hyunjin'in ağzından
Sonunda Paris'e gideceğim gün gelmişti. Bu sürede Felix'le hiç iletişimimizi koparmamıştık. Şu an ise uçaktaydım. Fazlasıyla heyecanlıydım çok özlemiştim.
Uçaktan indiğimde kapının orda bir grup insan görmüştüm. Kesinlikle bu O olmalıydı. Hayranları etrafını kuşatmıştı. O kalabalığın içinde beni farkedip yanınma koşması biraz şaşırtmıştı. Birbirimize sıkıca sarılmıştık.
"seni çok özledim jinnie~"
"ben de seni çok özledim lix~"
Ne kadar sarıldık hatırlamıyorum ama yarın kesinlikle magazin sayfalarında olucağımız kesindi bunu Felix'e söylediğimde hiç umrunda olmamıştı ama ben menajeri ona kızar diye korkuyordum.
"hongjoong sana kızmaz dimi"
"hayır tabiki hayatımda gördüğüm en umursamaz ve destekleyici menajer o takma bu kadar Hyunjin iki gün konuşulur unutulur"
"iyi o zaman"
"yoksa benimle görüntülenmekten rahatsız mı oldun???"
"saçmalama yok artık Felix"
"şaka yapıyorum" diyip gülmüştü.
Bu sırada kalacağımız otele varmıştık. Onların dördü bir arada kalıyordu. Odama yerleşirken yanımda durup beni izliyordu. Onların yanında kalamayacağımı öğrendiğinden beri biraz yüzü düşmüştü.
"sorun değil sonuçta istediğimiz kadar gezebiliriz"
"bilmiyorum seni yalnız bırakmak hoşuma gitmiyo"
"yarın konserin var lix dinlenmen lazım hadi seni odana götürelim hem diğer çocuklarada selam vermiş olurum"
"pekala" hala çok mutsuz duruyordu. Onu mutlu etmek için bir şey yapmam gerekiyormuş gibi hissediyordum.
"dondurma yemeye gitmek ister misin?" diye sormuştum. Sonuçta daha saat çok geç değildi.
"OLURR" küçük bir çocuk gibi sevinmişti.
Beraber otelden çıkıp otel Eyfel kulesine yakın olduğu için o tarafa doğru yürümüştük. Biraz ilerledikten sonra bir dondurmacı gördüğümüzde durup dondurmalarımızı almıştık. Sonra bir bankta sessizce oturup dondurmalarımızı yiyorduk.
"seninki neli?" diye sordu bir anda.
"al tadına bakabilirisin" dondurmamın küçük bi kısmından yemişti çok şirin gözüküyordu.
"cidden güzelmiş tadı ama benimkinin tadı daha güzel"
"hmm öyle miymiş ben de seninkine bakayım o zaman"
Felix bu cümleyi söyledikten sonra bana külahını uzatmıştı ama aklımdan geçen bir anlık cesaretle yapacağım şeyin farkında değildi. O masum bir şekilde beklerken bir anda dudaklarına yapışmıştım. İlk iki saniye şoka uğramış olsa gerek karşılık vermesede o da sonrasında bu durumu garipsemeyi bırakmış gibiydi. Nefesimiz bitene kadar öpüştükten sonra ayrıldığımızda gülümsüyordum. O ise utanmış ve kıpkırmızı olmuştu.
"haklıymışsın seninkinin tadı daha güzelmiş"
"bence ben seninkinin tadından pek emin olamadım bi daha bakayım" dediğinde bu seferde o benim dudaklarıma yapışmıştı. Yine ayrıldığımızda ikimizde kahkaha atmaya başlamıştık.
"ben şimdi seninkini daha fazla beğendim" Az önceki utanmış Felix'ten iz yoktu resmen.
Dondurmalarımızı yedikten sonra otele doğru yürümeye başlamıştık. Felix bana dönüp;
"en başından beri benden hoşlandığını biliyordum"
"bil diye yapıyorum zaten seni kendime aşık ediyim diye"
"haa şerefsize bak sen hele"
"ee şekerim var bizde de bi kaç numara" dediğimde kahkaha atmıştı. Kolumu ona doğru sarmıştı ve minicik olduğu için kollarımın içiden kaybolmuştu.
"sen eskiden daha romantiktin yalnız"
"arada ayarlarım karışıyor alışıcan artık"
"ben anlamam canım"
El ele tutuşarak ve sarmaş dolaş halimizle otele döndüğümüzde otelin bahçesinde bana pis pis bakan bir Chan beklemiyordum açıkçası.
——————
bu bolumu Ch0inz a adiyorum o olmasa bu kitap ilerlemez bile seni seviyorum canim🫶🏻🫶🏻
ŞİMDİ OKUDUĞUN
photographer, hyunlix
FanficUzun zamandır hayranı olduğu Lee Felix'in fotoğrafçılığını yapma fırsatı Hwang Hyunjin'in eline geçmişti. hyunlix texting+düz yazı