'Burası çok güzel Jimin-ah' dedi etrafına bakınarak genç kız. Bir taraftan etrafı yokluyor, diğer taraftan siyah elbisesinin dekoltesini düzeltiyordu. Genç adam yakasını düzeltti ve arkasına yaslanıp düz bir surat ifadesi ile birlikte başıyla onayladı. Önlerine gelen küçük porsiyonluk yemeklere bakınıp günlerinden söz ettiler. Eun-Mi hayranlıkla Jimin'e bakıyor, o ise bir kolu sandalyenin arkasına yaslı bir şekilde etrafa bakıyordu. Genç kız, diğer elini kavradı ve kararlı bir ses tonuyla 'Yeni siyah bir elbise istiyorum Jimin-ah' dedi. Genç adam kısa bir iç çekti ve Eun-Mi'ye bakıp 'Bana Jimin-ah diye seslenme, Jimin yeterli. İstediği alırım ama önündeki yemek soğuyor.' diye söyledikten sonra eline çatalını alıp bıçak yardımı ile tabağındaki yemeği dilimliyordu. Eun-Mi siyah saçlarını kulağının arkasına alıp dudak büzdü ve dediği şeyden sonra nazikçe yemeğini yemeye başladı...
Garson biten tabakları almak için masaya geldi, orayı toparlayıp geri gittikten sonra arkada çalan kısık müziğin sesi ile Eun-mi kollarını göğsünde birleştirmiş, arkadaki müziğe kulak veriyordu. Kendisini umursamadığını düşünüyordu. Sesini inceltti ve ses düzeyini azaltarak 'Benden başka bir kız yok değil mi Jimin? Bana böyle davranma.' diye söyledi. Gönlünü almak için gözlerinin içine gülümsedi ve 'Hayır, yok.' dedi kısaca. Genç kız mimikleri ile onayladı, uzun bir süre sessizce durdular.
Beraber masadan kalktılar. Eun-Mi elbisesinin üstünü silkti, ardından Jimin'in parmaklarını kavrayıp birlikte restorant'tan çıktılar. Arabaya binip yavaştan evin yolunu tuttular. Eun-Mi bacağını bacağının üstüne atıp yola bakıyordu. Aniden Jimin'e bakmadan 'Gecelik istiyorum, yeni topuklu ayakkabılar ve yeni bir ruj. Rujumu kaybettim biliyor musun? Ayrıca bana kredi kartını bırak alışveriş yapacağım.' diye tüm isteklerini söyledi. Buna karşın genç adam 'Her hafta bir şey istiyorsun.' dedikten sonra genç kız kafasını ona doğru çevirip, 'Tabii ki isteyeceğim, neredeyse nişanlanacağız.' Bunları dedikten 1 saniye geçmeden genç adam, 'Neredeyse. Daha nişanlanacağımız bile net değil, sevgilimin benden bu kadar çok şey istemesi garip değil mi?' dedi. Eun-Mi kollarını göğsünde birleştirdi, kısık bir sesle 'Sen bana her şeyi alırsın.' diye sözü bitirdi.
Bir süre geçince eve varmışlardı, havanın kararması Eun-Mi'nin mayışmasına sebep olmuştu. Genç adam arabadan inip genç kızın kapısını açtı, Eun-Mi hâlsiz bir şekilde arabadan indi. Yürümeye eriniyordu adeta, Jimin'in boynuna sarılıp 'Çok yorgunum.' diye sızlandı. Bunu duyan genç adam genç kızın bacaklarından ve belinden kavrayıp bir şey demeden kucakladı. Ardından Eun-Mi boynuna sarılıp kafasını göğsüne yasladı ve gözlerini kapadı.
İçeri geçer geçmez yukarı kata doğru yöneldi, Eun-Mi'yi nazikçe yatağa bıraktı. Kravatını gevşetip yakasını yarıladı ve perdeleri teker teker kapattı. Gömleğinin düğmelerini açıp kollarından sıyırdıktan sonra yatağa oturdu. Gözlerini yavaştan açan Eun-Mi Jimin'in dibine girip boynunu kavradı. Uykulu sesi ile, 'Bana istediklerimi alacaksın değil mi?' diye sordu. Başı ile onayladı ve saçlarını okşayarak uyumasına yardımcı oldu.
Uykuya tekrardan daldığını fark edince genç adam tüm gece boyu derin düşüncelere kapıldı, aşk ona göre değildi. Sevgisini gösteremiyor, sevemiyordu. Uzun bir süreden sonra gözlerini kapamış, kendini uykuya kaptırmıştı.
Eun-Mi bu kitaptaki kurgusal bir karakter, kafanızda suratını istediğiniz gibi imajine edebilirsiniz, size kalmış.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
the perfect girl : jr
Fanfiction[.] 'I think I've fallen under your spell.' [03.08.2022] [?]