EZA Bölüm 8: Angmar!

52 4 0
                                    

Angmar, kralların şehri! Beş bin yıllık efsanevi bir tarihe sahip olan bu şehir ismini eteklerine kurulduğu Angmar Dağı'ndan alıyordu. Geçmişinde birçok krallığa başkentlik yapmış olan şehir şu anda Engama krallığına ev sahipliği yapıyordu. Efsanelere göre bu şehir hiçbir zaman fethedilememiş ve sadece krallıkların bazı anlaşmalarla el değiştirmesi veya doğal yollardan yıkılmasıyla el değiştirmiştir. Yine dilden dile dolaşan efsaneler şehrin Angmar dağının koruması altında olduğunu bu yüzden ele geçirilemeyeceğini söylüyordu. Her ne kadar bunlar tamamen efsane olsa da şehrin büyülü bir havası olduğu kesindi. Arkasını dayadığı dağ kendisini koruyor bu sayede düşmanların tek saldırı yolları kalıyordu. Şehrin üç tarafı duvarlarla çevriliydi, sadece dağ tarafı boştu fakat burası da dağ tarafından kapanmıştı. Duvarlar o kadar yüksekti ki uzaktan bakıldığında sadece sarayın üst kısmı görünüyordu. On metre genişliğinde ve elli metre yüksekliğinde duvarlarla çevrili olan şehrin fethedilememesi bir anlamda normal karşılanabilirdi. Zira bu duvarları yıkabilecek bir güç yoktu.

Şu anda şehirde hüküm süren Engama krallığı ise bin yıllık bir tarihi olan büyük bir krallıktı. Krallığın başında V. Marik vardı. Bin yıldır var olan krallık dört yüzyıl önce Angmar'ı ele geçirmişler ve başkent ilan etmişlerdi. Daha önce ise başkent olarak Eridu'yu kullanıyorlardı. Kral V. Marik, Engama'nın 65. Kralıydı. Tam bir savaşçı toplum olan Engama halkı krallarını çok seviyorlar ve ona oldukça saygı duyuyorlardı. Bunun nedeni Marik'in tam bir fetihçi olmasından kaynaklanıyordu. Kral olduğundan bu yana hiç durmamış ve devamlı topraklarını genişletmişti. Fetihlerden gelen yağmaların ve ganimetlerin bir kısmı da halka zenginlik olarak geri dönmüştü. Yaklaşık 25 yıldır hüküm süren Marik, krallığın topraklarını hiç olmadığı kadar genişletmeyi başarmıştı. Öyle ki Engama'nın bir ucundan diğer ucuna gitmek neredeyse bir yıl sürüyordu. Bu kadar büyük bir krallığı yönetmek ve düzeni sağlamakta hiç kolay değildi. Bu fetihler ve seferler aynı zamanda birçok düşman kazandırmıştı. Kuzeyde Maltikiler, güneyde Urukmalar, doğuda Pisanlar ve Badkişler, batıda ise Zimenralılar Engama'nın komşuları arasındaydılar. Engema gibi bir krallıkla komşu olmak ileride sıranın kendilerine geleceğini gösteriyordu. Bu nedenle devamlı ittifaklar ve farklı yöntemlerle Engema'ya karşı direniyorlar ve varlıklarını devam ettirmeye çalışıyorlardı. Tabi tüm bunlar pek fayda etmiyordu, zira bu büyüklükte bir krallığa karşı yapabilecekleri pek bir şey yoktu. Tek umutları Marik'in kendilerini fethetmeye değer görmemesiydi. Bu sayede belki ele geçirilmekten kurtulabilirlerdi. Bu beş krallığın içinde Engema'ya kafa tutabilecek tek bir yer vardı o da; Maltiki krallığıydı. Kuzeyin soğuğunu ve vahşiliğini kullanarak Engema'yı kendilerinden uzak tutabiliyorlardı.

Eza ve kervanı da artık şehre iyice yaklaşmış ve şehri yavaş yavaş görmeye başlamışlardı. Güneşin batması sebebiyle şehri görmeleri biraz zordu ve tek gördükleri şey şehrin duvarlarının üstünde yanan ateşlerdi. Kervanın Angmar'a varmasıyla birlikte Eza bir nebze de olsa rahatlamıştı. Yolda başına gelenlerden sonra burada kendisini daha güvende hissediyordu. Ayrıca Argan ile başlayacak yeni hayatıyla ilgili de oldukça umutluydu. Eridu'da ve yolda devamlı geleceğiyle ilgili karar vermekte zorlanmıştı fakat artık kararını vermişti ve gelecekte ne yapmak istediğini belirlemişti. Kervan şehrin devasa kapılarına varmış ve Akre kervanın ön tarafına giderek gerekli belgeleri nöbetçilere göstermekle meşguldü. Birkaç dakika geçtikten sonra kervan yeniden hareketlenmeye başladı ve kapılardan geçerek şehre ilk adımlarını atmaya başladılar. Eza karşılaştığı manzara karşısında kendisinden geçmişti. Daha önce Eridu'da bu hisleri yaşamıştı fakat burası bambaşkaydı. Krallığın başkenti olmasından dolayı tüm binalar yeni gibiydi ve her yer çok özenle temizleniyordu. Şehirde gece olmasına rağmen her yerde dolaşan insanlar vardı fakat en çokta asker vardı. Normal insanlardan fazla askerin bulunması küçük kızı bir yandan güvende olmasını hissettirmişti fakat bir yandan da tuhaf bir ürperti duymasına neden olmuştu.

EZAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin