Bu gece bir rüya gördüm. Uzun zamandır getirdiği hisleri hatırlamadığım birini. İlk ve biricik sevgilimi. O bu satırların hiçbirinden haberdar değil, olmayacak da. Ruhu bile hissetmez bu yazdıklarımı. Zaten benimle olduğu o güzel zamanlarda da yazılarımla pek ilgilenmezdi.
Düşümden gözlerimi açtığımda gerçekliğe dönmem beni fazlasıyla afallattı. Sanki... sanki asıl gerçekliği karıştırmışım gibi bir histi. Anlığına, düşümü gerçek sandım. Bu kısacık kafa karışıklığından sonra yüreğim sızladı. Göğsüm sıkıştı. Hayır hayır. Kâbus falan değildi. Aksine, öylesine güzeldi ki; asıl kâbusun gözlerimi açtığım gerçeklik olduğunu fark ettim. Alışmıştım oysaki. Uzun zaman sonra ilk defa rahatsızlık verdi yıldızımın yokluğu. Bir zamanlar gökyüzümü kaplayan binlerce çeşit ışığımın yerinde olmayışı, unuttuğum acıyı hatırlattı bana.
Düşündüm durdum sabaha karşı kalan zamanımda. Anıları tazeledim. Kendi kendime güldüm. Kendi kendime ağladım. Karanlık tavanı izledim saatlerce. Işık olmadan. Şu hale bak. Beni böyle görseydi çok kızardı eminim ki. Azarlamalarına karşı bile nasıl bir özlem duyuyor yüreğim. Öylesine hislerdi ki... Bunları anlatmaya kelime haznem yetersiz kalıyor. Yıldızlarımın ışığı öyle güçlü, öyle mükemmeldi ki geçmişte. Galaksiyi hediye etti karanlık boşluğuma. Sevgilim benim. Bana, bir çiçeğin solmadan nasıl yetiştirildiğini öğretti. Bana, içinden çıkamadığım çamur ve pisliğin nasıl temizleneceğini öğretti. Bana hissetmeyi hissettirdi. Bana duyguları verdi, sevgiyi verdi. Sevmeyi öğretti bana biricik sevgilim. Aciz bedenim ve ruhum tüm bunları nasıl hak etsindi zaten? Gördüğümü göstermeye uğraştım, Hissettiğimi hissettirmeye çalıştım. Ama yeterli olamadım. Hiçbir zaman yeterli değildim zaten. Seni küf kokan yaşamıma getirmemelilerdi. Ama bencillik etmek istiyorum biraz, seninleyken cenneti gördüm. Tekrar gitmeyi hak ettiğimi sanmıyorum.
Tarif edecek tek kelime tarifsiz. Bense sadece gölgesinde büyüdüm.
Ve biliyordum. Hiçbir şey kalıcı değil. Sık sık hatırlatırım kendime. Bir gün, olan olacak dedim. Galaksimdeki yıldızlarım teker teker ışığını kaybedecekler. Gölgesinde rahatladığım ulu ağacımı kesecekler. Duyguları veren de hepsini tekrar alacak benden. Ben güçsüzüm. Ruhen ve bedenen. Üçüncü şahıslara fırsat bırakmak en kötü deneyimdi. Yanlış anlaşılma olmasın, aldatma veya aldatılma gibi bir durum söz konusu değil. Bunlar benim yüzümdendi. Ben ve kontrolüm dışındaki bazı küçük hatalarım. Hepsi bu.
Bir süre karanlığıma gömüldüm. Boşluk ondan önceki hayatımda olandan bir galaksi kadar fazlaydı. Süzüldüm, düştüm. Nefes alamadım. Bedenim yandı. Kalbim onsuz atıyorsa, dursun istedim. Ellerimi uzatmaya gücüm yetti. Bu sefer de ellerim yandı, ışığım yaktı. Geri çektim. Yok olmak istedim. Onun ellerini özledim, boğazımı sarıp kırmasını diledim. Ama beceremedim. Onu geri alamadım. Onun ellerini hiç bir zaman da hissedemedim.
Ama onu hiç tanımamayı dilemedim. Hep teşekkür ettim bana verdikleri için, öksüz bir çocuğun anne sevgisini tatması kadar güzeldi. Teşekkür ederim. Belki onu bir daha hiç göremeyeceğim. Ama anılar yeter. Yaşanmışlıklar hisleri hatırlatmaya yeter. Yüzünü hatırlamaya bir fotoğraf yeter.Benim her şeyim. İlk sevgim.
Seni seviyorum. Galaksiler kadar.