Sonunda Kore'ye dönmüştük. Paris'teyken karar verdiğimiz saçlarımızı sarı yapma fikrini gerçekleştirmek için bir kozmetik marketinde boya bakıyorduk. İkimizde saçlarımızı yakmaktan korkuyorduk ama beraber bir yola baş koymuştuk.
"Hyunjin bu güzelmiş bunu mu alsak"
"Felix yapmasak mı"
"offf sus artık yapıcaz işte"
"tamam ya onları alalım o zaman"
Seçtiğimiz boyaları satın alıp bizim eve doğru yürüyorduk. Evde yalnız olucaktık çünkü Jeongin okul gezisindeydi, Seungmin Chan ile birlikte ders çalışıcaktı ve Jisung'un da Minho ile randevusu vardı;)
Felix'in evime ilk gelişiydi bu yüzden etrafa meraklı gözlerle bakıyordu. Elinden tutup odama doğru sürükledim onu. Odaya girdiğinde ağzı açık bir şekilde etrafa bakıyordu. Birlikte çekindiğimiz fotoğrafların olduğu kısma bakarken çok şirin yüz ifadesine bürünmüştü. Aynı zamanda duvarıma astığım çizimlere bakıyordu. Çoğu onunla alakalı çizimlerdi.
"ee boşuna fanboy demiyorum kendime" diye söze girdim bir anda kahkaha atmaya başladı.
"sen baya bana takıntılıymışsın"
"ayıp öyle mi söylenir kör kütük aşık daha doğru"
Cümlemi bitirdiğimde hemen dudaklarıma kapanmıştı. Nefessiz kalana kadar öpmüştü beni. Ayrıldığımızda konuşmaya başladı.
"ya benimle şu an bu halde olmasaydın"
"herhalde fanlığıma devam ederdim ama şanslı bir adamım ki şu an bu odada seninleyim ve sevgim karşılık buluyor"
"ben de şanslı bir insanım yunan tanrısı gibi adamla aynı odada bulunuyorum" ikimizde kahkahaya boğulmuştuk.
"hadi gel senide minik civcive dönüştürelim artık"
İtiraz etmeden yatağımın üstüne kurulmuştu. Ben de boyayı hazırlayıp saçına sürmeye başladım. Hepsini boyadıktan sonra sıra bana gelmişti. Bu seferde aynı şeyleri benim saçlarıma yapmıştık. Sürenin dolmasını bekliyorduk.
"bütün çizimlerin bunlar mı"
"hayır tabiki bir sürü etrafta bir yerlere sıkıştırılmış çizim görebilirsin"
"hiç şaşırmam odan aşırı dağınık"
"dağınık olmak hoşuma gidiyor diyelim kendimi rahat hissediyorum"
"anladım ama odanın verdiği vibe çok güzel seni yansıtıyor"
Saçlarımızın süresini beklerken Felix'e etraftan çizimlerimden bulmuştum. Onları incelemişti ve her birine ayrı iltifat etmişti. İlk Felix'in saçlarını yıkamıştık ve tam anlamıyla civciv olmuştu. Ardından benimkinide yıkadığımızda bir değişik hissetmiştim.
"OFF YA ben civcive benziyorum sen hepten yunan tanrısı oldun" sürekli söyleniyordu.
"ama sen civciv ol diye yaptık ya güzelim hadi gel kurutalım"
Önüme oturmuştu nazikçe saçlarını kurutuyordum. Saçlarıyla oynanınca uykusu gelmiş olmalıydı gözleri kapanıyordu. Kendi saçlarımıda kurutmuştum.
"hadi gel fotoğraf çekinelim" Bir anda uykusu açılmışa benziyordu.
"olur seni çekeyim paylaşırsın hem"
"hayır beraber çekinelim" Kafamı sallayıp kabul etmiştim beraber bir kaç fotoğrafımızı çekmiştik.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
photographer, hyunlix
FanfictionUzun zamandır hayranı olduğu Lee Felix'in fotoğrafçılığını yapma fırsatı Hwang Hyunjin'in eline geçmişti. hyunlix texting+düz yazı