bir oldu. Eli kilotuma gidince elini tuttum, hayal kırıklığıyla bana baktı "İstemiyor musun?" diye sordu. Kafamı hızla salladım "İstiyorum sadece korkuyorum, bu benim ilkim olacak" dediğimde başta şaşırmıştı daha sonra alnımdan öptü "Söz veriyorum canın acımayacak" dedi. Kafamı tamam anlamında sallayınca o da baksırından kurtulmuştu. İkimizde çıplaktık ve ben çok utanıyordum. Ogeday tekrar dudağımdan öpmeye başladı yavaşça aşağıya inerek göğüslerime geldi, ara ara ısırıklar bırakıyordu. Bense zevkten dört köşe olmuştum. Elimi ensesine getirip daha fazlası için bastırmıştım. Utanmayı daha sonraya bırakmıştım. Anın tadını çıkarmak istiyordum. Elim daha sonra karın kaslarına gitti ve yavaşça okşamaya başladım o ise inlemeye... Ama böyle tadı çıkmıyordu, Ogeday'ı itip doğruldum "Çok utanıyorum ama şuan sadece bu özel anın tadını çıkarmak istiyorum" dedim. "Ne istersen emrine amadeyim" deyince ayağa kalkıp onu yatağa ittim ve üstüne bu sefer ben çıktım. Ogeday bu hareketimle iyice tahrik olmuştu. Belimden tutup kendine bastırdı. Bende onun üzerinde daireler çizerek aşağıya kadar geldim ve oralarda oyalanmaya başladım. Ogeday deli olmuştu "Siktir Nisa bana ne yapıyorsun" diyerek inliyordu. En sonunda dayanamadı ve yerlerimizi değiştirdi. Dudaklarımı hırsla öpmeye başladı. Elimden geldiğince karşılık vermeye çalışıyordum. Uzun süre öpüştükten sonra geri çekildi ve "Nisa olabildiğince uzatmaya çalıştım ama dayanamıyorum güzelim" dedi. "Yap şunu" dememle içime girmesi bir oldu. Önce acıyla inlemiştim, daha sonra o acı zevke dönüştü ve daha fazlasını istedim "Daha hızlı aşkım haydi" diyordum. Seslerimiz birbirine karışmıştı adeta. Bugün yaşadığım en tutkulu gündü. Asla pişman değildim. Sevdiğim adamın kollarındaydım, iyiki benimdi iyiki...
...........

"Ogeday ben hazırım" diyerek salona geldiğimde ayakta beni bekliyordu. "Çok güzel olmuşsun" diyerek alnımdan öptü. O malum günün üzerinden yalnızca birkaç saat geçmişti. Emre arayıp dolunay etkinliğini hatırlatınca apar topar kalkıp hazırlanmıştık. Benim kıyafetlerim olmadığı için evime gelmiştik ve Ogeday'da beni bekliyordu. "Oge bak başın falan ağırmıyor değil mi? İstersen gitmeyelim" deyince beni omuzlarımdan tutup kapıya yönlendirdi "Geç kalıyoruz güzelim, senin bu etkinliği uzun zamandır beklediğini biliyorum benim yüzümden kaçırmanı istemem hem ben gayet iyiyim" dedi. Minnetle gülümsedim. Kendinden çok beni düşünüyordu ve bu bir kez daha şükretmemi sağlıyordu.
Winka'ya geldiğimizde neredeyse herkes buradaydı. İhsan ve Makbule çoktan kürekle açılmışlardı. Tanıdık insanlara selam verip bize ayrılan yere geçip oturduk. O sırada yanımıza Ogeday'ın eski öğrencisi Tuğçe gelmişti. Bu kızda beni iten birşeyler vardı, çok kurnaz ve sinsiydi. Ogeday'a selam verip yanına oturmuştu. Ogeday bana kısaca bakıp elimi tutmuştu. Sinirlendiğimi anlamıştı. Tuğçe birleşmiş elimize bakıp konuşmaya başladı "Ogeday ne zamandır yoksun, sen olmadığın için de kimseden ders almak istemedim seni bekledim" Bu ne yüzsüzlüktü ya, resmen sevgilime yanaşıyordu Ogeday'ın sözünü kesip cevap verdim "Canım sen hocalarınla hep senli benli mi konuşursun?" Kız bozulmuştu ama belli etmemeye çalıştı "Hayır sadece samimi olduklarımla" deyince sinirle yerimde kıpırdandım. Tam cevap verecekken Ogeday "Ee Tuğçe ben artık genç gruplara ders vermiyorum, Emre'ye devrettim" deyince sırıttım. İşte benim sevgilim. Tuğçe hem sinir olmuştu hemde baya şaşırmıştı "Ya öyle mi? Ben zaten artık bırakmak istiyordum bahanem olmuş oldu" dedi. Ogeday "Sen bilirsin ne zaman istersen ders almaya devam edebilirsin" deyince Tuğçe "Teşekkür ederim, ben bir arkadaşıma bakayım" deyip yanımızdan uzaklaştı. Bende dönüp sevgilimin yanağına kocaman öpücük bıraktım. Şaşırmış olacak ki "Bu ne içindi?" diye sordu. Omzumu silkip "Hiç içimden geldi" dedim. Çarpıkça sırıttı. Anlamıştı pislik. "Nisa ben bir Emre'lere bakayım geldiğimde bizde denize açılırız" dedi. Kafamı tamam anlamında salladım. Yanağımdan makas alıp gitmişti. Biraz zaman sonra telefonum çalmaya başladı özel numaraydı. Açmak istemediğim için kapattım. Tekrar çalmaya başlayınca açmak zorunda kaldım "Alo kimsin?" Kahkaha sesi ve ardından da o pisliğin sesi "Nisam özledin mi beni, sen sormadan söyleyeyim ben çok özledim" dedi. "Aşağılık herif hangi yüzle arıyorsun, bana bak uzak dur bizden anladın mı?" Cıklayıp "Çok ayıp güzelim, insan gelecekteki sevgilisine öyle der mi?" Hasta. "Senin saçmalıklarını dinlemeyeceğim, bir daha da sakın arama beni" deyip tam kapatacakken seslenmişti "Nisa seni seviyorum ve peşini asla bırakmayacağım. Aramızda bir engel var ve ben o engeli ortadan kaldırınca çok mutlu olacağız" deyince suratına kapattım. Ruh hastasının tekiydi acilen tedavi olması gerekiyordu. Ogeday! Ona zarar verecekti. Hemen aradım. Kahretsin kapalıydı. Yerimden kalkıp onu aramaya başladım. Marinanın oraya gelince küreklerin orada Tuğçe'yle konuştuğunu gördüm. Bu kadarı da fazlaydı ama. Bu kıza birinin haddini bildirmesi lazımdı. Sinirle o tarafa doğru yürümeye başladım. Tuğçe kafasını çevirip beni görmüştü. Tam Ogeday'a seslenecekken Tuğçe birden Ogeday'ın dudaklarına yapışmıştı. Olduğum yerde dona kalmıştım. Bu olamazdı, bunu yapmış olamazdı. Gözlerimden yaşlar akmaya başlamıştı. Ogeday kendini itip kafasını cevirince göz göze geldik. 'Nisa' dediğini duymuştum ama konuşmak istemiyordum. Biran önce burdan gitmek istiyordum. Arkamı dönüp hızlı adımlarla oradan çıkmaya başladım. Eğer şuan durursam herşey daha da kötü olacaktı. Ogeday'ın peşimden geldiğinin farkındaydım. Ana yola çıktığımda kaldırımda yürümeye başladım. "Nisa bekle herşeyi yanlış anladın" onun suçunun olmadığını biliyordum ama kendimi çok kötü hissediyordum. "Ogeday lütfen gelme peşimden şuan konuşmak istemiyorum" diyebildim. Karşı kaldırıma geçmek için hamle yaptığımda Ogeday "Nisa dikkat et" dediğini duydum. Durmak istemiyordum. Yürümeye devam ettiğimde birden üstüme bir arabanın geldiğini fark ettim. Olduğum yerde kalakalmıştım. Korkuyla yüzümü kapattım. "Nisa! Hayır!" En son duyduğum yüksek bir korna sesi ve sevgilimin bağırışıydı.

Arkadaşlar biliyorum yine geç yazdım özür diliyorum. Ama bu aralar işlerimiz çok yoğun bir türlü fırsat bulamıyorum o yüzden artık bölümler 3 4 günde bir gelecek gerçekten özür dilerim... Ama hikayeyi bırakmayacağım yazmaya devam... Veee ilk defa +18 bölüm yazdım çok utandım valla birdaha ne zaman yazarım bilmem 🙈🤭 Bir sonraki bölümde görüşmek üzere kendinize iyi bakın oy ve yorum yapmayı unutmayınnnn öptüm💋🥰

BANA GÜVEN (OGNİS)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin