Bu sefer boş gelmedim Lucia. Sana bir buket çiçek getirdim ve bunlar en sevdiğin çiçekler. Bugün buralarda çalışan adam bana her gün neden buraya geldiğimi sordu, bende "Ruh-u Revan'ımı* görmeye geldim." diye cevap verdim. Bir şey demedi sadece baktı, adama gülümseyip sakin adımlarla yanından uzaklaştım... Bir kaç dakika sessiz kaldım sana anlatacak pek bir şeyim olmasada bulmaya çalıştım Lucia, boşuna düşünüyorum çünkü bugün sana hiçbir şey anlatmayacağım sadece sessizce oturacağım yanında ve ses çıkartan her ne olursa olsun sinirlenip ona bağıracağım. Ne kadar bencil birisiyim değil mi?
Gerçi seni dinlerken öbür sesleri duyar mıyım bilmiyorum. Sessizlik bozulsun istemiyorum, bu yüzden susacağım. Bütün cesetler çığlıklarını yitirmiş gibi.. Etrafta sadece bu insanların kokuları, ben ve benim gibilerin gözyaşları ve huzur verici bir sessizlik vardı... Öylesine güzeldi ki kimse bozmak istemedi bu sessizliği. Kimisi ağlamaktan perişan, kimisi pişman, kimisi suskun ama onlarında sevdikleri burada belki sen tanıyorsundur bu çürük bedenleri...Toprağını öpüyorum ve oradan uzaklaşıyorum...
*Ruh-u Revan, Eski Türkçe'de 'aşkım' demektir.