03

512 51 23
                                    

Meşgul olduğum icin gün icinde yazıyı anca toparliyabiliyorum ayrıca Eddie hikayesine devam etmixem sanirim nasil sona baglayacagim bilmiom yardim
~~

Tek başıma evde kalırken zorlanacağımı düşünüyordum fakat tahmin ettiğim gibi olmamıştı. Başkasının yanında kalıp, yük olmaktansa tek başıma rahat bir şekilde yaşamak daha güzeldi. Şuan tek sıkıntım paraydı fakat dayım bana bu iki yıl içinde parasal anlamda destek olmuştu, olacağını da söylüyordu. Dayıma bağımlı kalmamak için bu yıl mezun olduktan sonra iş bulmam lazımdı.

Max'in annesi ile birlikte sabah okula gidip kaydımı yaptırdıktan sonra açık olan bir pastahaneden yiyecek bir şeyler alarak eve geçtim. Okul müdür pazartesi günü okula başlayabileceğimi söyledi okulların kapanmasına çok uzun bir süre olmadığı için pek heyecanlı değildim zaten daha önce gittiğim liseydi.

Kahvaltımı yaptıktan sonra yukarıya çıkıp annemle babamın yatak odasına girerek kendimi yatağın üzerine attım. Aklıma dolan anılarla birlikte burukça gülümserken dolan gözlerimle, gözlerimi sıkıca yumdum. Derin nefesler alarak kendimi sakinleştirince yataktan kalkıp odadan çıkarak, odanın kapısını kitledim.

Dünkü yorgunluğum devam ettiği için kendi odama geçerek altımdaki dar kottan kurtulup kendimi tekrardan yatağa attım. En azından bir kaç saat kestirsem iyi olacaktı yoksa akşam pek kendimde olamayabilirdim. Üstüme ince bir pike örtüp gözlerimi kapatarak uykuya dalmaya çalıştım.
.
.

Kapının alacaklı gibi çalması ile yataktan fırlayıp hızlıca aşağıya inerek kapıyı açtım. Karşımda Steve ve Robin'i görmemle bu akşam için yapılan planı hatırladım. Ardında ikisinin aşağılarda gezinen gözleriyle aklıma gelen şey ile merdivenlerden yukarıya doğru koşmaya başladım.

Nat: İÇERİ GEÇİN ÜZERİMİ GİYİNİP GELİYORUM!

Aptal kafam kapıyı alacaklı gibi çalmasalardı en azından altıma bir şeyler giymeyi akıl edebilirdim. Altıma bol pantolon geçirip tekrardan aşağıya inerek Steve etrafı inceliyordu. Geldiğimi görünce koltuğa geri oturup bana bakmaya başladı.

Steve: Ev pırıl pırıl olmuş

Nat: Max ile birlikte temizleyip, eşyaları yerleştirdik

Robin: İkiniz yakınsınız sanırsam

Nat: Evet, biliyorsun yakın arkadaşız

Steve boğazını temizleyip koltukta oturmam için yanını patpatladı. Steve'in yanına oturup Robin'e kısa bir bakış attıktan sonra Steve'e odaklandım.

Steve: Robin ile ikimiz başbaşa vakit geçirmek için biraz daha erken gelmek istedik

Nat: İyi yaptınız keşke gelmeden önce haber verseydiniz en azından sizi çıplak karşılamazdım

Steve: İlk defa gördün sanki

Robin: Siz ikiniz daha önce birlikte miydiniz?

Nat&Steve: HAYIR!

Nat: Eğer erkeklerden hoşlansaydım belki Steve'den hoşlanabilirdim

Robin: Bunu duyduğuma sevindim

Steve bir bana bir de Robin'e bakıp gülümsemişti.

Steve: Siz ikiniz Nat buradan taşınmadan iki hafta önce falan tanışmıştınız sanırsam

Robin: Hafızam kötüdür ama büyük ihtimalle öyle olmuştu

Nat: Sanırım

Steve: Artık Nat geri döndüğüne göre yakınlaşabilirsiniz. İkinizinde çok ortak noktası var mesela memişler

Robin: Steve! Sana kaç kere memişler dememeni söyledim

Robin, Steve'e kızarken ikisine bakıp gülmeye başladım. Steve güldüğümü görünce üstüme atlayıp beni gıdıklamaya başladı.

Robin: Altta kalanın canı çıksın o zaman

Steve: Ne? Hayır, bekle!

Robin birden ikimizin üstüne atlayınca dengede duramayıp koltuktan yere düştük.

Steve: Robin ya kafamızı masaya çarpsaydık

Robin: Ama çarpmadık

Nat: Merak etme prenses Steve bir şey olmaz

Steve: Nat bana prenses dememeni kaç kere söylemiştim

Nat: O pembe elbise hâlâ burada Steve sana pembe çok yakışıyor

Robin: Steve elbise giydin ve benim bundan haberim yok

Üçümüz yerde doğrulup otururken bağdaş kurup güldüm.

Nat: Aşırı seksi bir şey oluyor

Robin: Aman Tanrım keşke görebilsem

Aklıma gelen şey ile sinsice gülümseyip, ayağa kalkarak kütüphanede duran albümü çıkarttım. İçinden Steve'in fotoğrafını bularak yanlarına geri döndüm.

Nat: Aa burda ne varmış böyle

Fotoğrafı Robin'e uzatıp yere geri oturdum. Robin kahkaha atarak fotoğrafı bana geri uzattığında Steve kafama vurdu 

Nat: Hayvan biraz yavaş

Steve: Nat seni küçük pislik bunu imha etmeni söylemiştim

Robin: Bence imha etmemesi iyi olmuş

Steve'e dil çıkarıp zonklayan kafamı ovuşturdum.

Robin: Çok acıyor mu

Robin, Steve'in kafasına geçirip bana göz kırptı

Steve: Acıdı be

Robin: Acısın diye yaptım zaten

Nat: Kanımı yerde bırakma

Elimi havada yumruk yapıp gülümsedim. Buraya gelmek için verdiğim karardan pişman olmayacağımı çok net anlamıştım.

~~
Amanin yine uyku sersemi bir şekilde yazdim

Suan modum boyle iyi gecelrr


Robin BuckleyHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin