02

606 71 26
                                    

Of ya bu kitap cok okunmazmis gibi hissediyorum
~~

Kapının çalmasıyla birlikte elimdeki daha açılmamış olan koliyi yere bırakıp, uyuşuk adımlarla kapıya doğru yürüdüm. Açıkçası şuan kimse ile konuşmak pek istemiyordum sadece eşyalarımı yerleştirip biraz uyumak istiyordum.

Kapıyı açınca karşımda duran Max ile birden gözlerim parlamıştı. Az önce içimden söylediğim şeyleri geri alıp, sıkıca kollarımı karşımda duran bedene sardım.

İkimizde bir şey söylemeden uzun bir süre öyle kalmıştık. Bu kasabada en yakınım Maxti ve bu iki yıl boyunca ondan ayrıldığım süre zarfında onu çok özlemiştim

Yavaş yavaş birbirimizden ayrılıp Max'in yanağına ufak bir öpücük kondurdum

Nat: Seni çok özlemişim Max

Max: Ben de seni çok özledim

Max'in elini tutup evin içerisine geçerek koltukların üstünde duran örtüyü kaldırıp, koltuğa oturarak Max'i yanıma çektim

İki yıldır görüşmediğimiz için aramızda ufak bir soğukluk olsada gün geçtikçe bunun düzeleceğine emindim

Max: Seni rahatsız etmiyorumdur umarım

Nat: Saçmalama ne rahatsız etmesi ayrıca geldiğin için çok teşekkür ederim gerçi sen gelmezsen ben gelecektim

İkimizde gülümseyip kolilerde gözümü gezdirdim

Max: Yardım etmemi ister misin? Tek başına bitecek gibi durmuyor pek

Nat: Yardım edersen gerçekten çok iyi olur

Max: Hadi o zaman iş başına

Max ellerini birbirine çarpıp gülümserken gülümsemesine karşılık verdim ve ardından sohbet ederek kolileri yerleştirmeye başladık.
.
.

Saat yediye doğru gelirken işimiz anca bitmişti ve ben yorgunluktan bayılmak üzereydim yoldan sonra eşya yerleştirmek tam bir işkenceydi gerçekten.

Max: Bize yemeğe gelmek ister misin?

Biraz düşünüp gidip gitmemek arasında kalırken karnım sesli bir şekilde guruldayınca bir kaç saniye Max ile bakışıp gülmeye başladık.

Nat: Bu gelmem için bir işaret sanırsam

Max: Büyük ihtimalle

Masanın üstünde duran anahtarımı alıp eve kısa bir göz gezdirdim gayet güzel temizleyip, yerleştirmiştik

Nat: Gidelim öyleyse

Birlikte evden çıkıp, Max'in evine doğru yürürken çalan korna ile aynı anda arkamızı döndük. Korna çalan kişi Billy idi ve  arabayı yavaşlatıp yanımızda durunca Maxle ikimize bakıp tek kaşını kaldırarak baştan aşağı beni süzüp gözlerini yüzümde gezdirmeye başladı.

Billy: Siz ikiniz nereye gidiyorsunuz böyle

Max: Eve, akşam yemeğinde Natalie bize katılacak
Billy: Arabaya binin

Max bir şeyler söylemem için bana bakınca arabayla gitme fikri beni cezbettiğinden dolayı kafamla onaylayıp arabaya doğru ilerleyerek arka koltuğa geçtim.
Maxte arabaya binince Billy hızlıca arabayı sürmeye başladı.

Kısa bir yolculuğun ardından Max'in evine vardığımızda arabadan inip derin bir nefes aldım. Tek temellim Max'in ebeveynlerinin beni sorguya çekmemesiydi

Max koluma girip beni eve doğru sürüklerken arada Billy'nin bana baktığını hissediyordum. Evin önüne gelince Billy kapıyı çalıp boğazını temizledi. Bir kaç saniye sonra açılan kapıyla birlikte Bay Neil'ın şaşkın bakışlarına maruz kaldım

Neil: Aman Tanrım Susan çabuk buraya gel

Max'in annesi kapıda belirince hafifçe gülümsedim

Susan: Natalie!

Susan bana sarılıp sırtımı sıvazlayarak saçımı okşadı.

Susan: İki yıl içinde nasılda değişmişsin böyle. Biz de tam yemek yiyecektik gelmen iyi oldu

Susan ve Neil geçmemiz için içeriye doğru kenara çekilmişti. Max elimden tutup evin içine girerek peşinden sürükleyip yemek masasına oturtturdu

Neil: Billy, Natalie için tabak getir

Billy bana göz devirip mutfağa gidip geri dönerek önüme getirdiklerini koydu. Billy bıraktığım gibi aynıydı hâl ve hareketleri hiç değişmemişti

Nat: Teşekkür ederim Billy

Billy bir şey demeden yanıma oturup tabağına bir kaç bir şey koyarak yemeye başladı

Susan: Ee, Natalie her şey yolunda mı?

Nat: Şu anlık her şey yolunda gibi

Neil: Buraya tekrar döneceğini düşünme-

Susan, kocasını dürtüp susmasını sağlarken gülmüştüm

Nat: Bu konuyu açmak pek istemem açıkçası ama teyzemlerin yanında kendimi pek rahat hissedemedim bir kaç ay sonra reşit olacağım için pek bir sıkıntı olmayacağından dolayı buraya geri dönmenin benim için daha iyi olacağını düşündüm. Çünkü burada kurulu bir düzenim vardı ve birden her şey alt üst oldu ama artık atlattım sonuç olarak işte burdayım 

Susan: Geri dönmene çok sevindim. Eğer yardıma ihtiyacın olursa çekinmeden saat fark etmez her zaman bize gelebilirsin

Nat: Teşekkür ederim

Susan'nın bu konu üstünde fazla durmamasına açıkçası sevindim çünkü hatırladıkça içimde ufak bir burukluk oluşuyordu. Max bana gülümseyip tabağımın boş olduğunu görünce kaşlarıyla yemek yemem için işaret etti. Ufak sinyalinden sonra tabağıma yemek koyup yemeye başladım. Uzun ve yorucu bir günün ardından ev yemeği yemek iyi gelmişti.
.
.
Yemek yedikten sonra biraz Max ile vakit geçirip uykum gelince eve dönmeye karar verdim. Annesi ve babası bu gece onlarda kalmamı teklif etsede kabul etmedim çünkü evime gidip sıcak bir duş alarak dinlenmek istiyordum. Ayrıca Billy evde olmadığı için onca yolu yetmezmiş gibi yürümek zorunda kaldım. Eve vardığım sırada çalan korna ile arkamı döndüm ve Steve'in arabasını görmemle ona doğru ilerledim. Steve arabadan çıkıp, kollarını sıkıca vücuduma sarınca sarılmasına karşılık vererek bir süre öylece bekledik.

Nat: Hiç değişmemişsin özellikle saç sitilin

Steve gülerek benden ayrılınca hafifçe tebessüm ettim.

Steve: Kızlar bu tarz saçları seviyor biliyorsun

Nat: Bilmez olur muyum

Arabanın açık olan camına gözüm takılmıştı ve karanlıktan dolayı içeride kimin olduğunu pek seçemiyordum. Daha sonrasında içerideki kişinin açık olan cama yanaşmasıyla kim olduğunu seçebilmiştim. El sallayıp bana gülümserken utangaç bir şekilde karşılık verdim. Nedendir bilmiyorum ama Robin ile tanıştığımdan beri onu garip bir şekilde çekici buluyordum. Fakat bunu hâlâ kabullenebilmiş değildim.

Steve: Yarın eğer uygun olursan Mikeların evine gel orada toplaşacağız ayrıca bana haber ver gelip seni alırım hem uzun uzun konuşmuş oluruz

Nat: Ah, tamamdır duruma göre haber veririm

Steve: Pekala, öyleyse seni daha fazla tutmayayım iyi geceler

Robin: İyi geceler Natalie

Nat: İyi geceler

Robin'in bana iyi geceler demesi ile hafifçe sırıtmıştım. Aslında arabadan inip en azından bir selam verse daha mutlu olurdum ama aramızda garip bir ilişki olduğu için bu davranışı pek fazla kafaya takmadım. Steve arabaya binip bana el sallarken çoktan evin önünden uzaklaşmıştı. Bense her zaman olduğu gibi yine tek başımaydım.

~~
Uyku sersemi yazdım pek olmamış olabilir



Robin BuckleyHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin