•
Zihnini işgal eden geçmişle sakın savaşa girme çünkü eğer anılarınla olan savaşı kazanırsan, kaybedersin.
•
Geleceği siz belirlersiniz. Tercihleriniz belirler. Şimdi de öyledir. Tamamen size, ne yapacağınıza ve hangi yolu seçeceğinize bağlıdır. Fakat geçmiş, elinize bırakılan yaşanmışlıklarla dolu bir el bombasıdır sadece.
Benim elimdeki bombanın ipi bir hayalet tarafından çekilmiş, yaşadığım her şey beni yok edecek bir güçle elimde patlamıştı.
Karanlık zihnimden iplerini çektiğinde sallandığım boşluk yerini gerçekliğe bıraktı. Hastane odasının parlak ışığı odağıma girince istemsizce yüzümü buruşturmama sebep olduğunda ve göz kapaklarımın üzerindeki kum torbaları varlığını yitirdiğinde hafifçe gözlerimi araladım.
Nasıl geldiğimi bile bilmediğim hasta yatağından doğrulmaya çalıştım ve etrafa bakındım. Yan tarafımda bir polis memuru vardı. Kendime geldiğimden emin olduktan sonra birkaç yüzeysel soruyla ifademi alıp dışarı çıktı ve beni odada bıraktı.
Dikleşmeye başladıkça karşımdaki koltukta oturmuş telefonuyla ilgilenen Korayı gördüğümde kolumdaki serumun varlığı dudaklarımdan bir inilti kopardı.
Koray'ın başı sesi duymasıyla eş zamanlı olarak havalandı ve topraktan gökyüzüne yükselen ağaçların bulunduğu bir manzarayı anımsatan ela gözleri beni buldu.
"Şşt, sakin ol." dedi yanıma doğru gelmek için ayaklandığında.
"Babam nasıl, çıktı mı? Onu görebilir miyim?"
Temkinli ve yavaş hareketlerle yatağın yanına yaklaşıp kolumu yumuşakça sağ avcunun üzerine yerleştirdi. Sol eliyle serumun koluma takılmış olduğu katateri seri bir hereketle çekti ve acısız bir şekilde kolumdan çıkardı.
"Baban ameliyattan çıktı. Yoğun bakımda."
Ayaklarımı yataktan sarkıtıp inmek için bir hamle yaptım. Aniden başım döndüğünde kendime biraz zaman tanımak amacıyla yatağa yaslanıp başımı Koray'a çevirdim.
"Öyleyse sizin beklemenize gerek yok, bizi yetiştirdiniz ve ikimiz de iyiyiz. Endişelenmeyin lütfen. Gidebilirsiniz."
Bir cevap beklemeden yatağın üzerinde duran yağmurluğumu alıp arkamı döndüm ve odanın kapısına doğru ilerlemeye başladım. Çok fazla yorulmuştum. Vücudum sanki bir tepeden aşağı yuvarlanmışım gibi ağrıyordu. Bunun yanında bir de Koray'ın varlığı tıpkı bir kambur gibi sırtıma yüklenmişti.
Serum almış olduğum odadan çıktım ve yoğun bakım ünitesinin olduğu tarafa doğru döndüm. Karşıma çıkan manzara beni bambaşka bir tepeden yuvarlamaya başlamıştı.
Amcam, halamlar, herkes buradaydı. Beni görürlerse şu an kaldıramayacağım kadar yüklenmeye başlayacaklardı, bunu biliyordum. Bu korkuyla hızla geri çekilmek adına geriye doğru birkaç adım sıraladım.
"Müge ablam gelmiş!"
Halamın kızı birden bana doğru koşup bacaklarıma sarıldığında tebessüm etmeye çalıştım. Azra'yı çok severdim. Hatta akrabalarımdan tek sevdiğim kişi olabilirdi. Henüz altı yaşındaydı ve onların içindeki pisliği bile aklayabilecek kadar temiz, saftı.
"Hah, bir şeyciği yokmuş! Abimin hayatını mahvedip bir de kazadan tek teline zarar gelmeden çıkmış. Allah bilir onun yüzünden yapmışlardır kazayı."
![](https://img.wattpad.com/cover/316783769-288-k159605.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
GEÇMİŞİN İPLERİ
Ficción GeneralMüge ve Koray, 2019 yılında tutku dolu bir aşk yaşarlarken Koray aniden ortadan kaybolur ve yıllarca Müge'ye ulaşmaz bile. Fakat üç yıl sonra şehre döner ve şehre döndüğü gece Müge ile babası çok kötü bir kaza yapar. Peki bu iki olay tesadüf müdür...