GİRİŞ

43 5 43
                                    

19.07.2022
02:11

Geçmişinden kaçanlara ve geçmişinde yaşayanlara.

Yıllar birbirinin üzerine devriliyor, insanlar gelip geçiyor, iyi hissettiğiniz zamanlar illa oluyor ama küçükken yaşadıklarınız büyüyünce unutulmuyor. İçinize ördüğünüz bariyerlerle kendinize oluşturduğunuz o küçük odanın duvarlarında her hatıranız asılı kalıyor. İsteseniz de, istemeseniz de.

"Oraya gitmeyeceğim baba. O insanları görmek istemiyorum."

Zoraki bindirildiğim arabanın içerisinde Çeşme'nin merkezinden uzaklaşmıştık ve ağaçların arasındaki tek şerit yolda ilerlemeye devam ediyorduk. Silecekler arabanın ön camına vuran yağmur damlalarını temizledikçe yerini yenileri alıyor, gökten çığlıklar yükseliyordu.

"Kes sesini, göreceksin dediysem göreceksin. Ukalalık etmenin lüzumu yok."

Derin bir nefes aldım. Geçmişi hatırlamak istemiyordum. Onların bana yaptıklarını, anneme yaptıklarını hatırlamak istemiyordum. Soldurdukları hayallerimi hatırlamak istemiyordum.

"Senin ailen hayatımı mahvetti, anlamıyor musun? Kendin git istediğini yap. Yeter ki beni rahat bırak. Yeter ki onlardan uzak olayım."

Bir anda babam frene yüklendi, tekerlekler asfaltın üzerine kilitlenerek çığlık attı ve araba boş yolda durdu. Tekerleklerin sustuğu saniyelik zaman diliminde yağmur damlalarının cama bıraktığı rahatlatıcı sesi duyabilmiştim. Hemen sonrasında da sessizliği bölen o can alıcı sesi.
Babamın parmakları yüzüme çarpmış, derimde izini bırakmıştı.

"Defol git buradan, in arabadan aşağı."

Ona gözlerimdeki çukurlardan taşırdığım hayal kırıklıklarıyla, çatık kaşları ve en az kalbi kadar soğuk olan bakışlarını son kez incelemek için baktım. Başını hızla yana çevirdi ve bakışlarını kaçırdı. İçimde bir şeyler daha kırılmıştı. Seri bir hareketle kapıya dönüp kendimi arabanın dışına attım.
Serin rüzgar ve yağmur damlaları yüzüme vurduğunda az önceki boğucu histen az da olsa sıyrılmıştım. Araba yavaşça hareket ettiğinde etrafıma bakınmaya başladım. Bomboş yolda yağmurun altında yalnızdım.

Ne yapacaktım? Nereye gidecektim? Bir arabayı durdurmayı deneyebilirdim fakat Urla yolunu bu saatte pek kullanan olmuyordu ve tek başıma durmaktan daha zarar veren bir durumla karşılaşabilirdim. Ama sabaha kadar beklersem illa araba bulunurdu. Evet, sabaha kadar beklemeliydim.

Kararımı verdiğimde arabanın ardından bakmaya başladım ve o an ne olduysa oldu. Babam arabayla yavaşça gözden kaybolurken acı bir korna sesi zihnime toz bulutu gibi oturdu. Sese doğru koşturduğumda tek şerit yoldan ters yönde gelen arabanın ay gibi parıldayan ışığı gözlerimi kararttı ve babamın arabası yoldan çıkıp ağaçlığa savruldu.

Kıyafetlerimi ağırlaştırmış yağmurun altında arabaya doğru koşuştururken çarpan kişiyi görmek istedim. Yoktu, araç kaybolmuştu.
Yolun kenarındaki ağaca çarparak durmuş arabanın sürücü koltuğunun kapısını açtım. O sırada yoldan gelen arabanın ışığını hayal meyal fark etmiştim.

Babamın başından ve burnundan kanlar geliyordu. Arabanın ön camı kırılmıştı ve bir parça cam koluna saplanmıştı. "Yardım edin!" diye bağırdım. Arabanın sürücüsü çoktan yanıma gelmişti.

"Arabaya bir araç çarptı ve kaçtı. Babam çok kötü yaralı. Lütfen hastaneye gitmemize yardım edin."

Karanlık olduğundan yüzünü seçemediğim adam bir şey söylemeden arabaya doğru eğildi ve babamı içeriden çekip çıkardı.

GEÇMİŞİN İPLERİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin