11. Bölüm

78 6 0
                                    

Araba frenleri, çığlıklar gözümün önünde yükselen ve gitgide beni yutacak kadar küçülen ateş, Kahkahalar...

Annem-Babam ve diğer herkesin kahkahası. Herkesin bana güldüğü bariz bir şekilde ortada. İçlerinde bir ses var ki beni daha fazla yaralıyor, kalbimin parçalara ayrılmasına sebep oluyor. Gitgide beni içine alan ateşin dumanı cigerlerime dolarken gözümden akan yaşa öksürüklerim eşlik ediyor..

"Buse? Uyan Buse?" ses o kadar yakınımdan geliyor ki ama etrafa baktığımda ateş ve dumandan başka hicbirsey yok.
"Buse, iyi misin?" Sesin geldiği yeri anlamaya çalışıyor ama bir türlü çözüm getiremiyorum olaya.
Ve sonra bir sarsılma..

"Buse iyi misin?" karşımda bir çift göz ve şaşkın bakışlar.
"Chriss" dedim şaşırarak "rüyamıydı?"
Gülmeye başladı sesi tüm odayı doldururken "Hayır" diyerek gülmesini devam ettirdi.
Bir anda yüzü ifadesiz bir hâl aldı ve düşmanıymışım gibi yüzüme baktı ardından tekrar gülmeye başladı "Tam bir aptalsın" diyerek devam etti.

"Sen.. sen chriss değilsin" dedim kocaman olan gözlerimle"sen chriss değilsin"

"Haaaa.." Hızla atan kalbime elimi koyarak doğruldum "rüyaydı..sadece bi' rüya"
Daha önce bu kadar sahici bir rüya görmemiştim yada daha önce bir rüyadan bu kadar korku içinde uyanmamıştım.
Ayaklarımın varlığını hissetmiyordum ki kendi varlığımdan bile şüpheye düşmüş acaba hala rüyada mıyım diye düşünmeye başlamıştım bile..
Elimle alnımdaki teri silip saate bakmak için telefonu elime aldım saat henüz 5 di ve etraf hâla tam olarak aydınlanmamıştı gece lambasını yakarak yavaşça yataktan kalktım. Rüyam o kadar korkutucu gelmişti ki yatağın altından her an birisi çıkacak ve bana saldıracakmış gibi hissediyordum. Bu düşünceleri kafamdan atarak odamdan çıktım ve sessizce banyoya ilerledim. Yaşadığım saçma günün üstünden üç gün geçmişti, "Üç gün.." diye homurdandım, aynaya bakarken.

Gerçekten ne kadar da sacmaydı hayatım resmen saçmalık üzerine kurulmuştu.
Üç gündür hemen hemen herkes Özür diledi nerdeyse yalvaracak duruma geldiler ki Kübra ve Kai onu bile yaptılar. Ama ne kapıyı açtım ne de telefonlarımı. En çok canımı yakan ise Chriss için o kadar endişelenip onun yüzünden bu kadar tepki göstermeme rağmen ne Özür diledi, ne aradı nede bir mesaj gönderdi. Hoş gönderse onun mesajlarını da diğerleri gibi okumadan silerdim ya neyse.

Sanırım bugün okula kesin olarak gitmem gerekiyordu sınav haftasına girmiştik.
Ama bir yanım gitmemek için direniyordu resmen "Off" diye tısıladım kendi kendime.
Dişlerimi fırçalayıp olabildiğince sessiz bir şekilde elimi yüzümü yıkadım.
Kimse uyanmadan çıksam iyi olurdu.

Sessiz ama seri hareketlerle odama geçip dolabı açtım siyah bir tayt ve beyaz üzerinde siyah harflerle 'I want die' yazısı olan beli açık bir tişört ve siyah bir kapşon
Giyindim Saçımı baştan savma bir şekilde topladım ve cantama bir iki birşey doldurup sessizce merdivenlerin yolunu tutdum. Kiyafetlerime dikkat edince fazlasıyla bugün kü ruh halimi yansıttığını farkettim. "I want die" diyerek gözlerimi devirdim.
Kapıyı yavaşça açıp kendimi sabahın acımasız soğuğuna attım.
Hava hala aydınlanmamıştı.
Elimi telefonumu almak için cebime uzattım "siktiiir" telefon içerde unuttum.
"Of gerizekalı Buse off" diyerek yumruk yaptığım elimi kafama vurdum.
Derin bir "Ohfff" çekerek evden uzaklaşmaya başladım.
Yavaş gitmem de sorun yoktu eminim ki benden başka hiçbir gerizekalı bu saatte güzelim uykusundan uyanmaz..

Istemsiz olarak adımlarımı saymaya başladım "bir..iki..üc..dört..beş..al-"

"Napıyorsun sen?"
"Adımlarımı sayıyorum. ." Bi' anda büyüyen gözlerimi yavaşça önümde ki bir çift ayakkabıya diktim hemen ardından da ayakkabının sahibine bakmak için başımı kaldırdım "Aaaaaaa-.." sesim tüm sitede yankılanırken ağzımı kapatıp "Napıyorsun sen bi' başkası duysa seni kaçırdığımı falan düşünecek" dedi chriss elini yavaşça ağzımdan çekerken.

SİL BAŞTANHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin