3

4.4K 109 64
                                    

"Farz edin ki bu bir bahane? Sizi neden ilgilendirsin bu durum peki?"

...

...

Elis uzatma çık hadi.

"Sen sus Ecem. Hemen vereyim cevabını, sa-na-ne? Sen kim oluyorsun da bana hesap soruyorsun. Sen sadece işini yap. Senin görevin bize hizmet etmek, soru sormak değil. Bir daha da Ecem ile arama girmeye kalkışma. Hizmetçi parçasından başka bir şey değilsin. Yok ol şimdi buradan."

Ecem Alev'i ilk kez böyle görüyordu. İlk kez yanında birini aşağılıyordu ve Alev belki istemeden de olsa Ecem'i de kırmıştı sözleriyle. Sonuçta Ecem ve ailesi de o evin bir hizmetçisiydi. Alev onlara bunu hiç hissettirmese de bu bir gerçekti.

Ecem içindeki aşkı Alev ile yaşamak için en ufak bir ihtimali bile olmadığını biliyordu. Evet Alev Ecem'e değer veriyordu ama Ecem'in istediği şekilde değildi.

Elis, Alev'in sözlerinden sonra sinir küpüne dönmüştü.

-Sana bu lafları yedirirdim ama dua et Ecem burada. Ecem! Bak bak. Gözünde ki perdeleri kaldır. Ben hizmetçi parçasıyım da siz evin sahibi misiniz? Niye sesini çıkarmıyorsun. Tabi çıkaramazsın sen aş....

Devamını getirememişti çünkü Ecem sağlam olan eliyle  ağzını kapatıp Elis'i dışarı çıkarmıştı.

-Sakın bir daha Alev'in yanında böyle bir şey ima etme. SAKIN!

Ecem, Sessiz ama kızgın ses tonuyla Elis'e en sert halini göstermişti. Elis neredeyse Ecem'in belki de hayatının mahvolmasına neden olacak o cümleyi kuracaktı. Sen aşıksın ona...

"Ne halin varsa gör Ecem."

Elis yere düşen çantasını da alıp Ecem'in yanından ayrıldı.

Ecem derin bir nefes alıp bir süre bekledikten sonra yüzüne hafif bir tebessüm ekleyip içeri girdi.

"Ecem ben o sözleri Elis için söyledim biliyorsun o kızdan hoşlanmıyorum. Annen bana üvey annemden daha çok anne oldu. Sen benim hiç sahip olmadığım kardeşim gibisin. Söylediklerimi üstüne almamışsındır umarım tanıyorsun beni sana asla öyle bir şey söylemem ben." 

Ecem duvara yaslanmış Alev'in hızla konuşarak kendisini açıklamasını gülümseyerek izliyordu. 

"Ya neye gülüyorsun sen?"

Çok tatlı oluyorsun biliyor musun?

Alev bir an afallamıştı.

"Ya sen beni dinlemiyor musun!"

Ecem, Kafasını hayır anlamında salladı.

Cık.. Dinlemiyorum izliyorum. Çünkü söylediklerini ezbere biliyorum. Beni nasıl gördüğünü ailemi nasıl benimsediğini biliyorum. O yüzden bana kendini açıklamana gerek yok. Seni bence yeterince tanıyorum. Hatta seni senden daha iyi tanıyorum. Bak şimdi beni dinlerken hep yaptığın şeyi yapacaksın, saçını kulağının arkasına atacaksın mesela (tam o sırada saçlarını kulağının arkasına atmıştı) ama kendini öyle beğenmediğin için de hemen geri çıkaracaksın. (ve yine dediğini yapmıştı.) Ama kaçırdığın bir nokta var.

Ecem duvardan ayrılıp Alev'in yanına doğru gitti ve saçlarını kulağının arkasına sıkıştırdı.

O bebeksi masum yüzün ortaya çıktığı zaman dünyanın en güzel ,en tatlı kızı oluyorsun. Bir ışık gibi parlıyorsun ve içimi aydınlatıyorsun.

Bir süre öyle kalmışlardı. Taa ki telefon çalana kadar.

Ecem elini Alev'in saçlarından çekip boğazını temizledikten sonra ne yaptığını kendi de anlayamamıştı. Masanın üzerinde duran telefonu alıp Alev'e uzattı. Arayan Tuncay Bey'di.

TEHLİKELİ (G&G)  // TAMAMLANDI✅Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin