Alarm eşliğinde yatağımdan fırladım, saat 10.03, hava tamamen güneşli yatağımdan ter içinde kalktım. Ama neden ağlıyordum? Yataktan kalktım, masamda duran açık mavi deftere(günlük, ajanda tarzı) baktım, bir iki saniye bekledikten sonra sandalyeme oturdum, mat siyah kalemimi elime aldım ve elim kendi kendine hareket ediyormuşcasına yavaş yavaş çizgiler çizmeye başladı, tepkisizdim ve çizmeye devam ettim. Gözümden akan sıcacık yaşları hissedebiliyordum. Deftere baktım; anlamsız çizgiler vardı sadece kafamın içindekileri boşaltmış gibiyim ama aklımda belirli bişey yoktu, var gibiydi kafamı kurcalayan onca şey vardı ve belirgin çizgiler ama yoktu da... Kalemi bıraktım ve sandalyeden yavaşça kalktım. Dünyadan soyutlanmış gibi hissediyordum... Çok yorgundum. Lavaboya girdim, suyu açtım elim suya dokununca bilincim yerine geldi âniden irkildim, suyu kapadım yemek yemek için mutfağa gittim, dolabı açtım lâkin canım bir şey yemek istemedi. Dolabın kapağını usulca kapattım, üstümü giyinip telefonumuda alınca tabi bir şey unuttum mu diye kontrol edip evden çıktım. Arabama bindim tam çalıştıracaktım ki telefonum çaldı. Cebimden telefonumu çıkarttım ve arayana baktım 'Maria' yazıyordu, iç çekip telefonu açtım.
"Merhaba Maria"
"KIZIM SENİ ARIYORUM 2 SAATTİR NEDEN BAKMIYORSUN?"
Sesi çok heyecanlı geliyordu, gerçekten de 6 7 kere aramış... Bu kadar önemli miydi diyeceği şey?
"Üzgünüm, uyuyakalmışım ya da duymadım... Bu kadar aradıysan önemli bir şey olmuştur, ne oldu?"
Aslında pek de ilgilenmiyordum sadece Lucia'nın yanına gitmek istiyorum.
"sana konum olarak bir mekan atacağım, oraya gelmen lazım. Yüzyüze konuşuruz."
"Tamam..."
Gitmek istemediğim sesimden bile belli oluyordu, telefonu kapadım ve konuma baktım. Bir kafede buluşacağız, pekâlâ hadi bakalım gidip öğrenelim neymiş bu "önemli" şey... 5 dakikalık bir yoldan sonra kafeye gelmiştim. Arabamı parkedip kafeye doğru yürüyordum. Kafeye girince gözlerim Maria'yı arıyordu, kafeye girdiğimde insanlar kalkmaya başladı; şaşırmıştım, bir sorun mu vardı acaba? Arkamda birini hissettim, kafamı çeviricekken konfeti patladı... İrkildim, neye uğradığımı şaşırmıştım, kısa süreli şok geçirdim. Sanırım uzun süredir böyle bi' şey yaşamadığımdan dolayı. Kendime gelince ağzımdan sadece "Ne yapıyorsunuz?!" cümlesi çıkmıştı, bi' anda herkes "MUTLU YILLAR" diye bağırmaya başladı, 2. şok... Ağlamaya başladım ama bağırıyordum.
"APTAL MISINIZ, BU YAPTIĞINIZ DELİLİK. BENİ BU KADAR SAÇMA BİR ŞEY İÇİN BİR DAHA RAHATSIZ ETMEYİN! "
Hayır, böyle olmadı tabii. Ama haykırmak istiyordum, mutluydum da...
"Ne yapıyorsunuz?!" cümlesi çıkmıştı, bir anda herkes "MUTLU YILLAR" diye bağırmaya başladı, 2. şok... Gözlerim doldu, kafamı eğdim ve alçak bir sesle "teşekkür ederim..." dedim. İnsanlar yanıma gelip bana sarıldılar. Tanıdığım, tanımadığım bir sürü insan vardı. Maria ayrıca yanıma gelip bana sarıldı.
"İstersen"
Duraksadı bi' an ve gülümsedi. Elime 2 adet kapkek verdi.
"Birini Lucia'ya götür öbürünü de sen ye, geç kalma. En büyük aşkınla kutla bunu"
Dolan gözlerimden sıcacık bir yaş süzüldü, Maria parmak uçlarıyla nazikçe sildi, hâlâ gülümsüyordu. Teşekkür edip oradan uzaklaştım koşarak arabama bindim ve ağlayarak Lucia'nın mezarına gidiyordum.
Bu gün çok dalgın olmalıyım, her şeyden korkuyordum.
