İnsanlar gerçekleri yalnızca kalpleriyle görebilirler. Gözleriyle değil. Ve ben hissediyordum. O kişi, ruhumun katili herkimse çok çok yakınımdaydı.
Belki hiç ummadığım birisi,
Belki yüzüme bile bakmaya cesareti olmayan yavşağın teki.
Belkide düşündüğüm kişi.Bilemiyorum, kararsızdım!
Belkide benimle oynuyordu. Bir piyon gibi, sadece onun oyunu kazanabilmesi için birer basamaktan ibarettim!
Sadece buydum onun için belkide!
Kim bilebilirdi ki?Kafam o kadar karışıktı ki! Hiç mantıklı düşünemiyordum!
Kapı çaldı. Bangchan içeri girdi!
"Felix neyin var? Çok bitkin gözüküyorsun!"
"Neden? Neden beni bu işe dahil ettin!
Benim derdim başından aşkın zaten! Neden yaptın bunu?" İsyan edercesine konuştum onunla."Benden seni öylece gruba almamı beklememişsindir umarım!" Sesi benimkinin aksine sakindi.
Kaşlarımı çattım;
"Nasıl yani?""Yabancının tekisin sana öylece güvenmemi bekleme! Bu işi becerirsen eğer, sana o zaman gerçekten güvenebilirim işte! Ki bunu başarman çok zor, çünkü Steve'in kafesine girenlerden birisinin illaki ölmesi lazım! Şansın %50 yarı yarıya. Steve'in öylece dandik insanları almadığını biliyorsundur umarım. Sağlam insanlarla işi oluyor onun. Kafes dövüşçüsü olduğunu söylemeseydin seni almazdım! Çelimsiz duruyorsun, güçsüz gözüküyorsun! Yani demek istediğim görünüş olarak biraz zayıfsın. Şimdi, aşağı ya gelmelisin plan kuruluyor. Yarın için!"
"Yarın içinmi? İyide 1 hafta yokmuydu daha!?"
"Öne alındı! Şimdi hazırlan ve çabuk ol!"
Öne mi alınmıştı? of sıçtım!Hızlıca hazırlanıp aşağıya indiğimde, hepsi yuvarlak bir masanın etrafına toplanmıştı. Masa genişti rahatlıkla sığılabilirdi.
Minho konuşuyordu.
"O sırada Felix onu oyalamakla ilgilenecek!""Neyi oyalamakla?" herkes bana gözlerini dikmişti.
"Tabi ya sorduğum hata!"
Minho dikkatleri üzerine çekmek için öksürür gibi bir ses çıkarmıştı.
Godzilla mübarek!"Tekrardan başlıyorum! Şimdi içeride kafes dövüşleri yapılacağı için dikkatler orada olacaktır. Bu sırada Chan ve Changbin içeri sızacak. Ben Felix'i uzaktan izleyeceğim. Seungmin ise güvenliğimiz için bilgisayardan kameraların yerlerini tespit edip bizlere aktaracak. Jeongin o sırada kapıdaki güvenlikleri oyalayıp bizim içeri girmemizi sağlayacak sonrasında Seungmine yardım edecek. Biliyorsunuz, ağazı çok iyi laf yapar!
ve Hyunjin,keskin nişancımız, ters bir durum olduğunda(Hyunjin'e bakarak)
Ne yapacağını çok iyi biliyorsun.
(göz kırpar) Felix! Gelelim minik oyuncağımıza,onun yapması gereken tek şey ölmemek! Onun dışında içeriye girmen için biz senin adına giriş izni aldık!"Minik oyuncakmış aman ne komik!
Ben seninle bir oynarım varya neye uğradığını şaşırırsın!elini omzuma koydu! Pis bir şekilde sırıtarak,
"Evet Felix! Beleşe giriş izni aldın, bana çok pahalıya patladı. Emeklerimi boşa çıkarmazsan sevinirim. Kısacası demek istediğim ordan sağ çıkamazsan, cesedini duvara çivilerim haberin olsun!"
Jeongin;
"Kibar bir şekilde uyardı seni. Değerini bil!" Dedi ve gülümsedi. Bunlar çok mu komikti?Hyunjin;
"Ciddi ciddi tanımadığımız birisinemi güveniyoruz şuan!" Ben bu çocuğu anlamıyordum. Resmen sıcak soğuk oynuyordu benimle!"Ciddi misin sen?" Kaşlarımı çatmıştım ve sesim biraz daha sinirli çıkmıştı.
"Ne oldu Felix yoksa rahatsızmı oldun?"
"Evet desem ne farkeder?" Fevri davranmıştım.
Cidden artık sabrım taşmıştı, bıkmıştım!
Ben buraya bununla uğraşmaya gelmemiştim. Benim kutsal bir görevim var ve bunu berbat etmelerine izin veremem.
Beni karanlığın içine sürüklemişlerdi.
Bu karanlığın sebebi onlardı. Suçlular şuan tam karşımda duruyorlardı."Minik kalbin mi kırıldı senin?"
"Varya seni bir kırarım ben!"
"Arkadaşlar, arkadaşlar bölüyorun ama tribinizi çekecek bir saniyemiz bile yok!
Biliyorsunuz zamanımız kısıtlı. Yani gereksiz atışmalarla vaktimizi çalmayın.
Ne kadar zor bir şeyin içinde olduğunuzu unutuyorsunuz galiba bu süre zarfında herkes birlik olacak,el ele verecek ve amacımızı gerçekleştireceğiz!"Haklıydı.
Chan çok zeki biriydi her sözünden anlaşılıyordu zaten. Adam kelimelerini seçerek konuşuyordu. Kısaca mantık sıçıyor diyebiliriz.
Anında Chan'ın telefonu çaldı.
Gözleri kocaman olmuştu. Sanki bilmemesi gereken bir şeyi öğrenmiş gibiydi.
Hiçbirşey demedi. Sadece sustu!
Bana bakıyordu.
Hala bakıyordu.
Sonra yavaşça kaşlarını çattı."Chan, Chan beni duyuyormusun?
Chan cevap ver orada neler oluyor?!"
Demişti telefondaki kişi.Bana bakıyordu.
Öğrenmiş olabilirmiydi?
Asıl amacımı anlamış mıydı?Kafamdaki düşünceler birbiriyle çelişiyordu!
Şuanda en son isteyeceğim şey tam olarak buydu!
Kahretsin kendimi Cehennemin içine atyordum.
Tepe taklak olmuştum.
Altüst etmiştim kendimi.
Herşey buraya kadardı galiba...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
THUNDEROUS / Stray Kids / Hyunlix
Action"Aramıza sızıp bizi yok etmeye çalıştığını anlamayacak kadar aptal olduğumu mu sandın gerçekten?" Başta öyle düşünüyordum. Fakat sandığımdan daha zekisin Hwang Hyunjin. "Yoluma çıkan herkesi öldüreceğime dair kendime söz verdim. Fakat se...